KURAN'da anlatılan MUSA Peygamber ve annesi (Bölüm : 1 )

Hz.  MUSA               (BÖLÜM :1 )
       ALLAH  bize Kuran’da bilmemizi istediği birçok peygamberi, toplumunu, yaşantısını anlatmaktadır. MUSA Kuran’da oldukça geniş yer verilen peygamberlerdendir. MUSA ‘yı okurken öyle çok bilgi, öğüt, yaşam  ve alınacak dersler var ki..Okuyunca umarım sizlerde bunların çoğunun fazlasını  da algılayarak,  keşfedip paylaşırsınız.
  İman edecek bir toplum için, MUSA ve Firavun’un haberlerinden bir kısmı şöyledir. Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu. Bu topluluğun erkek çocuklarını doğruyor, kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesatı yayanlardı.
   Allah’ın istediği yeryüzünde ezilip horlananları nimet ve bağış sunmak, onları önderler yapmak, onları mirasçılar haline getirmektir, yeryüzünde onlara imkan ve kudret vermek. Firavun’a ve Haman’a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri göstermek.
     MUSA’nın annesine şunu vahyettik: “Emzir onu. Onun aleyhine de bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme. Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız.”
Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firevun, Haman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar. Firavunun karısı şöyle dedi: ”Benim içinde senin içinde bir göz aydınlığı bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz.” Onlar işin farkında olmuyorlardı.
       MUSA’nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inanalardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı. Annesi, MUSA’nın kızkardeşine, ”onu izle” dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlar ise işin farkında olmuyorlardı.
        Biz daha önce ona, süt emziren kadınlara haram kılmıştık. Bu sırada kızkardeşi dedi ki : “Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?”
       Nihayet MUSA’yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın gözü aydın olsun, kederlenmesin ve Allah’ın vaadinin hak olduğunu bilsin. FAKAT ÇOKLARI BUNU BİLMEZLER.
       MUSA yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
  Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orda iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, MUSA’ın halkından, şu da düşmanlarından. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı MUSA’dan yardım istedi. MUSA ona bir yumruk indirip işini bitirdi.
        Dedi: ”Bu yaptığım, şeytanın amelindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o. RABBİM, ÖZ  BENLİĞİME ZULMETTİM BENİ AFFET” diye yakardı da Allah onu affetti. Dedi: ”Rabbim, bana lütfettiğin nimete yemin ederim ki, bir daha suçlulara arka çıkmayacağım.”
    Kentte, korku içinde sabahladı, göz-kulak kesiliyordu. Bir de baktı ki, dün ondan yardım isteyen adam yine onu yardıma çağırıyor. MUSA ona dedi ki: ”Anlaşıldı sen, tam azmış bir adamsın.” MUSA, ikisininde düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o şöyle dedi: ”Dün bir adam öldürdüğün gibi, bugünde beni mi öldürmek istiyorsun. Sen yeryüzünde zorba olmaktan başka bir şey istemiyorsun. Barışseverlerden de olmak gibi bir niyetin yok.”
      Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi: ”Ey MUSA, kentin ileri gelenleri seni öldürmeyi planlıyor. Çık buradan. Ben sana öğüt verenlerdenim.”
       Bunun üzerine MUSA, oradan korka korka çıktı. Her yanı gözlüyordu. Şöyle yakardı: ”RABBİM; BENİ ŞU ZALİMLER TOPLULUĞUNDAN KURTAR.”
       Medyen tarafındaki Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. ”Derdiniz nedir?” dedi. “Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz
 hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamızda ileri yaşta bir ihtiyardır” dediler. Bunun üzerin MUSA, onların sulama işlerini yaptı. Sonra gölgeye çekilip şöyle dedi: ”Rabbim, bana indireceğin her nimeti bekleyen bir çaresizim.”
       Tam bu sırada kadınlardan biri şöyle dedi: ”Babam , bizim için yaptığın sulamaya karşılık sana birşeyler vermek üzere seni çağırıyor.” Musa ihtiyara herşeyi anlattı o da : ”Korkma, artık zalimler toluluğundan kurtuldun” dedi. Kızları MUSA’yı ücretli olarak çalıştırmasını istediler. İhtiyar dedi ki: “Bana sekiz yıl çalışman şartıyla şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yılı tamamlarsan o da senden.” MUSA: ”Bu seninle benim aramda. İki süreden hangisini tamamlarsam bana kızıp darılmak yok. ALLAH, bizim şu konuştuğumuza VEKİL’dir”  dedi.
      MUSA süreyi bitirip ailesi ile yola çıkınca, TUR tarafında bir ateş  fark etti. Ailesin dedi  ki : “Bekleyin, bir ateş fark ettim. Belki ondan size bir haber getiririm, belki de bir ateş koru getiririm de ısınırsınız.”
    ORAYA VARDIĞINDA O BEREKETLİ TOPRAK PARÇASINDAKİ VADİNİN SAĞ TARAFINDAN, BİR AĞAÇTAN   ŞÖYLE   SESLENİLDİ  :



    NOT: BİZ MÜSLÜMAN BİR TOPLUMUZ…LÜTFEN BAŞLANGIÇTA İNİŞ SIRASINA GÖRE ARAPÇA BİLMİYORSANIZ TÜRKÇE KURAN MEALİ OKUYUN….TEŞEKKÜR EDERİM… 
                                 

Hiç yorum yok: