NERDE ESKİ BAYRAMLAR...

NERDE ESKİ BAYRAMLAR...

                           Nerde Eski Bayramlar
     Nerde o eski bayramlar demeyeceğim.. Bayramların zamanla ilgili olduğunu sanmıyorum. Bütün mesele yaşla ilgili sanırım.

    Eski bayramları anarken hep hatırladıklarımız çocukluk 

anılarıdır. Biran önce gelsin diye sabırsızlıkla beklenilen o bayram ve sevinçleridir.

   Daha eski tarihlerde, fazla tüketim olmadığı için alınan o bayramlıklar çocuklar için her biri ayrı önem taşır. Gözünün

önünden ayırmazsınız alınan o kıyafetleri, helede o ayakkabıyı, defalarca kontrol edersiniz.. Erkeklerde ayrı bir sevinç , kızlar için daha da önemli, çünkü çok daha da süslü kıyafetler giyecektir, saçlar daha bir özenle yapılıp kurdeleler takılacaktır.

   Evde ise bayram hazırlıkları çok daha önceden başlar. Hala da o geleneklerimizin değişmemiş olması beni sevindirir. Ev adeta tüm elden geçer ne var ne yok yıkanır, temizlenir, misler gibi o temizliğin kokusuyla birlikte,ev artık bayrama hazırdır. Ev büyüklerinde hep o tatlı yorgunlukları izlenilir.

    Misafirlerin yemeğe gelme ihtimalleri de göz önünde bulundurulur. Mutfak alışverişi tamamlanır. Eski bayramlarda şimdiki kadar tüketim olmasa da, TÜRK MUTFAĞI’nın bütün güzellikleri ve çeşitleri bayramlarda, annemizin o müthiş maharetleri ile daha da bir anlamlar kazanır.En önemlisi de her yöreye göre değişkenlik gösteren yemekler ve ikram edilmek üzere hazırlanan tatlılar, pastalar, börekler. Bayram için yemeklerin çoğu hazırdır..

    Bayram şekeri, lokum ve kolonya en önemli ikram edilecekler arasındadır. Kahve çekirdeği alınır ,kahve kavurma

tavasında kavrulurken mahalleyi o muhteşem koku kaplamıştır. Kahve değirmeninde nöbetleşe kahve çekilir, kahve de hazırdır.

Yöresel olarak bilinen kömbe hamuru hazırlanır, bir gün öncesinden taş fırınlarında kuyruklar oluşturur. Çok geç

saatlere kadar kömbenin pişirilmesi için sıra beklenilir. Adeta her yeri buram buram o güzelim kömbe kokuları kaplar. Bu nedenle o yöre halkı bayramı, kömbe bayramı olarak da isimlendirir.

     Bayram öncesi gün erkekler tıraşlarını halletmiştir. Kısa

kesilen ramazanın son iftar yemeğinden sonra, akşam herkes banyosunu yapar. Çocuklar bir an önce yataklarına gidip, bayram sabahının olmasını bekleyerek, hayaller kurar. Sık sık uyanır ve bir türlü sabah olmayı bilmez.

  Ve gün ağarmadan sabah evde hareketlilik başlar. Artık yataktan çıkma zamanı gelmiştir. Çocukça duyulan heyecan ve

sevinçle, hemen bayramlıklar gözden geçirilir.Evin erkekleri bayram namazı için evden ayrıldığında aile büyükleri kadınlar hemen evi toparlamaya tekrar ufak bir temizlikle ev hazır hale getirilir.

    Ramazanın bitişi dolayısı ile kahvaltı hazırlıkları yapılır. Evin çocukları biran önce bayramlıkları giyip el öpmek için gezmeye çıkmak derdindedir.

  Evin erkekleri namazdan döndüklerinde adeta kapı önünde sıralanılır başta anne vardır. Baba girer (nedenini sorgulamadım ,görüntünün silinmesini istemedim, öyle kalsın istedim) anne babanın elini öper, büyükten küçüğe doğru el öpmeleri gerçekleştirilir.

   Ve resmen bayram başlamıştır. Alel acele kahvaltı yapılır ki bir an önce bayramlık kıyafetleri giyilsin. Kahvaltı bitiğinde hemen kıyafetler giyilir, tekrar ev halkının eli öpülür ve ilk bayram harçlıkları alınır. Amaç bir an önce dışarı çıkıp komşuların elini öpüp bayramlaşmak istenir ama hep durdurulurlar çünkü daha çok erkendir.

  Ve dışarıda hareketlilik başlamıştır çocuk sesleri çoğalmıştır.  

   Kapılar çalınmaya el öpmeler bayramlaşmalar başlamıştır. 

  Her gidilen evde yetişkin biri gelmiş muamelesi gösterilerek şekerler ikram edilir, kolonyalar dökülür ve genelde mendil hediye edilir, ender de olsa mendil içinde bayram harçlığı verilir.

Gidilecek yer kalmayınca çocuklar bir araya geldiğinde toplanan paralar şekerler anlatılır.. Erkekler toplanan 

                                          

paranın çoğunu çatapata, maytaba harcar ve sürekli bir patlama sesleri gelir. Fırsat olursa ahşaptan yapılma luna parka gidilir. Bayram harçlığını çoğu da orada tüketilir..

   Bayramlarımız aynıdır sadece bizler büyüdük. Çocukları izleyin bizim yansımalarımızı görürsünüz. Onlar da yetişkin olunca hep diyecekler “nerde o eski bayramlar”
                                 

SİZLERİ SEVGİYLE KUCAKLAYIP, ÖPÜYORUM VE BAYRAMINIZI KUTLUYORUM..

KADİR GECESİ

 KADİR GECESİ

                                           

                                        

    Allah’ın bize gönderdiği KURAN’ ın  ışığı, rehberliği ile karanlıklardan aydınlığa çıkışın realitesi. KADİR GECESİ ile ilgili bir sure inmiştir. Kadir suresi beş ayettir. Bu gecenin önemini destekleyen ayetlerde vardır. Sizlerle bu surenin                  Türkçe mealini paylaşmak istiyorum.

                                  

                 Bismillahirrahmanirrahim

        (Rahman ve rahim olan ALLAH’ ın adıyla)….

    (Merhametli ve merhamet eden ALLAH’ ın adıyla)

              1 . Biz  o  Kuran’ı kadir gecesinde indirdik.

              2.  Kadir gecesinin niteliğini sana gösteren nedir?

              3. KADİR gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

             4. Melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner.

        5. Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar.

      Kadir kelimesinin sözlük anlamı “güç, hüküm, değer, ölçü, ölçü koyma, belli bir ölçü” olarak geçer.

Kuran’ı tefsir eden bilim insanları KADİR GECESİ ile ilgili farklı görüşlerde açıklamalarda bulunurlar. 

     Kuran’ı tefsir eden bir kısım  bilim insanları; bu gecede, Kuran’ın ilk ayetleri Hz Muhammet’e indirilmesinin geceyi şereflendirdiği, yücelttiği için ona bu isim verilmiş olduğunu, bunu destekleyen başka ayetlerde de onu mübarek bir gecede indirdiğini, bu gecenin hayırlı, bereketli, uğurlu, önemli bir gece olduğu ifade edilmiştir.

  Kuran’ı tefsir eden bir takım bilim insanları, Kuran’ın indirilmeye başladığı aydır ramazan.. 

  KADİR GECESİNİN ramazanın hangi gecesinde olduğu üzere geçmişten günümüze çok değişik yorumlar olmuştur. 

   Hz Muhammet’e ilk vahyin Ramazanın 27. gecesinde geldiği üzerine hadislerin desteği  ile   Kuran tefsiri yapan  bir takım bilim insanlarında  ortak bir kanaat oluşmuştur.

   Kuran’ı inceleyen ve tefsir yapan ayrı düşüncede olan  bilim insanları ise farklı bir yaklaşımla görüş bildirmişlerdir; Hz.Muhammet çok zeki,  akıllı ve özel seçilmiş bir insandır. Peygamberimiz KADİR GECESİ ile ilgili tarihi belirtmemesi  ve ramazanın son 10 gününün çok önemli olduğunu söylemesi bu bilim insanlarının yorumuna değişik bir boyut getirmiştir.

    Şöyle yorumlamaktadırlar; Hz. Muhammet meleğin ilk vahyi indirdiğinde çok etkilenmiştir ve ailesine ,çevresine bunu yansıtmıştır.

                                   

 Ramazan Kuran’ın indirilmeye başladığı aydır.

   Peygamberimizin KADİR GECESİ ile ilgili kesin tarihi verememesi bilim insanlarını ciddi düşündürmüştür.Ve şöyle yorum yapmışlardır; kasıt o geceyse,  yani vahyin indiği geceyse tarihi unutmak mümkün değildir. 

    Kadr ölçü anlamına geliyor , kainatın ilk dizaynına  KADİR GECESİ denmiştir.

                                   

   Allah’ın emrinde  olan Melekler ve Ruh  bu dizaynın  edilmesine eşlik etmişlerdir. Kainatın oluşumunu ve tarihini Allah Peygamberimize bildirmediği için kesin tarih belli değildir. 

     Ve her sene  Meleklerin ve Ruhun  ramazanın son 10 gününde her birinin bir iş ve bir oluş üzere bereketlerle huzur dolu olarak inmeleri düzenin dizaynı içindir, demişlerdir….

     “Kuran Allah’ın üzerine yemin edeceği  kadar önemli bir kitaptır. Onu Allah göndermiştir. Şerefli ve önemine layık bir mübarek gecede göndermeye başlamıştır. 

   Allah insanlık tarihi boyunca peygamberler ve kitaplar göndererek kullarına doğru yolu göstermiş, onları uyarmıştır. 

      Kuran’ da bir rehber, uyarı kitabıdır. Bütün bu nitelikleri ile o Allah’ın bir rahmetidir;   kullarına olan sevgi ve merhametinin eseridir.”

     Hz. Muhammet Ramazanın son 10 gününde dünyevi işlerden uzaklaşıp vaktini daha çok ibadetle geçirdiği söylenmektedir.

                                            

     Hz. Aişe bu gecenin nasıl ihya edileceğini Hz.Muhammet’e  sormuş, o da  :

“ ALLAH’IM !  SEN ÇOK AFFEDİCİSİN, AFFI SEVERSİN, BENİ AFFET, BENİ BAĞIŞLA “    şeklinde cevap vermiştir.

                              

   

     NOT:    Biz Müslümanız. Lütfen  başlangıçta iniş sırasına göre TÜRKÇE KURAN mealini anlayarak okuyun…TEŞEKKÜR EDERİM…