47. ŞUARA Suresi (İniş sırasına göre Kuran meali)

 47.  ŞUARA   Suresi 
                İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...
1).Tâ-Sîn-Mîm!
2).Bunlar apaçık olan Kitab’ın ayetleridir.
3).İnanmayacaklar diye neredeyse kendini 
yiyip bitireceksin.
4).Farklı tercihte bulunsak gökten 
üzerlerine bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar.
5).Onlara Rahman’dan yeni bir bilgi gelmeye görsün, hemen ondan yüz çevirirler.
6).Onlar kesinlikle yalana sarılırlar. Hafife aldıkları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir.ٍ
7).Yeryüzüne bakmadılar mı? Onda her güzel çiftten nice bitkiler bitirdik!
8).İşte bunda tam bir ayet /ibret vardır ama onların çoğu inanıp güvenmezler.
9).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
10).Bir gün Rabbin Musa’ya şöyle seslendi: 
“Yanlışlar içinde olan şu halka git.
11).Firavun’un halkına... Yanlışlardan 
sakınmayacaklar mı?”
12).Musa dedi ki: “Rabbim! Beni yalancı yerine koyarlar diye korkuyorum.
13).Göğsüm daralır, dilim dönmez. Elçilik görevini Harun’a ver.
14).Çünkü onlara göre ben suçluyum; beni 
öldürmelerinden korkuyorum.”
15).Allah: “Asla! Öyleyse ikiniz, 
ayetlerimizle /mucizelerimizle birlikte gidin. Biz sizinle beraberiz; her şeyi dinlemekteyiz.” dedi.
16).Firavun’a varın ve şöyle deyin: “Biz, Varlıkların Rabbi’nin elçisiyiz,
17).İsrailoğullarını bizimle gönder!”
18).(Elçi olarak gidince Firavun Musa’ya) 
dedi ki: “Yeni doğmuş bir çocukken seni yanımızda yetiştirmedik mi, ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin değil mi?
19).Yaptığın o işi de yaptın (o adamı 
öldürdün), sen kâfirin /nankörün tekisin!”
20). (Musa şöyle dedi:) “O işi yaptığımda 
yanlış yolda olanlardandım.
21).Sizden korkunca da kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmeti bahşetti ve beni elçilerinden biri yaptı.
22).Başıma kaktığın o nimet (beni sarayda 
yetiştirmen), İsrailoğullarını köleleştirdiğin için oldu.”
23).Firavun: “Peki, Varlıkların Rabbi de ne 
oluyor?” dedi.
24).(Musa:) “O; göklerin, yerin ve ikisi arasında olan her şeyin Rabbi /Sahibidir! Eğer ona kesin olarak inanan kimselerseniz (bunu bilirsiniz).”
25).(Firavun) Yanındakilere: “Duymuyor 
musunuz?” dedi.
26).(Musa devam etti:) “O, sizin de Rabbinizdir, gelmiş geçmiş bütün atalarınızın da Rabbidir.”
27).(Firavun:) “Size gönderilen elçiniz, kesinlikle cinlerin etkisine girmiş!” dedi.
28).(Musa:) “Eğer aklınızı kullanıyorsanız o, doğunun, batının ve ikisinin arasında olan her şeyin Rabbidir.” dedi.
29).(Firavun:) “Hele benden başka birini ilah edin, seni kesinlikle zindana atarım!” dedi.
30). (Musa:) “Ya sana apaçık bir şey getirdiysem!” dedi.
31).(Firavun:) “Getir onu, eğer doğru söyleyenlerdensen!” dedi.
32).(Musa) Değneğini attı, bir de ne 
görsünler; apaçık koskoca bir yılan!
33).Elini çıkardı, o da seyredenlerin önünde anında bembeyaz kesildi.
34). (Firavun) Çevresindeki devlet erkanına 
dedi ki: “Bu, gerçekten bilge bir sihirbaz!
35).Sihriyle sizi ülkenizden çıkarmak istiyor; ne emredersiniz?”
36).Dediler ki: “Onu ve kardeşini oyala, şehirlerde adam toplayacak kişiler görevlendir.
37).Bilgin sihirbazların hepsini alıp sana getirsinler.”
38).Böylece, bilinen günün (bayram gününün) belirlenen saati için sihirbazlarla toplantı kararı alındı.
39).İnsanlara da şöyle dendi: “Siz de katılırsınız değil mi?
40).Galip gelenler sihirbazlar olursa belki biz de onlara uyarız.”
41).Sihirbazlar gelince Firavun’a şöyle 
dediler: Galip gelen taraf biz olursak elbette bir ödülümüz olur, değil mi?!
42).“Evet, o zaman siz, kesinlikle benim yakın adamlarımdan olacaksınız.” dedi.
43).Musa sihirbazlara: “Haydi, atın atacağınızı!” dedi.
44).İplerini ve değneklerini yere attılar ve 
şöyle dediler: Firavun’un gücü adına, galip gelen taraf elbette biz olacağız!
45).Arkasından Musa değneğini attı. Bir de ne görsünler! Değnek, sihirbazların uydurdukları şeyleri yalayıp yutuyor.
46).Sihirbazlar bir anda kendilerini secdede buldular.
47).“Biz, Varlıkların Rabbi’ne inanıp güvendik” dediler.
48).“Musa’nın ve Harun’un Rabbine!”
49).(Firavun:) “Ben size izin vermeden ona 
inandınız öyle mi! Demek ki size sihri öğreten büyüğünüz oymuş. Yakında öğreneceksiniz; kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi mutlaka asacağım!” dedi.
50). (Sihirbazlar:) “Ziyanı yok! Biz Rabbimize döneceğiz.” dediler.
51). “İlk inananlar biz olduğumuz için Rabbimizin hatalarımızı bağışlamasını umarız.”
52).Musa’ya şunu vahyettik: “Geceleyin 
kullarımı en tepeye (dağa) çıkar, çünkü siz takip edileceksiniz.”
53).Firavun hemen şehirlere adam 
toplayacak kişiler gönderdi.
54).(Şöyle dedi:) “Bunlar bölük pörçük birkaç kişi!
55).Onlar bize karşı kin ve nefretle dolular.
56).Ama biz tedbirli bir topluluğuz.”
57).Böylece onları (Firavun’u ve 
yandaşlarını) bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.
58).Hazinelerden ve değerli konaklardan da...
59).Böyle yaptık. Çünkü bunları İsrailoğullarına miras bıraktık.
60).Gün doğarken onların ardına düştüler.
61).İki kesim birbirini görünce, Musa’nın beraberindekiler: “Kesinlikle yakalanacağız!” dediler.
62).Musa dedi ki: ”Asla, çünkü Rabbim benimledir, bana bir 
yol açacaktır.”,
63).Bunun üzerine Musa’ya: “Değneğinle 
denize vur!” diye vahyettik. Vurunca, deniz hemen ikiye ayrıldı. Her parçası koca bir dağ gibi oldu.
64).Öbür kesimi de orada onlara 
yaklaştırdık
65).Musa’yı ve beraberinde olan herkesi 
kurtardık.
66).Sonra öbür kesimi suda boğduk.
67).İşte bu anlatılanlarda tam bir ayet /ibret vardır. Onların çoğu inanıp güvenmiş değillerdi.
68).Şüphesiz senin Rabbin daima üstün ve 
ikramı bol olandır.
69).Onlara İbrahim’le ilgili şu haberi anlat:
70).Bir gün babasına ve halkına şöyle dedi: “Siz neye kulluk ediyorsunuz?”
71)Dediler ki: “Putlara kulluk ediyoruz. Onların karşısında saygıyla durmaya da devam edeceğiz.”
72).“Peki, dua ettiğinizde sizi duyuyorlar 
mı?” dedi.
73).“Yahut size fayda sağlıyor veya zarar verebiliyorlar mı?”
74).Dediler ki: “Yok, ama biz atalarımızın böyle yaptığını gördük.”
75).Dedi ki: “Peki hiç düşündünüz mü? Neye kulluk ediyorsunuz,
76).Hem siz hem de gelip geçmiş atalarınız?”
77).Kulluk ettiklerinizden, Varlıkların Sahibi dışında kalanlar benim için birer düşmandır.
78).Beni yaratan, bana doğru yolu gösteren 
Varlıkların Sahibi’dir.
79).Beni yediren ve içiren de odur.
80).Hastalandığımda bana o şifa verir.
81).Beni öldürecek sonra tekrar hayat verecektir.
82).Hesap günü hatalarımı bağışlamasını beklediğim de odur.
83).Rabbim! Bana hikmet /doğru karar 
verme yeteneği ver ve beni iyiler arasına kat!
84).Gelecek nesiller içinde benim doğru anılmamı nasip eyle!
85).Beni nimetlerle dolu Cennet’in varislerinden eyle!
86).Babamı da bağışla, çünkü o da yanlış yolda olanlardandır!
87).Tekrar diriltilecekleri gün beni rezil etme!”
88).O gün ne malın bir faydası olacak, ne de evladın!
89).Allah’ın huzuruna selim (şirkten arınmış) bir kalple gelenler hariç!
90).O gün Cennet, müttakilere /yanlışlardan sakınanlara yaklaştırılır,
91).Yakıcı ateş (cehennem) boş hayale kapılıp yoldan çıkanların önüne çıkarılır.
92).Onlara şöyle denir: “Nerede kulluk edip 
durduklarınız...
93).Allah ile aranıza koyduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine bir faydaları oluyor mu?”
94).Sonunda onlar ve boş hayale kapılıp yoldan çıkanlar baş aşağı cehenneme atılırlar.
95).Ve bütün o İblis orduları!
96).Onlar orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:
97).“Vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeydik.
98).Çünkü sizi Varlıkların Sahibi ile aynı seviyede tutardık.
99).Bizi yoldan çıkaranlar sadece bu suçlulardır.
100).Artık bize şefaat edecek /arka çıkacak hiç kimse yok,
101).Bir can dostumuz da yok!
102).Keşke elimizde bir fırsat daha olsa da 
biz de mü’minlerden olsak!”
103).İşte bu anlatılanlarda tam bir ayet /bir 
ibret vardır. Onların çoğu inanıp güvenmiş değillerdi.
104).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
105).Nuh’un halkı da elçileri yalancılıkla 
suçlamıştı.
106).Kardeşleri Nuh, bir gün onlara şöyle 
demişti: “Yanlışlardan sakınmaz mısınız?
107).Ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
108).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
109).Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim sadece Varlıkların Sahibi’ne aittir.
110).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
111).(Halkı:) “Şu en alt tabakamız senin 
peşine takılmışken sana inanır mıyız?” dediler.
112). (Nuh:) “Onların ne yaptıkları hakkında bir bilgiye sahip değilim.
113).Keşke anlasanız! Onlara hesap 
soracak olan sadece Sahibimdir.
114).Ben, müminleri kovamam.
115).Ben sadece, doğruları ortaya koyan bir uyarıcıyım!” dedi.
116).(Halkı:) “Bak Nuh! Hele bu işten vaz 
geçme, kesinlikle taşlananlardan olursun” dediler.
117).(Nuh:) “Sahibim! Halkım beni yalancı 
yerine koyuyor.
118).Benimle onların arasını iyice aç! Beni ve beraberimdeki müminleri, bunların verdiği sıkıntıdan kurtar.” dedi.
119).Bunun üzerine onu ve beraberindekileri dopdolu bir gemi ile kurtardık.
120).Sonra geri kalan herkesi suda boğduk.
121).İşte bu anlatılanlarda kesin bir âyet /bir
ibret vardır. Onların çoğu inanıp güvenmiş değillerdi.
122).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
123).Ad halkı da elçileri yalancılıkla 
suçlamıştı.
124).Bir gün kardeşleri Hud onlara şöyle 
demişti: “Yanlışlardan sakınmaz mısınız?
125).Ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
126).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
127).Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim sadece Varlıkların Sahibi’ne aittir.
128).Siz anlamsız işlerle uğraşarak her 
yüksek yere bir anıt mı dikiyorsunuz?
129).Bir de sanki içlerinde sonsuza dek yaşayacakmış gibi sağlam yapılar ediniyorsunuz.
130).Birinin yakasına yapışınca da zorbalar 
gibi yapışıyorsunuz.
131).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
132).Bildiğiniz nimetleri veren Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının!
133).O size, küçük ve büyükbaş hayvanlar 
ve evlatlar verdi.
134).Bahçeler ve pınarlar verdi.
135).Ben, size azametli bir günün azabının gelmesinden korkuyorum.”
136).Dediler ki: “Öğüt versen de vermesen 
de bizim için fark etmez.
137).Seninkisi sadece öncekilerin davranış tarzıdır.
138).Biz azaba uğratılacak değiliz.”
139).Böylece Hud’u yalancı yerine koydular. Biz de onları helak ettik. İşte bu 
anlatılanlarda tam bir ayet /bir ibret vardır. Onların çoğu inanıp güvenmiş değillerdi.
140).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
141).Semud halkı da elçileri yalancılıkla 
suçlamıştı.
142).Bir gün kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: “Yanlış yapmaktan sakınmayacak mısınız?
143).Ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
144).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
145).Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim sadece Varlıkların Sahibi’ne aittir.
146).Burada güven içinde mi bırakılacaksınız? 
147).Bahçelerde, pınar başlarında,
148).Ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında mı bırakılacaksınız?
149).Bir de dağlardan ustalıkla evler oyuyorsunuz.
150).Artık Allah’a karşı 
yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
151).Aşırılık edenlerin isteklerine boyun eğmeyin!
152).Onlar, yeryüzünde düzeni bozan ve iyileştirmeye çalışmayanlardır.”
153).Onlar şöyle dediler: “Sen sadece 
büyülenmiş kişilerdensin. 
154).Sen sadece bizim gibi bir beşersin. Doğru söyleyenlerdensen haydi bize bir mucize getir!”
155).(Salih:) “İşte bu bir dişi deve! Su içme 
hakkı belli gün onun, belli gün de sizindir.” dedi.
156). “Ona bir kötülük etmeyin, yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.”
157).Yine de o deveyi ayaklarını keserek öldürdüler, sonra pişman oldular.
158).Sonra o azap onları yakaladı. Bu olayda kesin bir ibret /bir ayet vardır ama 
bunların çoğu inanıp güvenmiş kimseler değillerdi.
159).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
160).Lut’un halkı da elçileri yalanladı.
161).Bir gün kardeşleri Lut onlara şöyle demişti: “Yanlış yapmaktan sakınmayacak mısınız?
162).Ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
163).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
164).Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim sadece Varlıkların Sahibi’ne aittir.
165).Siz bu âlemin erkeklerine yanaşıyor,
166).Rabbinizin /Sahibinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz öyle mi? Aslında siz sınırları aşan bir topluluksunuz.”
167).(Halkı:) “Bak Lut! İşimize karışmaktan 
vazgeçmezsen mutlaka buradan çıkarılanlardan olursun” dediler.
168).O da şöyle dedi: “Ben, bu işinizden dolayı sizden nefret edenlerden biriyim.
169).Rabbim /Sahibim! Beni ve ailemi 
bunların yaptıklarından kurtar.”
170).Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık,
171).(Bedeninin) Kalıntısı kalacak olan ihtiyar bir kadın (Lut'un karısı) hariç.
172).Sonra diğerlerini yerle bir ettik.
173).Üzerlerine bir yağmur (pişmiş balçıktan taş ve kül) yağdırdık; uyarılmış kişilerin yağmuru ne kötüydü!
174).İşte bu anlatılanlarda tam bir ayet /bir 
ibret vardır. Onların çoğu inanıp güvenmiş değillerdi.
175).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
176).Eyke halkı da elçileri yalancılıkla 
suçlamıştı.
177).Bir gün Şuayb onlara şöyle demişti: 
“Yanlış yapmaktan sakınmayacak mısınız?
178).“Ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
179).Artık Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının ve bana gönülden boyun eğin.
180).Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim sadece Varlıkların Sahibi’ne aittir. 
181).Ölçüyü tam yapın, eksik ölçenlerden olmayın.
182).Doğru tartı ile tartın.
183).İnsanlara, mallarını - haklarını eksik vermeyin; bozgunculuk yaparak ortalığı birbirine katmayın.
184).Sizi ve sizden önceki nesilleri yaratana karşı yanlış yapmaktan sakının.”
185).Onlar şöyle dediler: “Sen sadece büyülenmiş kişilerdensin,
186).Sen sadece bizim gibi bir beşersin. Senin gerçekten yalancılardan biri olduğunu düşünüyoruz.
187).Doğru söylüyorsan haydi göğü 
üstümüze parça parça düşür!”
188).(Şuayb:) “Ne yaptığınızı Rabbim 
/Sahibim çok iyi bilir” dedi.
189).Onu yalancı yerine koydular. Bu 
yüzden gölgeli günün azabı onları yakaladı. O, azametli bir günün azabıydı.
190).İşte bu anlatılanlarda tam bir ayet /ibret vardır ama onların çoğu inanıp güvenmiş değillerdi.
191).Şüphesiz senin Rabbin /Sahibin daima 
üstün ve ikramı bol olandır.
192).Bu Kur’ân, elbette Varlıkların Rabbi /Sahibi tarafından indirilmiştir.
193).Bunu, güvenilir Ruh (Cebrail) indirmiştir.
194).Uyarıcılardan olman için senin kalbine 
indirmiştir.
195).Apaçık Arap diliyle...
196).Bu, elbette öncekilerin zebûrlarında 
/kitaplarında vardır.
197).İsrailoğulları bilginlerinin bunu bilmesi,
bunlar için bir ayet /delil değil midir?
198).Onu Arap olmayan birine indirseydik,
199).O da bunlara okusaydı, ona inanıp güvenmezlerdi.
200).Biz suçluların kalplerine onu (inançsızlığı) işte böyle işleriz.
201).Buna rağmen onlar, acıklı azabı görünceye kadar ona inanıp güvenmezler.
202).O azap onlara ansızın gelir de farkına bile varamazlar.
203).O zaman “Bize fırsat tanınsa olmaz mı?” derler.
204).Azabımızın bir an önce gelmesini mi istiyorlar?
205).Hiç düşündün mü, onları yıllarca nimetlerden yararlandırsak,
206). Sonra tehdit edildikleri azap onlara gelse,
207).Yararlandırıldıkları nimetlerin onlara bir faydası (olur mu,) olmaz 
208).Uyarıcıları olmayan hiçbir kenti helak etmedik.
209).Bilgilendirmek için (uyarıcı göndeririz).
Biz yanlış yapmayız.
210).Kur’ân’ı şeytanlar indirmedi.
211).Zaten bu, onların yapabileceği bir iş değildir; buna güçleri de yetmez; 
212).Çünkü onlar, (iniş sırasında vahyi) 
dinlemekten bile uzak tutulmuşlardır.
213).Sakın Allah ile birlikte başka bir ilahı 
yardıma çağırma, yoksa azaba uğratılacaklardan olursun!
214).En yakın çevreni uyar.
215).Sana uyan müminlere kol kanat ger.
216).Sana karşı gelirlerse de ki: “Ben sizin 
yaptıklarınızdan uzağım.”
217).Sen, daima üstün ve ikramı bol olana 
güvenip dayan!
218).Kalktığında seni görene,
219).Ve boyun eğenler arasında dönüp dolaşmanı görene (dayan)!
220).Çünkü daima dinleyen ve bilen odur
221).Şeytanların kime indiğini size bildireyim mi?
222).Onlar her günahkâr iftiracıya inerler.
223).Bu günahkarlar, şeytanlara kulak 
verirler. Onların çoğu yalancıdır.
224).Şairlere gelince, onlara da boş hayale 
kapılıp yoldan çıkanlar uyarlar.
225).Onların her sahada övgü ve yergiyi abarttıklarını görmedin mi?
226).Yapmayacakları şeyleri söyleyip dururlar.
227).Fakat inanıp güvenen, iyi işler yapan, Allah’ı çokça anan ve bir de haksızlığa uğradıktan sonra 
karşılık veren şairler hariç. Haksızlık edenler ise yakında nasıl alt üst olacaklarını öğreneceklerdir.


 
Not:Tüm insanların okuması gereken ve kendi kendin tefsir eden Kuran'da, ALLAH bilinmesi gereken tüm bilgileri paylaşmıştır. Başlangıçta arapça bilmiyorsanız, mealden iniş sırasına göre anlayarak okuyun lütfen.TEŞEKKÜR EDERİM..


Hiç yorum yok: