KURAN'da anlatılan Hz. MUSA'nın asası ile denizi yarması.. ( Bölüm: 3 )

         Hz. MUSA            ( Bölüm : 3 )
     Firavun, toplumu içinde haykırıp şöyle dedi: ”Ey toplumum!  Mısır’ın mülk ve yönetimi benim değil mi? İşte şu nehirler benim altımdan akıyor, görmüyor musunuz? Yoksa ben şu zavallı , şu meramını anlatamayacak adamdan hayırlı değimliyim?
  Ona altın bilezikler atılmalı, yanında-hizmetinde melekler bulunmalı değimliydi? ”  İşte toplumunu böyle küçümsedi, onlarda ona itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan sapmış bir toplum idiler.Firavun ve toplumu  inkarlarından ve inançsızlıklarından dolayı ALLAH’ın azabına maruz kaldı.Firavun MUSA’ya inanları ve onların erkek çocuklarını öldürülüp, kadınlarını sağ bırakarak katliam yapmaya, eziyet etmeye başladı. 
 MUSA bu eziyet karşısında  şöyle yakardı: ”BUNLAR GÜNAH İŞLEYEN BİR TOPLULUKTUR.”
  ALLAH buyurdu: ”O HALDE KULLARIMI GECELEYİN YOLA ÇIKAR, ÇÜNKÜ TAKİP EDİLECEKSİNİZ.” Firavun ve adamları, gün doğarken onları izlemeye başladılar. İki topluluk birbirini görecek hale gelince, MUSA’nın adamları seslendi : “İŞTE ŞİMDİ YAKALANDIK”.   MUSA :  ”HAYIR,  ASLA RABBİM BENİMLEDİR,  BANA KILAVUZLUK EDECEKTİR.”
Bunun üzerine ALLAH :  “ ASANLA  DENİZE  VUR” dedi MUSA’ya. Deniz hemen yarıldı, her dalga kümesi  kocaman bir dağ gibi oldu. Firavun ve adamları da azgınlık ve düşmanlıkla onları izleyerek  oraya 
yaklaştı. MUSA ve beraberlerindekiler denizi geçip kurtuldular.Firavun ve ordusu onların geçtiği yerden geçmeye çalıştılar fakat deniz eski haline gelmeye başladı.
     Firavun boğularak öleceğini anlayınca 
  şöyle dedi: ”İman ettim.  İsrailoğullarının
inanmış olduğu dışında ilah yok. Ben de O’na teslim olanlardanım”. Onlar inanmış kimseler değildi, zulme sapanlardı.NE GÖK AĞLADI ONLAR İÇİN NE YER;YÜZLERİNE BAKILMADI BİLE!  Allah: “Onları, sonra gelecekler için bir örnek yaptım” dedi.
   İsrailoğulları denizi geçti. Özel putlara tapan bir topluluğa rasladılar. Bunun üzerine:  ”Ey MUSA, bunların ilahları olduğu gibi sen de bize bir ilah belirle”  dediler.  MUSA: ”Siz cahilliği sürdürmekte olan bir toplumsunuz. Şu gördüklerinizin içinden de bulundukları din çökmüştür. Yapmakta oldukları da boşa çıkacaktır. Size ALLAH’tan başka bir ilah mı arayayım. O sizi alemlere üstün kılmıştır.”
 ALLAH Musa ile otuz gece için vaatleşti. VE bunun üzerine on ekleyerek tamamlandı. Rabbinin belirlediği süre kırk  geceye ulaştı. Musa Allah ile buluşmaya gitmeden önce kardeşi Harun ‘a “Toplumum içinde benim yerime sen geç, barışçıl ol, bozguncuların yolunu izleme”  dedi.
    MUSA ALLAH ile buluşma yerine geldi. RABBİ’de kendisi ile konuşunca MUSA şöyle yakardı:”Rabbim, göster bana kendini, 
göreyim seni.”  ALLAH: ”Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. O yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin” dedi. Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve MUSA baygın bir vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: ”Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben”.
  ALLAH buyurdu: ”Ey MUSA! Ben gönderdiğim vahilerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden  ol.” ALLAH öğüt olarak her şeyi detaylı olarak levhalara yazdı. ALLAH: ”Kuvvetle tut bunları ve emret toplumuna da onları en güzel şekliyle tutsunlar. Fasıklar (günahkar,yoldan çıkmış) yurdunu göstereceğim size” dedi.MUSA’nın kavmi, onun ALLAH’la konuşmaya gidişinden
sonra,Samiri isimli adamın  yol göstermesi ile süs eşyalarından oluşmuş, böğürebilen bir buzağı heykelini ilah edinmişlerdi.Kendileri ile konuşamayan, yol gösteremeyen buzağıyı ilah edinerek zalimler haline geldiler.
