1. Allah ve resulünden, kendileriyle
. Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin
. Bir de Allah ve resulünden insanlara
Büyük
Hac günü bir duyuru var: Allah da O'nun elçisi de müşriklerden kesinlikle
uzaktır. O halde, tövbe ederseniz bu sizin için hayırlıdır. Yok eğer yüz
çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah'ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara
acıklı bir azabı muştula!
. Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden
size
karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler
müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir
şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.
. O haram aylar çıktığında artık müşrikleri,
kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm
geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı/duayı
yerine getirir, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki,
Allah
. Eğer müşriklerden biri senden güvence
dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/onun
yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu,
güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar
bilmeyen bir topluluktur.
. Müşriklerin Allah katında, O'nun resulü
katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız
müstesna. Bu şekilde antlaşması olanlara, onlar size doğru-dürüst davrandıkça,
siz de doğru-dürüst davranın. Allah, sakınanları sever.
. Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer
üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı
duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri
inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır.
. Allah'ın ayetlerini nasıl basit bir ücret
karşılığı sattılar da Allah'ın
. Bir mümin hakkında onlar ne bir yemine
saygı gösterirler ne de bir antlaşma şartına. Onlar düşmanlık dolu, azmış
kişilerin ta kendileridir.
. Bununla birlikte tövbe eder, namazı/duayı
yerine getirir, zekâtı verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz
ayetlerimizi, bilen bir topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız.
. Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini
bozar, dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün
elebaşlarını öldürün. Çünkü
onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler.
. Yeminlerini bozan, resulü yurdundan
çıkarmaya gayret eden bir topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Üstelik size
saldırıyı ilkin onlar başlattı. Korkuyor musunuz onlardan? Eğer mümin
kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, Allah'tır.
. Savaşın onlarla ki, sizin elinizle Allah
onlara azap etsin, onları rezil etsin. Onlara
karşı size yardım etsin. Ve
inananlar toplumunun göğüslerine şifa ulaştırsın.
. Ve yüreklerinin öfkesini gidersin. Allah
dilediğine tövbe
. Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan,
resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri
belirlemedikçe bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan
haberdardır.
. Müşrikler, öz benliklerinin küfre sapışına
tanık olup dururlarken, Allah'ın mescitlerini onarmaya girişemezler. Tüm
amelleri boşa çıkmıştır onların. Ateşte uzun süre kalacaklardır onlar.
. Allah'ın mescitlerini; ancak Allah'a,
âhiret
gününe inanan, namazı/duayı yerine getiren, zekâtı veren ve Allah'tan
başka kimseden korkmayan kişiler onarır. İşte bunların, hidayete erenlerden
olmaları beklenir.
. Siz; hacı sakalığını,
Mescid-i Haram
tamirciliğini, Allah'a ve âhiret gününe inanıp Allah yolunda cihat eden kişinin
yaptığıyla bir mi tuttunuz? Allah katında bir olmazlar bunlar. Allah, zulüm
sergileyenler topluluğuna kılavuzluk etmez.
. İman edip hicret eden, Allah yolunda
mallarıyla, canlarıyla cihat
. Rableri onlara kendisinden bir rahmet, bir
hoşnutluk ve içinde çok değerli/kalıcı nimetlerin bulunduğu cennetler
müjdeliyor.
. Onlar orada sürekli kalacaklardır. Hiç
kuşkusuz, Allah'ın katında büyük bir ödül daha vardır.
. Ey iman edenler! Babalarınız ve kardeşleriniz, eğer imana karşı inkârı
. Ey iman edenler! Babalarınız ve kardeşleriniz, eğer imana karşı inkârı
seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin.
İçinizden onları dost edinenler zalimlerin ta kendileridirler.
. De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız,
kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz/menfaat
çevreniz, elde ettiğiniz mallar,
kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan,
resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini
getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve
güzele kılavuzlamaz."
. Yemin olsun ki, Allah size birçok yerde
yardım etti. Huneyn gününde de. Hani, çokluğunuz sizi böbürlendirmişti de bu
hiçbir işinize yaramamıştı. Tüm genişliğine rağmen, yeryüzü size dar gelmişti.
Sonra da sırtınızı dönüp kaçmıştınız.
. Sonra Allah, resulünün üzerine de
müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları
göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur.
. Sonra Allah, bunun ardından da
. Ey inananlar! Müşrikler bir pisliktir.
Artık
bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar! Eğer yoksulluktan
korkarsanız bilin ki, Allah dilediği takdirde sizi yakında lütfundan zengin
edecektir. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
. Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve
âhiret gününe inanmayan, Allah'ın ve resulünün yasakladığını haram saymayan ve
hak dini din edinmeyenlerle, boyun eğerek kendi elleriyle cizye verecekleri
zamana kadar savaşın.
. Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın
oğludur."
dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur."
dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin
sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!
. Allah'ın yanında hahamlarını ve
ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem'in oğlu Mesih'i de öyle. Oysa
kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri
emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından
arınmıştır O.
. Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek
istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da
. O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi
dan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıka basa
yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da
onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula!
. Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine
lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır:
"İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi, tadın biriktirmiş
olduklarınızı!"
. Gökleri ve yeri yarattığı gündeki
yazısına
göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır.
Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin.
Müşrikler sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün
savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.
. Haram ayları ertelemek, küfürde bir
artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir
yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın
haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü
gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
. Ey iman sahipleri! Size ne oldu ki,
"Allah
. Eğer seferber olmazsanız Allah size korkunç
bir azapla azap eder ve yerinize
. Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki,
Allah ona zaten yardım etmişti. Hani,
küfredenler onu iki kişinin ikincisi
olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına
şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle!" Bunun üzerine Allah ona
sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de
küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın
ta
. Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak mutlaka
seferber olun ve Allah yolunda mallarınızla,
. Eğer o, yakın bir dünya menfaati yahut
orta
bir yolculuk olsa idi, elbette seni izleyeceklerdi. Ama o zorluklarla dolu
yolculuk kendilerine uzak geldi. "Gücümüz yetseydi sizinle
çıkacaktık" diye Allah'a yemin de ederler. Kendilerini mahvediyorlar.
Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdırlar.
. Allah seni affetsin; neden onlara izin
verdin de beklemedin ki, doğru söyleyenler
. Allah'a ve âhiret gününe iman edenler;
mallarıyla, canlarıyla cihat edecekleri için
. Ancak Allah'a ve âhiret gününe
inanmayanlar, kalpleri kuşkuyla karışmış
. Sefere çıkmak isteselerdi elbette ki, bir
sefer hazırlığına girişirlerdi. Ama Allah,
harekete geçmelerini istemedi de
onları yerlerine çiviledi ve "-Oturun, oturanlarla beraber" denildi.
. Aranızda sefere çıkmış olsalardı, size
bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacaktı; sizi fitneye uğratmak isteğiyle
aranıza sokulacaklardı. İçinizde onlara gerçekten kulak verecekler de vardı.
Allah, zalimleri iyice biliyor.
. Yemin olsun ki, onlar önceden de fitne
çıkarmak istemiş ve nice işleri sana,
olduğundan başka türlü göstermişlerdi.
Nihayet hak geldi, onların istememesine rağmen Allah'ın emri galebe çaldı.
. İçlerinden bazısı: "Bana izin ver,
beni fitneye düşürme." der. Dikkat edin, fitnenin
. Sana bir iyilik isabet etse bu onları üzer.
Sana bir musibet dokunsa: "İşimizi
. De ki onlara: "Hakkımızda Allah'ın
yazdığından başkası bize asla ulaşmaz.
. De ki: "Bizim için iki güzelliğin
birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size Allah'ın, kendi katından veya
bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle
beraber biz de bekliyoruz."
. Şunu da söyle: "İster kendi arzunuzla
ister baskı ve zorla infak edin; sizden asla kabul
. İnfaklarının onlardan kabul edilmesini
engelleyen sadece şudur: Onlar, Allah'a ve resulüne nankörlük ettiler.
Namaza/duaya ancak üşene üşene gelirler, infak edip dağıttıklarını da
içlerinden gelmeyerek verirler.
. Onların malları da evlatları da seni
imrendirmesin. İş sadece şudur: Allah
. Kesinlikle sizden oldukları yolunda Allah'a
değillerdir. Doğrusu şu ki onlar, ödleri
patlayasıya korkan bir topluluktur.
. Eğer bir sığınak yahut bazı mağaralar veya
girilecek bir delik bulsalar, yüzlerini döner o tarafa koşarlardı.
. İçlerinden bir kısmı da sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan
. İçlerinden bir kısmı da sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan
. Ne olurdu, bunlar, Allah ve resulünün
kendilerine verdiklerine razı olsalardı da şöyle deselerdi: "Allah bize
yeter. Allah bize lütfundan verecektir; resulü de. Zaten biz, gönlümüzü yalnız
Allah'a bağlamışız."
. Sadakalar/zekât malları Allah'tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış
. Sadakalar/zekât malları Allah'tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış
. İçlerinden bazıları da o Peygamber'i
incitirler ve şöyle derler: "O, her şeye kulak kesilir." De ki:
"Hayır kulağıdır sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere güvenir.
İnananlarınız için de bir rahmettir o." Allah'ın resulüne eza edenler için
korkunç bir azap öngörülmüştür.
. Sizin gönlünüzü hoş etmek için Allah'a
yemin ederler. Eğer
. Bilmediler mi ki, her kim Allah'a ve
. İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine
haber verecek bir surenin tepelerine
inmesinden çekinir dururlar. De ki:
"Siz alay edin! Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."
. Onlara sorarsan elbette şöyle
diyeceklerdir: "Lakırdıya dalmış,
nuz?"
. Özür beyan etmeyin; imanınızdan sonra küfre
saptınız. İçinizden bir grubu affetsek bile diğer bir grubu, günaha batmış
kişiler oldukları için azaba uğratacağız.
. İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da
birbirinin aynıdır: Kötülüğe özendirirler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak
için ellerini sıkarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah da onları unuttu.
İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir.
. Allah, erkek münafıklara da kadın
münafıklara da küfre sapanlara da içinde uzun süre kalacakları cehennem ateşini
vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Köklü bir azap var
onlar için.
. Tıpkı sizden öncekiler gibi. Onlar kuvvetçe
sizden daha zorlu, mallar ve çocuklar
bakımından daha zengindiler. Kendi
nasipleriyle zevk sürdüler. Siz de kendi payınıza düşenle zevk sürdünüz. Tıpkı
sizden öncekilerin kendi nasipleriyle zevklendikleri gibi. Tıpkı onların dalıp
gittiği gibi siz de dalıp gittiniz. İşte böylelerinin amelleri dünyada da
âhirette de boşa çıkmıştır. İşte böyleleri hüsrana batmıştır.
. Gelmedi mi onlara kendilerinden
öncekilerin
haberi: Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve
altı üstüne gelmiş kentlerin. Resulleri onlara açık-seçik ayetler getirmişti.
Allah onlara zulmediyor değildi; aksine, öz benliklerine onlar zulmediyorlardı.
. Mümin erkeklerle mümin kadınlar
birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler,
kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı/duayı yerine
getirirler, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara
rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada.
Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu
ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş.
. Ey Peygamber! Küfre sapanlarla,
ikiyüzlülerle cihat et! Onlara sert davran!
. Söylemediklerine ilişkin Allah'a yemin
ediyorlar. Yemin olsun ki, o küfür sözünü
söylediler. İslam'a girmeleri
ardından küfre saptılar. Başaramadıkları bir şeyi tasarladılar. Oysaki intikam
almaları için, Allah'ın ve resulünün, Allah'ın lütfuyla kendilerini zengin etmiş
olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tövbe ederlerse kendileri için
hayırlı olur. Eğer yan çizerlerse Allah onlara dünyada da âhirette de acıklı
bir azapla azap edecektir. Ve yeryüzünde onların ne bir dostu olacaktır ne de
bir yardımcısı.
. İçlerinden bazıları da Allah'a şöyle ant
içti:
"Eğer Allah, lütfundan bize verirse, elbette
sadaka dağıtacağız ve
elbette iyilik ve barış için çalışanlardan olacağız."
. Lütfundan kendilerine verdiği zaman ise o
lütfa cimrilik ederek yüz çevirmiş bir halde dönüp gittiler.
. Nihayet, Allah, kendisine verdikleri söze
. Nihayet, Allah, kendisine verdikleri söze
ters düştüklerinden, yalana sapıp durduklarından, huzuruna çıkacakları güne
kadar onların kalplerine ikiyüzlülük yerleştirdi.
. Bilmediler mi ki, Allah onların sırrını da
fısıldaşmalarını da bilir; Allah gaybları çok iyi bilendir.
. Sadakalar hususunda içten bir cömertlik göstermiş müminlere laf atanlarla, öz gayretlerinden başkasını bulamayanları alay konusu edenlere gelince, Allah onları maskaraya çevirecektir. Onlar için acıklı bir azap da vardır.
. Sadakalar hususunda içten bir cömertlik göstermiş müminlere laf atanlarla, öz gayretlerinden başkasını bulamayanları alay konusu edenlere gelince, Allah onları maskaraya çevirecektir. Onlar için acıklı bir azap da vardır.
. İster af dile onlar için, ister dileme.
Yetmiş kez af dilesen de onlar için, Allah onları affetmeyecektir. Çünkü onlar
Allah'ı da resulünü de inkâr ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa
kılavuzluk etmez.
. Allah'ın resulüne ters düşmek için arkada
kalanlar, çöküp
oturdukları için sevindiler; Allah yolunda,
mallarıyla
canlarıyla cihadı tiksindirici bulup şöyle dediler: "Bu sıcakta seferber
olmayın!" De ki: "Hararet bakımından cehennem daha zorludur."
Bir anlayabilselerdi!
. Kazanır oldukları yüzünden artık az
gülsünler, çok ağlasınlar.
. Bundan böyle Allah, seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de savaşa
. Bundan böyle Allah, seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de savaşa
çıkmak için senden izin isterlerse şöyle
söyle: "Benimle birlikte asla çıkmayacaksınız, benimle birlikte herhangi
bir düşmanla savaşmayacak
sınız. İlk defasında oturup kalmayı yeğlemiştiniz. O
halde geri kalanlarla birlikte oturadurun."
. Onlardan ölen biri üzerine asla dua etme;
böyle birinin mezarı başında da durma.
. Malları da evlatları da seni imrendirmesin.
. "Allah'a inanın, O'nun resulüyle yan
yana cihat edin!" anlamında bir sure indirildiği
zaman, onların imkân ve
servet sahibi olanları, senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak
bizi, oturanlarla beraber olalım!"
. Geride kalan kadınlarla beraber olmayı
yeğlediler. Kalpleri üzerine mühür basılmıştır. Artık anlayıp kavrayamazlar.
. Fakat resul ve onunla birlikte iman edenler, mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler. İşte bunlarındır tüm hayırlar. İşte bunlardır tam kurtulanlar.
. Fakat resul ve onunla birlikte iman edenler, mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler. İşte bunlarındır tüm hayırlar. İşte bunlardır tam kurtulanlar.
. Allah onlar için, altlarından ırmaklar akan
cennetler hazırlamıştır. Sürekli kalacaklardır orada. İşte budur büyük başarı.
. Göçebe Arapların özür bahane edenleri kendilerine izin verilmesi için geldiler; Allah'a ve resulüne yalan söyleyenler
. Göçebe Arapların özür bahane edenleri kendilerine izin verilmesi için geldiler; Allah'a ve resulüne yalan söyleyenler
. Güçsüzlere, hastalara, infak edecek bir şey
bulamayanlara, Allah ve resulü için öğüt verdikleri takdirde bir günah yoktur.
Güzel davrananlar aleyhine bir yol yok. Allah
. Kendilerini bindirmen için sana
geldiklerinde sen, "Sizi bindirecek bir şey bulamam" deyince,
harcayacak bir şey bulamadıklarından, üzüntüyle gözlerinden yaşlar boşalarak
geri dönen kimseler için de herhangi bir günah yoktur.
. Ancak şu kimseler aleyhine yol vardır:
Zengin oldukları halde senden izin isterler. Arkada kalan kadınlarla beraber
oturmaya razı olmuştur bunlar. Ve Allah, kalplerine mühür basmıştır, artık
bilemezler.
. Dönüp yanlarına geldiğinizde sizden özür
dilerler. De ki: "Özür dilemeyin. Size asla
inanmayacağız! Allah bize
sizin hallerinizden birçoğunu haber vermiştir. Yapıp ettiğinizi Allah da resulü
de görecektir. Sonra görünmeyen ve görünen âlemleri bilenin huzuruna
çıkarılacaksınız da O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir."
. Yanlarına döndüğünüzde kendilerini
paylamaktan vazgeçesiniz diye Allah'a yemin edecekler. Vazgeçin onlardan, çünkü
hepsi pisliktir! Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer cehennemdir.
. Kendilerinden hoşnut olasınız diye
karşınızda yemin ediyorlar. Siz onlardan
. Çöl Arapları; küfür, parçalanma/ikiyüzlülük
. Çöl Araplarından öylesi vardır ki, infak
ettiğini bir angarya/bir ceza ödeme sayar ve
sizin başınıza belaların gelmesini
bekler durur. En kötü bela onların başına olsun! Allah çok iyi işitir, çok iyi
bilir.
. Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve
âhiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün
dualarına vesîle edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için
bir yakınlık vesîlesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok
affedici, çok esirgeyicidir.
. Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel
düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı
olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan
cennetler hazırlamıştır. Sürekli orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte
budur!
. Çevrenizdeki Bedevî Araplardan münafıklar
var. Medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. Sen bilmezsin
onları. Ama biz biliriz onları. İki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük
bir azaba itilecekler.
. Diğer bazıları da günahlarını itiraf
ettiler. Bunlar, iyi bir işle kötü olan diğer bir işi
. Bunların mallarından bir sadaka al ki,
onunla kendilerini iyice temizleyip arıtasın.
. Bilmediler mi ki, Allah'tır kullarından o
. De ki: "İş yapıp değer üretin; yapıp
ürettiğinizi Allah da resulü de müminler de görecektir. Ve siz, görülmeyen
âlemi de görülen âlemi de bilenin huzuruna döndürüleceksiniz, O size, yapıp
ettiklerinizi bir bir haber verecektir."
. Bir kısmı da umutları Allah'ın emrine
bağlı, beklemektedir. Allah
. Bir de şunlar var: Tutup bir mescit
yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük/gerçeği örtmek için, inananları
fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış kişiye
gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş
değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar
kesinlikle yalancıdırlar.
. Böyle bir mescitte sakın namaza durma!
Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir mescit, içinde namaz kılman için çok
daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte. Allah,
temizlenenleri sever.
. Peki, binasını Allah'tan gelen bir sakınma
duygusu ve
hoşnutluk üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel
artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme
yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.
. Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya
. Allah, müminlerin canlarını ve mallarını,
karşılığında kendilerine cennet vermek
üzere satın almıştır. Allah yolunda
çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve
Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan
daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun
size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi.
. Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd
edenler, seyahat ederken oruç tutanlar,
rükû edenler, secdeye kapananlar,
iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar...
Müjdele o müminleri!
. Akraba bile olsalar, cehennem halkı
oldukları açıkça belli olduktan sonra
. İbrahim'in, babası için af dilemesi,
sadece
ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için
açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için
gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı/tam bir evvâhtı.
. Allah bir topluluğa kılavuzluk ettikten
sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine
. Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi
Allah'ındır. Diriltir de öldürür de. Sizin için
. Yemin olsun ki, Allah, içlerinden bir
grubun kalpleri kaymaya yüz tuttuktan sonra, peygambere ve o güçlük saatinde
ona uymuş olan Muhacirlerle Ensar'a tövbe nasip etmiş, sonra da onların
tövbelerini kabul buyurmuştur. Çünkü onlara karşı Raûf ve
. Geride bırakılan üç kişinin de tövbesini
kabul etmiştir. Bütün genişliğine rağmen
yeryüzü onlara dar gelmiş, öz
benlikleri kendilerini sıkıştırmıştı; Allah'ın öfkesinden kurtulmak için yine
Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını fark etmişlerdi. Sonra onlara tövbe
nasip etti ki, eski hallerine dönsünler. Hiç kuşkusuz, Allah, tövbeleri çok çok
kabul eden, rahmeti sınırsız olandır.
. Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevî
Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve
onu bırakıp da kendi canlarının
derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir
yorgunluk, bir açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları,
düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa
yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel
davrananların ödülünü yitirmez.
. Küçük-büyük bir infakta bulunmaları, bir
vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka
. İnananların hepsinin birden savaşa
çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin
bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümidiyle
onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?
. Ne zaman bir sure indirilse içlerinden
biri,
"Bu hanginizin imanını artırdı?" diye konuşur. İmanı olanların
imanını artırmıştır. İşte sevinip duruyorlar!
. Kalplerinde maraz olanlara gelince, inen
. Görmüyorlar mı ki, her yıl bir veya iki
kez
. Bir sure indirildi mi "Sizi birisi
görüyor mu?" diye birbirlerine bakar, sonra da
. Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul
gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu
. Eğer çekip giderlerse de ki: "Allah
bana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder