ondan eşini vücuda getiren
ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten
sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun.
Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki
titiz bir gözetleyicidir.
. Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını
kendi
. Yetimler konusunda adaleti
koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için
temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda
adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut
yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa
sapmamanız için en uygun yoldur.
. Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine
uygun
olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size
sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.
. Allah'ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini
bilmez
beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları
giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin.
. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman
onlarda
içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara
geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin.
Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda
yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar
bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır.
Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz
kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır.
. Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler
de hazır bulunurlarsa,
. Ürperip titresin o kimseler ki, kendi
arkalarında zayıf ve çaresiz aile
fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde,
Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler.
. Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme
başvurarak yetimlerin mallarını
yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar.
Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır.
. Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki
dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının
üçte ikisi
onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin
çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse
olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu
durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı
vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var,
oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın
olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her
şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı
sizindir, eğer onların çocuğu
yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten
sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa
bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu
durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra
geriye kalanın sekizde
biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve
çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine
altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış
bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar
verilmemelidir. Allah'tan bir
. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve O'nun resulüne itaat
ederse Allah onu,
altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar
halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır.
. Kim de Allah'a ve O'nun resulüne isyan eder, Allah'ın sınırlarını da
aşarsa, Allah
. Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik
yapanlara karşı içinizden dört
tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya
da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
. Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi
tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah
Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder;
. Allah'ın, kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de
çok
. Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde,
"-İşte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış
olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.
. Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı
Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp
götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir
fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan
tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok
hayır koymuş olur.
. Bir zevcenin yerine başka bir zevce almak
istemişseniz onlardan birine
yükler dolusu
mal vermiş olsanız da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira
ederek, açık bir günah işleyerek mi geri alacaksınız onu?
. Hem o malı nasıl alırsınız ki? Daha önce birbirinizle derinden derine
kaynaşmıştınız. Ve onlar sizden çok sağlam bir söz de almışlardı.
. Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin.
. Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin.
. Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız,
kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek
kardeş kızları, kız kardeş
kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın
anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde
oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için
bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi
birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok
affedici, çok merhametlidir.
. Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak
üzere, nikâhlı kadınlarla
evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın
yazdığıdır. Bunlar
dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli
yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden
nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden
sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her
şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
. İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz,
ellerinizin
altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah
sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları,
ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak,
iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların
mehirlerini örfe uygun bir biçimde
verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara
uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve
sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır.
Allah çok affedici, çok merhametlidir.
. Allah size açık-seçik bildirmek istiyor. Sizi,
sizden öncekilerin yol
ve yöntemlerinden haberdar ediyor. Size tövbe nasip ediyor. Allah her şeyi
bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
. Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin
büyük bir sapışla sapmanızı isterler.
. Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf
yaratılmıştır.
yolla/tutarsız bahanelerle
yemeyin. Kendi
hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi
canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok
merhametlidir.
. Kim düşmanlık ve zulümle intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız.
Bu, Allah için çok da kolaydır.
. Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer
. Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği
şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara
da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah,
her şeyi iyice bilmektedir.
. Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için
mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin/anlaşmalarınızın
akde bağladığı kimselere
gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir
tanık olarak gözetlemektedir.
. Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar.
Şundan ki, Allah,
insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol
bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini
koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve
iffetsizliklerinden
korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları
yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden
başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar
aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.
. Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından
endişe ederseniz, bir hakem
erkek tarafından, bir hakem de kadın tarafından gönderin. Bunlar, barıştırmak
isterlerse Allah, kadınla erkeğin aralarını düzeltmede onları başarılı
kılacaktır. Allah Alîm'dir, her şeyi bilir; Habîr'dir, her şeyden
. Allah'a ibadet edin. O'na hiçbir şeyi ortak
koşmayın. Ana-babaya,
akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya,
yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel
davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.
. Böyleleri cimriliğe saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve
Allah'ın lütfundan
için biz,
rezil edici bir azap hazırladık.
. Bunlar, Allah'a ve âhiret günün
inanmazlar da halka gösteriş olsun
diye mallarını dağıtırlar. Arkadaşı şeytan olan için ne kötü arkadaştır o.
. Ne olurdu onlara, Allah'a ve âhiret gününe inanıp da Allah'ın
kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi.
. Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat
. Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat
. Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak
diktiğimizde iş nice olacak?!
. Bir gündür ki o, küfre sapıp resule isyan edenler toprağa karışıp
gitmeyi isteyecekler ve Allah'tan hiçbir sözü gizleyemeyecekler.
. Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -
. Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -
abdesti alıncaya kadar namaza/duaya
yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut
biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda
su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve
ellerinizi meshedin. Allah
. Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere
. Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir.
. Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri
yerlerinden kaydırırlar; din
içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip-bükerek: "Dinledik, isyan ettik;
dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar,
"Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri
için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden
onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler.
. Ey kendilerine kitap verilenler! Biz bir takım yüzleri silip arkalarına
çevirmeden, yahut Cumartesi Ashabı'nı lanetlediğimiz gibi onları da
lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın.
Allah'ın emri yerine getirilmiş olacaktır.
. Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun
dışında
kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan,
gerçekten büyük bir günah işlemiştir.
. Bakmaz mısın, şu benliklerini ak-berrak
gösterip duranlara! Hayır! İş,
sandıkları gibi değil. Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir hurma
lifi kadar zulme uğratılmazlar.
. Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar
. Görmedin mi şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta,
tâğuta
. İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet
. Yoksa mülkten/yönetimden bir nasipleri mi
. Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan
kendilerine verdiği nimet yüzünden
kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de kitabı ve hikmeti vermiş,
onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik.
. Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır.
Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter.
. Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir
. Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir
. İman edip hayra ve barışa yönelik işler
yapanlara gelince, onları
altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır. Orada
kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten
bir gölgeye kavuşturacağız.
. Şu bir gerçek ki, Allah
size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi
ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah
size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar;
Basîr'dir, çok iyi görür.
seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde
tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a
ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından
daha güzeldir.
. Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana
indirilene de senden önce
indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tâğutu
aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir
sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor.
. Kendilerine, Allah'ın indirdiğine ve resule
. Peki, nasıl oluyor da ellerinin hazırladıkları yüzünden başlarına bir
musibet çöktüğünde, sana gelip, "Biz sadece iyilik yapmak, barıştırmak
istedik!" diye Allah'a yeminler ediyorlar!
. Allah bunların kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri hakkında etkili sözler söyle onlara.
. Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine
. Allah bunların kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri hakkında etkili sözler söyle onlara.
. Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine
itaat edilmesi dışında
bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip
Allah'tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki
Allah'ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı.
. Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların
sandığı gibi değil. Onlar,
aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili
olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman
etmiş olamazlar.
. Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan
çıkın!" diye yazmış olsaydık,
içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı.
Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu
hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı.
. O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik.
. Ve onları dosdoğru bir yolla elbette kılavuzlardık.
. Allah'a ve resule itaat
. Ve onları dosdoğru bir yolla elbette kılavuzlardık.
. Allah'a ve resule itaat
eden kişilere gelince, bunlar, Allah'ın
kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla,
şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar!
. Böylesi bir beraberlik Allah'ın lütfudur. Her şeyi bilici olarak Allah
yeter.
. Ey inananlar! Savunma tedbirlerinizi alın.
. Ey inananlar! Savunma tedbirlerinizi alın.
. İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir
musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit
olmadım. Allah bana lütufta bulundu."
. Eğer size Allah'tan bir lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi
. Eğer size Allah'tan bir lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi
. İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda
çarpışsınlar. Allah
. Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme
sapmış şu
kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir
yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar,
yavrular için savaşmıyorsunuz!
. İman edenler Allah yolunda savaşırlar;
küfre sapanlarsa tâğut yolunda
savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın
tuzağı çok zayıftır.
. Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı/duayıyerine getirin,
zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca,
içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha
şiddetli
bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın
üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya
nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar
bile zulme uğratılmazsınız."
. Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalayacaktır. titizlikle
korunan
muhteşem kulelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik isabet ettiğinde, "Bu,
Allah katındandır!" derler. Ama kendilerine bir kötülük dokunduğunda,
"Bu senin yüzündendir." derler. De ki: "Hepsi, Allah
katındandır." Şu topluluğa ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü
anlamıyorlar!
. İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve
çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul
olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.
. Resule itaat eden Allah'a itaat etmiş olur.
. "Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında,
içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların
sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil
et. Vekil olarak Allah yeter.
. Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı?
Eğer o, Allah'tan başka
birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.
. Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir
haber ulaştığında onu hemen
yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş
olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette
bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek
azınız/pek az kişiniz hariç şeytanın ardı sıra giderdiniz.
. Allah yolunda savaş. Kendinden
başkasından sorumlu değilsin. İnananları
da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe
daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür.
. Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir
şeye aracı
. Bir selam ile selamlandığınızda, onun
. Allah'tır O, ilah yoktur O'ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan
kıyamet
gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz
bakımından, Allah'tan daha sadık kim olabilir?
. Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki
gruba ayrılıyorsunuz? Allah
onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola
getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.
. Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin
küfre saptığı gibi küfre
sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan
dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde
öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı.
. Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi
toplumlarıyla
yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size
gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı,
onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle
savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için
bir yol vermemiştir.
. Diğer bazılarını da bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak hem de kendi
toplumlarından emin olmak isterler. Ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde baş
aşağı içine dalarlar. Bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve
ellerini sizden çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. İşte
böylelerinin üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir.
. Yanlışlık hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey
değildir.
Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir
mümini özgürlüğüne
kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya
varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Vârislerin, diyeti
bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman
bir topluluktan ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini
özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma
bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir
diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da
gerekli olur. Bunlara imkân bulamayan, Allah'a tövbe olarak iki ay kesiksiz
oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur.
. Bir mümini kasten öldürene gelince, onun cezası, içinde uzun süre
kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu;
çok büyük bir azap hazırlamıştır ona.
selam verene/barış teklifi sunana "Sen mümin
değilsin!" demeyin. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah
katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size
lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah,
yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
. İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda
malları ve
canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları
ve canlarıyla yoğun gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün
kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama yoğun gayret gösterenleri,
çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır.
. Allah katından dereceler, bir bağışlanma,
. Melekler, öz benliklerine zulmetmiş
olanların canlarını alırken, onlara
şöyle dediler: "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler: "Yeryüzünde
ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki: "Allah'ın yeryüzü
geniş değil miydi ki orada bir yerden bir yere göçesiniz?" İşte
böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!
. Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen,
hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır.
. Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır.
. Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır.
. Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı
harekete
girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden
Allah'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun
ödülünü vermek Allah'a
. Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre
sapanların size tedirginlik
vermesinden korkarsanız, namazı/duayı kısaltmanızda sizin için bir sakınca
yoktur. Şu bir gerçek ki, inkârcı nankörler sizin için açık bir düşmandırlar.
. Sen içlerinde olup da onlara namaz
kıldırdığın vakit, içlerinden bir
grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca,
diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer
grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar,
silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler
ki, silahlarınızdan ve
teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler.
Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı
bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli
olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.
. Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı
ayakta, oturarak, yan
yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin.
Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
. Düşman topluluğu izlemekte gevşeklik
göstermeyin. Siz sıkıntıya
düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama
siz, Allah'tan onların umamayacağı şeyleri
. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana
gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı
olma!
. Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir.
. Öz benliklerine hainlik edenler için didinip
. Öz benliklerine hainlik edenler için didinip
. İnsanlardan gizleniyorlar/gizliyorlar da Allah'tan
gizlenmiyorlar/gizlemiyorlar. Oysaki O, O'nun hoşlanmadığı sözü gece boyu sarf
ederlerken onlarla beraberdir. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre
kuşatmıştır.
. Diyelim, siz onlar için dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü
. Diyelim, siz onlar için dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü
. Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine
. Günah kazanan onu kendi nefsi aleyhine
. Eğer Allah'ın senin üzerindeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan
bir grup seni şaşırtmaya mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden
başkasını saptıramazlar. Ve sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana
Kitap'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın
senin üzerindeki lütfu çok büyüktür.
. Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır
yoktur. Ancak, bir sadakaya,
bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle
bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok
büyük bir ödül vereceğiz.
. Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan
geldikten sonra, resulden
kopup müminlerin yolunun dışını izleyeni biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra
da cehenneme sallarız. Ne kötü bir dönüş yeridir o!
. Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında
kalanı/bundan
az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü
olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.
. Allah'ın berisindekilere davet/dua edenler
sadece dişilere/dişileşmiş
halde davet/dua ederler. Ve onlar inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp
yakarmıyorlar.
. Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından
belirli bir pay elbette
. "Yemin olsun, onları saptıracağım, onları
kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara
mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak
emredeceğim de Allah'ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler." Kim
Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle
yuvarlanmış olacaktır.
. Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
. Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
. Bunların varacakları yer cehennemdir. Ve cehennemden kaçıp kurtulacak
bir yer bulamazlar.
. İnanıp hayra ve barışa yönelik işler
yapanları, altlarından ırmaklar
akan cennetlere sokacağız.Uzun süre kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir
bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?
. İş ne sizin
kuruntularınızla/hurafelerinizle/anlamını bilmeden
okuyuşlarınızla ne de Ehlikitap'ın kuruntuları/hurafeleri/anlamını bilmeden
okuyuşlarıyla çözülür. Kötülük yapan onunla cezalandırılır. Ve böyle biri,
kendisi için Allah dışında ne bir dost bulur ne de bir yardımcı.
. Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler
. Güzel düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde
İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim
olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti.
. Göklerde ne var,yerde ne varsa Allah'ındır.
. Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar hakkında
fetvayı
size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip
de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip
horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında.
Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her
şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.
. Eğer bir kadın, kocasının
sadakatsizliğinden, yahut kendisine sırt
çevirmesinden endişe ederse aralarını bir barış girişimiyle düzeltmelerinde
kendileri için bir sakınca yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve
doymazlığa hazır hale getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız
Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olacaktır.
. Tutkunluk derecesinde isteseniz de
kadınlar arasında adaleti sağlamaya
asla güç yetiremezsiniz. O halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü
askıdaymış gibi bırakmayın. Barışı esas alıp sakınırsanız, Allah çok affedici,
çok merhametli olacaktır.
. Eğer ayrılırlarsa Allah, geniş nimetinden
. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız
Allah'ındır. İnan olsun, hem
sizden önce kitap verilenlere hem de size, "Allah'tan sakının!" diye
önerdik. Nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, göklerdekiler de yerdekiler de
Allah'ındır. Allah Ganî'dir, zenginliğine sınır yoktur; Hamîd'dir, övülen ve
övendir.
başkalarını getirir.
Allah buna gerçekten Kadîr'dir.
. Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret
mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.
zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için
tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde,
nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut
çekimser kalırsanız, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
resulüne indirmiş olduğu
Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın. Kim Allah'ı, O'nun
meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü
olmayan bir sapıklığa düşmüş olur.
. Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre
saptılar, sonra
da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları
hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.
. Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar
ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin
tümü Allah'ındır.
. Allah, Kitap'ta size şunu da indirmiştir:
. Allah, Kitap'ta size şunu da indirmiştir:
Allah'ın ayetlerinin inkâr
edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya
dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz
de onlar gibi sayılırsınız. Hiç kuşkusuz Allah, münafıklarla kâfirleri
cehennemde bir araya getirecektir.
. Sizi gözetleyip duruyorlar. Allah'tan size
fetih nasip olursa,
"-Sizinle birlikte değil miydik" diyecekler. Kâfirlere bir nasip
ulaşırsa şunu söyleyecekler: "-Başarınıza destek vermedik mi, müminlere
karşı size siper olmadık mı?" Artık kıyamet günü aranızda Allah
hükmedecektir. Allah, müminler aleyhine kâfirlere bir yol asla nasip etmez.
. Şu bir gerçek ki, ikiyüzlüler hileler düzerek
Allah'ı aldatmaya
uğraşıyorlar. Ama Allah
da onları aldatıyor. Onlar namaza/duaya kalktıklarında
tembel-miskin bir halde kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Onlar Allah'ı
çok az hatırlarlar.
. Arada bocalayıp dururlar. Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana.
Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.
. Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da
. Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da
. Şu da bir gerçek ki ikiyüzlüler, ateşin en
. Ancak tövbe edip hallerini düzelterek Allah'a yapışan ve dinlerini
samimiyetle Allah'a özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle
beraber olacaktır. Ve Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir.
. İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne
. Allah çirkin sözün açıklanmasını
Allah Semî'dir, Alîm'dir.
. Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir
. Onlar ki Allah'ı ve O'nun resullerini inkâr
ederler, Allah'la O'nun
resulleri arasını
açmak isterler de "-Bir kısmına inanırız, bir kısmını
inkâr ederiz" derler; böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak
isterler.
. İşte bunlar gerçek kâfirlerdir. Ve biz, kâfirler için yere batırıcı
bir azap hazırladık.
. Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden
ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine
verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki:
"Allah'ı bize açıktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü
kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi
ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya
apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.
. Kesin söz vermeleri için Tûr'u üzerlerine kaldırdık ve onlara:
"Kapıdan secde ederek girin." dedik. Onlara şunu da söyledik:
"Cumartesi gününde azgınlık yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz
almıştık.
. Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini
inkâr
etmeleri, haksız yere peygamberleri
öldürmeleri ve "Kalplerimiz
kılıflıdır" demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri
üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.
. Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri
yüzünden...
. "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden.
. "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden.
Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara
benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam
bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece
sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.
. Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti.
. Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden
daha önce
. Ve ribayı almaları yüzünden -oysaki ondan yasaklanmışlardı- ve haksız
yollarla
. Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirilene
de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı
vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük
bir ödül vereceğiz.
. Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki
peygamberlere vahyettiğimiz gibi
sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına,
İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvûd'a
. Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller
var, hayat ve
. Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik
karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
. Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi
. İnkâr edip Allah yolundan geri çevirenler,
. İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları
hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.
. Cehennem yolu hariç! Uzun süre kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu.
. Ey insanlar! Resul size Rabbinizden hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun.
. Cehennem yolu hariç! Uzun süre kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu.
. Ey insanlar! Resul size Rabbinizden hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun.
dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın
resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır.
Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin,
sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için
bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler.
Vekil olarak Allah yeter.
. Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a
yakınlaştırılmış
melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan
bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir.
. Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların
ödüllerini tam
verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır.
Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir
azapla azap
edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır
ne de bir yardımcı.
. Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun
içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.
.Fetva istiyorlar
.Fetva istiyorlar
senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve
çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: "Çocuğu olmayan, bir kız
kardeşi bulunan
kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle
bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına
mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız
kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır.
Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki
kız kardeşin payı kadar verilir." Allah size açık-seçik bildiriyor ki
sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder