110..Mâide sûresi
Rahman Rahim Olan ALLAH’ın Adıyla
. Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin
avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size
okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal
kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir.
. Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve
güzellik alâmeti
kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere,
gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz
ederek Mescid-i Haram'a
gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir
topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi
saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva
üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere
yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok
şiddetlidir.
. Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş
hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı
anılmış,
boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip
kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından
yırtılmış ve dikili adak
taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet
paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün
dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün
sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin
için din olarak
İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim
ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan
yemek zorunda kalırsa, elbette
. Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle:
"Sizin için bütün temiz
nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı
kuşların tuttukları ile eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal
kılındı. Siz bu hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O
halde onların sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını
anın. Allah'tan sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür."
. Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine
kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara
helaldir. Mümin kadınların iffetlileriyle, sizden önce kendilerine kitap
verilmiş
olanların iffetli hanımları da mehirlerini verdiğiniz takdirde;
iffetinizi korumanız, zinadan uzak kalmanız ve şunu-bunu dost tutmamanız
şartıyla size helaldir. İmanı tanımayıp nankörlük edenin ameli boşa
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve
topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz
iyice
temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten
gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla
teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk
çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak
istiyor ki, şükredebilesiniz.
. Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı mîsakını
unutmayın. Hani, "İşittik, boyun eğdik!" demiştiniz. Allah'tan
sakının. Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.
tanıkları olarak
Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü
sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup
sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
. Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte
bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
10. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, bunlar
cehennemin dostlarıdırlar.
. Ey iman edenler! Allah'ın,
. Ey iman edenler! Allah'ın,
üzerinizdeki nimetini hatırlayın!
Hani bir topluluk ellerini size uzatmaya niyet etmişti
de Allah onların
ellerini sizden çekmişti. Allah'tan sakının! Müminler yalnız Allah'a tevekkül
etsinler!
. Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının
mîsakını almıştı da
içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben
sizinle beraberim. Namazı/duayı yerine getirirseniz, zekâtı verirseniz,
resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç
verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar
akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun
denge noktasından sapmış olur."
. Sonunda, verdikleri mîsakı bozdukları için
yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek
üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç,
sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla
. "Biz Hıristiyanlarız!" diyenlerden de mîsaklarını
almıştık. Onlar da öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi
unuttular. Bu yüzden, aralarına kıyamete değin düşmanlık ve şiddetli nefret
saldık. Sınaat/teknoloji olarak ürettikleri
size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir
gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
. Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış
yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp
şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.
. Yemin olsun ki, "Allah Meryem'in oğlu
Mesih'tir"
diyenler küfre batmışlardır. De ki: "Allah; Meryem'in oğlu Mesih'i,
annesini ve yeryüzündeki insanların hepsini helâk etmek istese Allah'a karşı
kimin elinde bir güç vardır!" Hem göklerin hem yerin hem de bunlar
. Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz
Allah'ın oğulları
ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde, niçin size günahlarınız yüzünden azap
ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini
affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar
arasındakilerin mülkü/yönetimi Allah'ındır.
. Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir
sırada
resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci
geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da.
Allah her şeye kadirdir.
. Mûsa, kavmine şöyle demişti: "Ey
toplumum! Allah'ın,
üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi
krallar yaptı, âlemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi."
. "Ey toplumum! Allah'ın sizin için yazdığı kutsal
toprağa girin, arkanıza dönmeyin; yoksa
. Şöyle dediler: "Ey Mûsa, orada zorbalardan oluşan bir
toplum var. Onlar ordan çıkıncaya kadar biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer
oradan çıkarlarsa biz o zaman gireceğiz."
. İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam
dedi ki: "Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip
geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah'a güvenin."
. Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya
asla girmeyeceğiz! Hadi sen git, Rabbinle birlikte savaşın. Biz şuracıkta
oturacağız."
. Şöyle yakardı Mûsa: "Rabbim! Nefsimle kardeşimden
başkasına söz geçiremiyorum. Artık sapıklar topluluğu ile bizim aramızı
ayır!"
. Allah dedi ki: "Orası onlara kırk yıl haram
kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için
kederlenme."
. Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de
gerçek olarak oku.
Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden
kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki:
"Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi.
. Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek
için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki, ben, âlemlerin Rabbi olan
Allah'tan korkarım."
. "Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını
da yüklenip ateş
. Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye
. Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona
göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu
karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu
arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
. İşte bu yüzden biz, İsrailoğulları üzerine şunu yazdık: Kim
bir kişiyi, bir kişiye karşılık yahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın
öldürürse, insanları toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse
insanlara toptan hayat vermiş gibidir. Andolsun, resullerimiz onlara açık-seçik
kanıtlar getirmişlerdir. Ama
. Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk
yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle
ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar
için dünyada bir rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır.
. Ancak onları gücünüz altına almadan
Gafûr ve Rahîm'dir.
. Ey iman edenler! Allah'ın buyruğuna ters düşmekten sakının;
O'na varmaya vesîle
. Küfre batanlar var ya, yeryüzündekilerin hepsi ve yanında
bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için
hepsini fidye verseler, onlardan bu bile kabul edilmez. Korkunç bir azap vardır
onlar için.
. Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkamayacaklardır. Onlar
vardır.
. Hırsızlık yapan erkek ve kadının,
. Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz
Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
. Göklerin de yerin demülkünün/saltanatının Allah'ın olduğunu
bilmedin mi? Dilediğine azap eder O, dilediğini affeder. Allah'ın gücü her şeye
yeter.
halde ağızlarıyla
"İnandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin.
Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan
başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını
bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o
verilmezse
çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için
Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah
kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için;
âhirette de büyük bir azap var onlara.
. Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-
basa yerler. Sana
geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer
onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında
hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta
tutanları sever.
. İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl
oluyor da senin hakemliğine baş vuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz
çeviriyorlar. Bunlar inanan kişiler değillerdir.
. Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele
kılavuz var
onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik
yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da
Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla
hükmederlerdi. Zaten onlar
Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da
ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler,
kâfirlerin ta kendileridir.
. O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze
göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas.
Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur.
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
. Ardından o peygamberlerin izleri üzere
Meryem oğlu İsa'yı
gönderdik. Tevrat'tan yanında bulunanı doğruluyordu. Ona İncil'i verdik.
Hidayet ve ışık vardı onda. Tevrat'tan yanında olanı tasdikleyici idi. Doğruya
ve güzele kılavuzdu, takvaya sarılanlara bir öğüt.
. İncil bağlıları Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsinler.
Allah'ın
. Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında
bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O
halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden
uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir
yol/şerîat ve bir
yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size
vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde
hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz
şeylerin esasını
. Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle
hükmet. Onların
keyiflerine uyma. Dikkat et de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni
uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları
bazı günahları yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları
doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar.
. Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü
. Ey iman edenler! Yahudileri ve
Hıristiyanları gönül dostları
edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu
edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele
kılavuzlamaz.
. Kalplerinde hastalık olanların, "Başımıza bir felaket
gelmesinden korkuyoruz." diyerek onların içine daldıklarını
görürsün.
Olabilir ki Allah, bir fetih yahut katından bir buyruk getirir de bunu
yapanlar, benliklerinde sakladıkları şeye pişmanlık duyar hale gelirler.
. İman edenler derler ki:
"Şunlar mıdır o tüm güçleriyle
sizinle beraber olduklarına yemin edenler?" Bütün amelleri boşa çıkmıştır
da hüsrana uğrayanlardan oluvermişlerdir.
. Ey inananlar! İçinizden kim dininden
dönerse şunu bilsin:
Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu
bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk
getirecektir. Bunlar Allah yolunda
tüm gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu,
Allah'ın dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve
yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir.
. Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rükû
eder bir halde namazı/duayı yerine getirip, zekâtı vererek iman edenlerdir.
. Allah'ı, O'nun resulünü ve iman edenleri dost
edinen/Allah'tan,
O'nun resulünden ve iman edenlerden yüz çeviren bilsin ki,
galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır.
. Ey iman edenler! Sizden önce kitap
verilenlerden ve küfre
sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost tutmayın. Eğer
inanıyorsanız Allah'tan sakının.
. Namaza/duaya çağırdığınızda onu oyun ve eğlence edindiler.
Böyle yaptılar;
bizden
hoşlanmıyorsunuz: Allah'a, bize indirilene, daha önce indirilene inanmışız.
Doğrusu şu ki, sizin çoğunuz yoldan sapmış olanlardır."
. De ki: "Allah katında ceza olarak bundan
daha kötüsünü
size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah
böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tâğut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır
yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın
olanlar."
. Size geldiklerinde "İnandık!" derler. Gerçekte ise
küfürle girmiş, yine onunla çıkmışlardır. Neler saklıyor olduklarını Allah daha
iyi bilir.
. Onların birçoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede
yarıştıklarını görürsün. Ne kötüdür o
. Ruhbanları ve hahamları onları, günah oluşturan sözlerinden,
haram yemekten alıkoysalardı olmaz mıydı? Ne kötüdür onların sınaat/teknoloji
olarak üretmekte oldukları.
. Yahudiler dediler ki:
"Allah'ın eli bağlıdır."
Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden
lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine
açıktır; dilediği gibi bağışta
bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana
indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların
arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş
için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür
. Eğer Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini
mutlaka örter ve kendilerini bol nimetli cennetlere mutlaka sokardık.
. Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine
indirilmiş olanı
gerektiği şekilde uygulasalardı elbette ki hem üstlerinden hem ayaklarının
altından rızıklanacaklardı. İçlerinde orta yolu izleyen bir topluluk var. Ama
onların çoğunluğunun yapmakta olduğu ne kadar da kötü!
et. Eğer bunu
yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah
seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
ça hiçbir şey değilsiniz."
Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun küfür ve azgınlığını elbette
artıracaktır. Küfre batan topluluk için tasalanma artık.
. Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbler ve
Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş
yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.
. Yemin olsun ki biz, İsrailoğullarının kesin sözlerini almış
da onlara resuller
göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin
hoşlanmadığı bir şeyi getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da
öldürüyorlardı.
. Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır
kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları
körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür.
. Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta
kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle
demişti: "Ey
İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a
kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti
haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun.
. Yemin olsun ki, "Allah, üçün üçüncüsüdür!"
diyenler de küfre batmıştır. Bir tek Tanrı dışında hiçbir ilah yoktur. Bu
söyleyegeldiklerine son vermezlerse, onların küfre sapanlarına korkunç bir azap
mutlaka gelip çatacaktır.
af dilemiyorlar mı?
Allah Gafûr'dur,
Rahîm'dir.
. Meryem'in oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan
önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi
de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak,
. Söyle onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar
yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah,
en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir."
. De ki: "Ey Ehlikitap! Dininizde azgınlık
edip hak
dışına çıkarak aşırılığa gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve
yolun denge noktasından uzağa düşmüş bir topluluğun keyiflerine uymayın."
. İsrailoğullarının küfre sapanları, Meryem'in oğlu İsa'nın ve
Dâvûd'un diliyle lanetlendiler. Bu böyledir; çünkü onlar sınır tanımazlık,
haksızlık, düşmanlık ediyorlardı.
. İşledikleri kötülükten birbirlerini
. Onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla
dostluk kurduklarını
görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok
kötü! Allah, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli
kalacaklardır.
. Eğer Allah'a, peygambere ve ona indirilene inanmış olsalardı,
küfre sapanları
. Şu tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere en
şiddetli düşmanlık duyanlarını, Yahudilerle şirke batanlar bulursun. Şu da
tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların
iman edenlere sevgide en yakın
olanlarını "Biz Hıristiyanlarız" diyenler bulursun. Bu böyledir.
Çünkü o Hıristiyanlar içinde derin araştırmalar yapan keşişler, kendini Allah'a
adamış rahipler vardır. Ve onlar, kibre sapmazlar.
. Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları
gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler:
"Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte
kaydet."
. "Rabbimizin bizi barışseverler arasına koymasını umup
. Böyle söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar
akan cennetlerle lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel
davrananların ödülü.
. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar da cehennemin dostlarıdır.
. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar da cehennemin dostlarıdır.
kıldığı şeylerin
temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp
sınırı aşanları sevmez.
. Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan
yiyin. Kendisine iman ettiğiniz
. Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan
ötürü hesaba
çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar.
Böyle bir yeminin keffâreti, ailenize yedirmekte
olduğunuzun orta derecesinden
on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek, yahut da özgürlüğüne
kavuşturmaktır. Bunlara imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde
yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size
. Şeytan; uyuşturucu ve kumara sokularak aranıza düşmanlık ve
şiddetli nefret yerleştirip sizi Allah'ı anmaktan, namazdan/
duadan geri
çevirmek ister. Artık son veriyorsunuz değil mi?
. Allah'a itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz
çevirirseniz şunu bilin: Bizim resulümüze düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan
böyle
korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale
erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde,
daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp
güzel davrananları sever.
. Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve
mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün
fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı
çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır.
. Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz
onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk
deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden
adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir
keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah,
geçmişi
. Hem size hem de yolculara bir geçimlik
olarak deniz avı
yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada
avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun.
. Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o
. Bilin ki Allah, azap
. De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle
temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki
kurtuluşa erebilesiniz."
. Ey iman sahipleri! Size
açıklandığında canınızı
sıkacak
şeylerle ilgili soru sormayın. Kur'an indirilmekte iken onları sorarsanız size
açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr'dur, Halîm'dir.
. Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne
var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da
akıl erdiremiyorlar.
. Onlara, Allah'ın
indirdiğine ve resule gelin dendiğinde
şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki,
ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi?
. Ey iman edenler! Siz, kendinizi
düzeltmeye bakın. Siz, doğru
yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O
size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir.
. Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm
gelip çattığında,
vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki
kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza
geldiyse sizin
dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan/duadan sonra alıkoyarsınız;
kuşkulanırsanız şöyle yemin etsinler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa
yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını
saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz."
. Eğer onların bir günah işledikleri
kesinlikle anlaşılırsa o
zaman, tercih edilmiş olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları
taraftan iki kişi geçerek şöyle yemin edeceklerdir: "Allah şahit olsun ki,
bizim tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık
yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk."
. İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine
getirmelerine, yemin
etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı
olandır. Allah'tan sakının ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar
topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
. Allah, resulleri bir araya getireceği gün şöyle der:
"Size ne cevap verildi?" Şöyle
. Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa!
Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhul-kudüs'le
desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik
çağında insanlarla konuşuyordun. Sana
Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş
görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu.
Doğuştan körü,
abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri
çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara
açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti:
"Açık bir büyüden başka bir şey değil bu."
. Havarilere şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman
edin." Şöyle demişlerdi: "İman ettik, sen de tanık ol ki biz,
müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!"
. Havariler demişlerdi ki: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Rabbin
bize
. Dediler: "İstiyoruz ki ondan yiyelim, gönüllerimiz
tatmin bulsun, senin bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna tanıklık
edenlerden olalım!"
. Meryem oğlu İsa
şöyle yakardı: "Allahım, ey Rabbimiz!
Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim hem öncekilerimize hem
sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun. Rızıklandır bizi!
Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!"
. Allah dedi ki: "Ben onu üzerinize indireceğim. Ama
bundan sonra küfre sapanınıza öyle bir azapla azap edeceğim ki, âlemlerden hiç
kimseye böyle bir azap yapmamışım."
. Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında
beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi
söyledin?" İsa dedi:
"Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir
şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette
bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem.
Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
. "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden
başka bir şey
söylemedim: "Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk
edin." İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat
ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey
üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın."
. "Onlara azap edersen, onlar senin kullarındır. Ama
onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen tüm gücün sahibi, tüm hikmetlerin
sahibisin."
. Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara,
doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan
cennetler var onlar için. Sürekli
kalacaklardır orada." Allah onlardan
razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.
. Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların
Not:ALLAH'ın tüm insanlığa gönderdiği,oku diye başlayan Kuran'ı başlangıçta iniş sırasına göre anlayarak okuyalım lütfen.Teşekkür ederim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder