UZAYLI BEKLENTİSİ


                 UZAYLI BEKLENTİSİ

                
  Belgesellerde, araştırmalarda her nedense uzaydan dünyamıza yabancı varlıkların gelebildiklerini ispatlamaya çabaladık.
  Kuran’ı anlayarak okuyan insanlar,ALLAH’ın biz insanlara gönderdiği, bu değerli kitapta, insanların bilmesi gerektiği kadarını aktarmıştır.
 
 Uzaylıların beklentisini yaşarken hiç şunu düşünmedik, geçmişte ki insanların neleri başardığını.
   ALLAH Adem'e secde edilmesini istedi .Şeytan red etti, Melekler secde etmek istemedi.Adem, ALLAH’ın yüklediği bilgileri paylaşınca, Melekler hemen secde etti.
  Anlamamız gereken şudur ki, insan da var olan bu bilgileri açığa çıkartabilmemiz için, Kuran'da anlatılan 7 kat semayı ( gök ) ,7 kat yeri, kainatı, dünyayı,yaşamı,varlıkları,insanı vs. okumamız lazım.
ALLAH tufan sonrasında, Hz.Nuh’dan delil bıraktığını Kuran'da anlatır.İnsanlar Hz.Nuh’un gemisinin kalıntılarının arayışı içinde oldular.
ALLAH Hz.Nuh'a tarif edip yaptırdığı gemide, her canlıdan bir çifti, tufanda taşıttı.Aranılan delilleri etrafımıza dikkatlice bakınca görürüz.
     

65..CÂSİYE SURESİ

  65..CÂSİYE SURESİ

                       
                    
                Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...
. Hâ, Mîm.
                  
. Azîz ve Hakîm olan Allah'tan Kitap'ın indirilişidir bu...

. Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.
. Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı 
canlılarda, kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır.
. Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, 
Allah'ın gökten bir rızık indirip de onunla yerküreyi ölümünden sonra hayata 

kavuşturmasında, rüzgârların herbir yana sevkedilişinde de aklını çalıştıran bir topluluk için izler, işaretler vardır.
. İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. 
Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
. Yazıklar ve azaplar olsun günaha batmış her yalancı iftiracıya,

. Ki Allah'ın ayetleinin kendisine okunuşunu 
dinler, sonra böbürlenmiş olarak inadında devam 
eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir azapla muştula böylesini.
.Ayetlerimizden birşeyin bilgisine ulaşınca, alaya 
aldı onu. İşte onlar içindir horlayıp yere batıran bir azap.
. Arkalarından cehennem! Kazanmış oldukları da
Allah dışında edindikleri veliler de onlara hiçbir 
yarar sağlamayacaktır. Çok büyük bir azap vardır onlar için.
. İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin 
ayetlerini inkâr edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür.
.Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler 
O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz.
.Göklerde ne var, yerde ne varsa tümünü, O'ndan 
bir lütuf olarak size boyun eğdirmiştir. Bunda, 
derin derin düşünen bir topluluk için elbette ibretler vardır.

. İman edenlere söyle: "Allah'ın günlerini ummayanları affetsinler ki, O, bir toplumu kazandıklarıyla 
cezalandırsın."
. Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz. 
                  
. Yemin olsun, biz, İsrailoğullarına Kitap'ı, 
hükmetme gücünü, peygamberliği verdik,onları temiz yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini âlemler üzerine imtiyazlı kıldık.

. Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık-seçik belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık 
yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp durdukları 
şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir.
. Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şerîat/bir yol-yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!
. Kuşkun olmasın ki onlar, Allah karşısında sana 

hiçbir yarar sağlayamazlar/Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah ise takvaya sarılanların Velî'sidir.
. Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak 

ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
. Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman 
edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı 
tutacağız. Hayatları ve ölümler onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!


. Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.

. Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ 
                       
düşünüp ibret almıyor musunuz?

. Dediler ki: "Şu dünya hayatımızdan başkası yok. Ölüyoruz, diriliyoruz. Bizi zamandan başkası helâk etmiyor." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Sadece sanıda bulunuyorlar.
. Ayetlerimiz, karşılarında açık-seçik mesajlar halinde okunduğunda, delilleri sadece şöyle demek olmuştur: "Doğru sözlüler iseniz atalarımızı getirin."
     . De ki: "Sizi Allah yaşatıyor; sonra sizi 

                                           
öldürecek, sonra da o hakkında hiç kuşku                        
bulunmayan kıyamet gününde biraraya getirecek. Ama insanların çokları bilmiyorlar."
. Göklerin ve yerin mülkü/saltanatı Allah'ındır. Kıyamet kopunca, işte o gün, gerçekleri hükümsüz kılanlar hüsrana uğrayacaklardır.
                         
. O gün tüm ümmetleri, toplanıp diz çökmüş 
görürsün. Her ümmet kendi kitabına davet edilir. Bugün, yapıp-ettiklerinizin karşılığıyla yüzyüze getireleceksiniz.
. Bu bizim kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp-ettiklerinizin kopyasını çıkarıyorduk/yaptıklarınızı kaydediyorduk.
. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur.


                     
. İnkâr ve nankörlüğe sapmış olanlara gelince, 
                     
onlara şöyle denecek: "Ayetlerimiz karşınızda okunurdu ama siz büyüklük taslardınız, suç işleyen bir toplum oldunuz, öyle değil mi?"
. Hani, size, "Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, 
kıyamet saatinde de şüphe yoktur" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: "Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece birşeyler var 
sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz."
. Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş, alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
. Şöyle denilir: "Unutuyoruz sizi bugün! Tıpkı sizin, bugününüze kavuşmayı 
unuttuğunuz gibi. İşte böyle! Sığınağınız ateştir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır."
. Bunun sebebi şudur: "Siz, Allah'ın ayetlerini eğlence aracı yaptınız, dünya hayatı sizi aldattı/gurura itti. 
Bugün ateşten çıkarılmayacaklar, özür dilemeleri de kabul edilmeyecek."

. Hamt; göklerin Rabbi, yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır!

. Göklerde ve yerde ululuk/büyüklük O'nundur! Azîz'dir O, Hakîm'dir.



NOT: Bu bir davettir LÜTFEN KURAN OKUYUN. Başlangıç için iniş sırasına göre TÜRKÇE KURAN meali okumayı tercih edin. Ve lütfen okuduktan sonra okumayanlara davette bulunun.. TEŞEKKÜR EDERİM