   MUSA, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi:  ”Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin 
emrini bekleyemediniz mi?” Levhaları yere attı ve kardeşine kızıyordu nasıl buzağı edindiler diye. Kardeşi Harun: ”Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı.
 Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma” dedi. Musa şöyle yakardı: ”Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla, rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin”.
      Ve buzağıyı ilah edinenlerden bir kısmı şöyle dediler: ”Ey MUSA! Biz, ALAH’ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız.”  Bunun üzerine yıldırımla çarpıldılar.Çünkü onlar inançsız günahkarlardı.
Günahlar işlendikten sonra tövbe ve imana sarılanları ALLAH affetti.
     Öfke, MUSA’ yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda , yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı.
Toplumu MUSA’dan su isteyince ALLAH: ”ASANI TAŞA VUR”  diye vahyetti. Taştan oniki göze fışkırdı. Onlar oniki torun kabileye ayrıldı, her oymak su içeceği yeri belledi. ALLAH onlar üzerine bulutları gölgelik yaptı, kendilerine bıldırcın ve kudret helvası indirdi. ALLAH  dedi ki : “YİYİNİZ SİZE SUNDUĞUMUZ  RIZIKLARIN  TEMİZLERİNDEN”.
Bir süre sonra,  bir kesimi şöyle dedi:  ”Ey MUSA! biz tek bir yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabbine dua et de bize yerin bitirdiklerinden baklasından, acurundan, sarımısağından,
 mercimeğinden, soğanından çıkarıversin.”  MUSA: ”Siz daha aşağı bir nimete daha üstün bir nimeti mi değişmek istiyorsunuz?
İnin bir kasabaya , istediğiniz sizin olacaktır.”Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, çünkü onlar inançlı değillerdi.ALLAH onlara şöyle dedi: ”Şu kentte oturun, orda istediğiniz yerden yiyin, AFFET diye yalvarın; kapıdan secde ederek girin ki, hatalarınız bağışlansın.”Dediler ki: ”Ey MUSA! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz.Hadi sen git,rabbinle birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız.”Şöyle yakardı MUSA:”Rabbim! Nefsimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık bu toplulukla aramızı ayır.” ALLAH:”Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar”  dedi.
      ALLAH Beniisrail’e kitapta şu yolda bir yargıda bulundu:”Siz yeryüzünde muhakkak iki kez bozgun vücuda getireceksiniz ve muhakkak büyük bir kibirle böbürleneceksiniz. Nihayet o ikiden birincinin vadesi geldiğinde, üzerinize, aşılmaz bir güce sahip kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat  idi. Sonra onlar üzerinde size tekrar egemenlik verdik, mallar ve oğullarla sizi güçlendirdik ve sizi toplum olarak çoğalttık.”
  Ne var ki zulme sapanlar ,sözü değiştirdiler, bunun üzerine ALLAH ürettikleri kötülüklerden dolayı gökten pislik indirdi.
Kıyamet koptuğunda ALLAH : “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun” dedi.Onlar ateş içinde çekişir dururlar.Horlanan takım,böbürlenen takıma şöyle der: “Biz sizi takip etmiştik.Şimdi şu ateşin bir kısmını olsun bizden uzak tutabilir misiniz?”  Böbürlenen takım şöyle konuştu: “Gerçek şu ki hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş.” Ateştekiler cehennem bekçilerine şöyle der:”Rabbinize yakarın da azabı bizden bir gün olsun hafifletsin.”  Bekçiler der ki: “Resulleriniz size açık-seçik mesajlar getirmezler miydi.” Onlar da:”Elbette getirirlerdi.”
  BEKÇİLER: " O HALDE YALVARIN DURUN; İNKARCILARIN  YAKARIŞLARI  ÇIKMAZDA  KALIP  GİTMİŞTİR " diye cevap veririler..



      NOT: Bu bir davettir.Lütfen başlangıçta iniş sırasına göre Arapça bilmiyorsanız TÜRKÇE KURAN mealini okuyun….TEŞEKKÜR EDERİM…


                             















Hiç yorum yok: