49. KASAS Suresi (İniş sırasına göre Kuran meali)

      49.  KASAS  Suresi
               İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...
1).Tâ-Sîn-Mîm!
2).Bunlar, apaçık olan Kitab’ın ayetleridir.
3).İnanan bir topluluk için, Musa ve Firavun 
ile ilgili haberlerden bir kısmını sana bütün gerçekliği ile sıralayacağız:
4).Firavun, ülkesinde zorbaca bir yönetim kurmuş ve halkını farklı topluluklara 
ayırmıştı. Onlardan bir kesimini (İsrailoğullarını) zayıf düşürüyor; oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.
5).Biz de o topraklarda zayıf düşürülenlere 
iyilikte bulunmak, onları önderler yapmak ve bunların yerine geçirmek istiyorduk.
6).Ayrıca onları o topraklara hakim kılmak; 
Firavun’un, Haman’ın ve o ikisinin emrinde olanların korktuklarını başlarına getirmek istiyorduk.
7).Musa’nın annesine şunu vahyettik: “Onu emzir, ona bir şey olacağından korktuğun 
zaman da nehre bırak. Korkma ve üzülme; biz onu sana geri verecek ve elçilerimizden yapacağız.”
8).Sonra Firavun ailesi, ileride kendilerine bir düşman ve bir üzüntü kaynağı olacak 
olan o çocuğu bulup aldı. Çünkü Firavun, Haman ve o ikisinin emrindekiler suçlu kimselerdi.
9).Firavun’un eşi dedi ki: “Benim ve senin 
için bir gözbebeği! Bunu öldürmeyin belki bize bir fayda sağlar, belki de evlat ediniriz.” Ama onlar işin farkında değillerdi.
10).Musa’nın annesi (Musa'dan başka) bir 
şey düşünemez hale geldi. Bize inanıp güvenenlerden olsun diye kalbini metânetli kılmasaydık neredeyse işi açığa vuracaktı.
11).Ablasına: “Onu takip et” dedi. O da 
onlar fark etmeden onu bir kenardan gördü.
12).Önce çocuğa, süt anneleri kabul ettirmedik. Sonra ablası dedi ki: “Onun 
bakımını sizin için üstlenecek, ona iyi davranacak bir aileyi size göstereyim mi?”
13).Böylece onu, annesine geri verdik ki 
gözü aydın olsun ve üzülmesin. Bir de bilsin ki Allah’ın vaadi yerine gelir. Ancak çoğu kimse bunu bilmez.
14).Musa ergin hale gelip olgun bir kişilik 
kazanınca ona hikmet /doğru karar verme yeteneği ve ilim verdik. Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
15).Musa halkın fark edemeyeceği bir sırada şehre girdi. İki kişinin öldüresiye kavga 
ettiklerini gördü; biri kendi tarafından /İsrailoğullarından, diğeri düşman olan taraftandı. Kendi tarafından olan, düşmanına karşı Musa’dan yardım istedi. Musa ona bir yumruk attı ve adamın işini bitirdi. Dedi ki: “Bu, şeytanın işidir; o insanı yoldan çıkaran açık bir düşmandır”.
16).“Rabbim! Ben, kendimi kötü duruma 
soktum; beni bağışla” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü o bağışlaması çok, ikramı bol olandır.
17).Dedi ki: “Rabbim! Bana verdiğin nimete karşılık artık suçlulara asla arka çıkmayacağım.”
18).Şehirde, korku içinde çevresini 
gözleyerek sabahladı. Bir de ne görsün; dün kendisinden yardım isteyen kişi, feryat 
ederek yine yardım istiyordu. Musa ona dedi ki: “Sen besbelli azgının tekisin!”
19).İkisinin de düşmanı olan adamın yakasına yapışmak isteyince adam şöyle 
dedi: “Musa! Daha dün bir kişiyi öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun? Senin istediğin, bu ülkede sadece zorba biri olmak. Arayı bulmak isteyenlerden değilsin.”
20).Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Musa! Devlet 
büyükleri seni öldürmeyi planlıyorlar; hemen çek git, ben senin iyiliğini isteyen biriyim.”
21).Musa korku içinde, çevreyi gözleye 
gözleye oradan çıktı. “Rabbim, beni yanlışlar içindeki bu topluluktan kurtar!” dedi.
22).Medyen tarafına yönelince de şöyle 
dedi: “Umarım Rabbim beni (Medyen’e giden) doğru yola sokar.”
23).Medyen suyuna varınca orada hayvanlarına su veren bir grup insan gördü.
Arka taraflarında da sürülerini (sudan) uzak tutan iki kadın gördü. Musa onlara: “Yapmak istediğiniz nedir?” dedi. Onlar: “Çobanlar çekilmeden hayvanlarımıza su vermiyoruz. Babamız da çok yaşlı biri” dediler.
24).Musa hemen onların hayvanlarına su 
verdi. Sonra gölgeye çekildi ve dedi ki: “Rabbim, bana vereceğin her iyiliğe ihtiyacım var!”
25).Sonra o iki kızdan biri utana
sıkıla yürüyerek geldi ve dedi ki: “Babam seni çağırıyor, hayvanlarımıza su vermenin
karşılığı olan ücreti ödeyecek.” Musa babalarının yanına vardı. Ona başından 
geçenleri tüm ayrıntısı ile anlatınca adam dedi ki: “Korkma, yanlışlar içindeki o topluluktan kurtuldun!”
26).İki kızdan biri dedi ki: “Babacığım, onu 
ücretle tutsana! Ücretle tutacağın kişilerin en iyisi güçlü ve güvenilir olan bu kişidir.”
27).Babaları şöyle dedi: “Yanımda sekiz yıl 
ücretle çalışman şartıyla şu iki kızımdan birini sana nikahlamak isterim. On yıla tamamlarsan bu senin ikramın olur. Sana güçlük çıkarmak istemem. İnşaallah iyi biri olduğumu göreceksin.”
28).Musa dedi ki: “Bu seninle benim aramdadır; iki süreden 
hangisini tamamlarsam bana karşı bir 
husumet olmayacak. Bu sözlerimize Allah vekildir.”
29).Musa süreyi tamamlayınca ailesiyle yola
çıktı. Tur’un yanında bir ateş farketti. Ailesine dedi ki: “Siz burada kalın. Ben bir ateş farkettim. Belki oradan size bir haber 
veya ateşin korundan bir parça getiririm de ısınırsınız.”
30).Musa oraya varınca vadinin sağ yamacından, o bereketli yerdeki ağaçtan 
kendine şöyle seslenildi: “Bak Musa! Ben bütün varlıkların sahibi olan Allah’ım.
31).Değneğini yere at.” Değneğin yılan gibi 
kıvrıldığını görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı. “Musa! Geri dön! Korkma! Sen güvende olanlardansın.
32).Elini koynuna sok; lekesiz, bembeyaz 
olarak çıksın! Korkudan açık kalan kolunu da kendine çek! Bunlar, Rabbin tarafından Firavun’a ve ileri gelenlerine göstereceğin iki kesin kanıttır. Onlar yoldan çıkmış bir topluluktur.”
33).Musa dedi ki: “Rabbim! Ben onlardan 
bir kişiyi öldürdüm; beni öldürmelerinden korkuyorum.”
34).“Kardeşim Harun, onun dili benden
daha açık ve anlaşılırdır. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte elçi gönder. Çünkü beni yalancı saymalarından korkuyorum.”
35).Allah dedi ki: “Elini kardeşinle 
güçlendireceğiz. İkinize güçlü bir delil 
vereceğiz, böylece size ilişemeyecekler. Mucizelerimiz sayesinde siz ikiniz ve size uyanlar üstün geleceksiniz.”
36).Musa her şeyi ortaya koyan mucizelerimizle onlara gelince: “Bu sadece 
uydurulmuş bir sihirdir. Böylesini eski atalarımızdan da duymadık.” dediler.
37).Musa dedi ki: “Benim Rabbim bu rehberi kendi katından kimin getirdiğini, 
sonunda bu yurdun kime kalacağını çok iyi bilir. Şu bir gerçek ki yanlışlar içinde olanlar umduklarına kavuşamazlar.”
38).Firavun dedi ki: “Ey ileri gelenler! Sizin 
için benden başka bir ilah bilmiyorum. Ey Haman! Benim için o çamuru pişir de bana 
bir kule yap, çıkıp Musa’nın ilahına bakayım! Ben onun gerçekten yalancılardan olduğunu düşünüyorum.”
39).Firavun ve emrinde olanlar, o 
topraklarda haksız yere büyüklendiler; çünkü huzurumuza çıkarılmayacaklarını sanıyorlardı.
40).Nihayet onu ve ordularını tuttuk, denize 
gömdük. Bak bakalım, o zalimlerin sonu nasıl oldu!
41).(Haksız yere büyüklenmelerinden dolayı) Onları, ateşe çağıran önderler haline
getirmiştik. Kıyamet /mezardan kalkış gününde bir yardım da görmeyeceklerdir.
42).Bu dünyada onları sürekli dışlanır hale 
getirmiştik. Kıyamet /mezardan kalkış günü de yüzlerine bakılmayacak kimselerden olacaklardır.
43).Oysa önceki nesilleri helak ettikten sonra, Musa’ya da o insanlar için gerçeğin 
göstergeleri, bir rehber ve ikram olarak Kitabı vermiştik ki ondaki bilgileri kullansınlar!
44).(Ey Muhammed!) Musa’ya o görevi 
(elçilik görevini) verdiğimizde sen vadinin batı yakasında değildin; olup biteni izleyenlerden değildin.
45).Ama (Musa’dan sonra) yeni nesiller oluşturduk, onların üzerinden uzun bir 
zaman geçti. Sen Medyenliler arasında da kalmadın ki bunlara (onlarla ilgili) ayetlerimizi okuyasın. Ama (bu bilgilerle seni) elçi gönderen biziz.
46).Musa’ya seslendiğimiz sırada Tur’un yanında da değildin. Bunları Rabbinden bir 
ikram olarak (öğrendin) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın. Belki doğru bilgileri kullanırlar.
47).Kendi elleriyle yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde şöyle 
diyecek olmasalardı (seni elçi göndermezdik): “Rabbimiz, keşke bize bir elçi gönderseydin de senin ayetlerine uyup biz de inanıp güvenenlerden olsaydık!”
48).Fakat katımızdan bu gerçek /Kur’an 
gelince şöyle dediler: “Musa’ya verilenlerin /mucizelerin bir dengi ona da verilseydi olmaz mıydı?” Bunlar, Musa’ya verileni daha önce görmezden gelmediler mi? Bir de tutup “Bunlar, (Tevrat ve Kur’an) birbirini 
destekleyen iki sihirdir.” dediler. Şunu da söylediler: “Biz ikisini de reddediyoruz.”
49).De ki: “Öyleyse Allah katından bu ikisinden (Tevrat ve Kur’an’dan) daha iyi 
rehberlik edecek bir kitap getirin, ben de ona uyayım. Doğru söylüyorsanız (getirirsiniz).”
50).Dediğini yapmazlarsa bil ki onlar sadece kendi arzularına uyuyorlar. Allah’tan gelen 
bir rehbere dayanmaksızın kendi arzusuna uyan kimseden daha sapık kim olabilir? Allah yanlışlar içinde olan topluluğu yola getirmez.
51).Biz onlar için (Kur’an ve önceki 
kitaplardaki) sözleri ilişkilendirdik ki doğru bilgileri kullansınlar.
52).Bu Kitaptan önce kendilerine kitap 
verdiklerimiz buna da inanıp güvenirler.
53).(Bu Kitap) Onlara bağlantılarıyla okununca şöyle derler: “Biz ona inandık. O,
Rabbimizden gelen gerçektir. Biz daha önce de ona teslim olan kimselerdik.”
54).Onlar, sabırlı olmaları /duruşlarını bozmamaları sebebiyle kendilerine ödülleri 
iki kez verilecek olanlardır. Onlar kötülüğü iyilikle savarlar ve verdiğimiz rızıktan hayra harcarlar.
55).Boş sözler işitince o sözlerle aralarına mesafe koyar, şöyle derler: “Bizim 
yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir! Size esenlik ve güvenlik dileriz. Kendini bilmezlerle işimiz olmaz.”
56).Sen istediğin kişiyi doğru yola 
getiremezsin ama Allah, gereğini yapanı doğru yola getirir. Doğru yola yönelenleri en iyi o bilir.
57).(Mekkeliler) “Bu rehbere /Kur’an’a
 seninle birlikte uyacak olsak yerimizden
yurdumuzdan ediliriz.” dediler. Onları, katımızdan bir rızık olarak her yerden her türlü ürünün getirildiği, güvenli Harem bölgesine biz yerleştirmedik mi? Ama onların pek çoğu bunu bilmez.
58).Biz, geçim bolluğu içinde aşırılık yapmış nice kentleri helak ettik. İşte onların 
meskenleri! Onlardan sonra içinde pek az 
oturulmuş... Onların mirasçıları sadece biz olduk.
59).Rabbin, kendilerine ayetlerimizi bağlantılarıyla okuyacak bir elçiyi, 
anakentlerine göndermeden yerleşim yerlerini helak etmez. Helak ettiğimiz yerleşim yerleri, sadece halkı yanlışlar içinde olanlardır.
60).Size verilmiş olan her şey, dünya hayatının menfaati ve süsüdür. Allah 
katındaki nimetler ise hem daha hayırlı hem kalıcıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?
61).Güzel bir vaatte bulunduğumuz, kendisi 
de onu elde edecek durumda olan kimse ile dünya hayatının menfaatinden faydalandırdığımız sonra kıyamet 
/mezardan kalkış günü huzurumuza yaka paça getirilecek olan kimse bir olur mu?
62).Onlara seslenip: “Ortaklarım olduğunu 
iddia ettikleriniz nerede?” diyeceği günü düşün!
63).Cezayı hak etmiş olanlar derler ki: 
“Rabbimiz! Bunlar bizim hayallere daldırdığımız kimselerdir; kendimiz nasıl 
hayallere daldıysak onları da öyle hayallere daldırdık. Şimdi onlarla ilişiğimizi kesip sana yöneldik. Zaten onlar bize kulluk etmiyorlardı ki!”
64).Onlara: “Allah’a ortak saydıklarınızı çağırın!” denir. Onlar çağırırlar ama ortak 
saydıkları cevap vermezler. Artık azabı da görmüş olurlar. Keşke doğru yola girmiş olsalardı.
65).Allah’ın onlara seslenip: “Elçilerime ne 
cevap verdiniz?” diyeceği günü düşün!
66).O gün verecek bir cevap bulamazlar. 
Birbirlerine bir şey de soramazlar.
67).Ama kim tövbe eder /dönüş yapar, 
inanır ve iyi işler yaparsa onun umduğuna kavuşanlardan olması beklenir.
68).Senin Rabbin, tercih ettiğini yaratır. 
İnsanların seçim hakkı olan şeylerden de seçim yapar. Allah, onların ortak 
koştuklarından uzak ve yücedir.
69).Senin Rabbin, sinelerinin neyi
 gizlediğini ve onların neyi açığa vurduklarını bilir.
70).O, Allah’tır. Ondan başka ilah yoktur. 
Şimdi de sonrasında da her şeyi mükemmel yapmak, ona özgüdür. Karar onundur. Siz onun huzuruna çıkarılacaksınız.
71).De ki: Hiç düşündünüz mü Allah, geceyi kıyamet /mezardan kalkış gününe kadar 
sürdürse Allah‘tan başka size bir ışık getirecek ilah kimdir? Hâlâ dinlemeyecek misiniz?
72).De ki: Hiç düşündünüz mü Allah, gündüzü kıyamet /mezardan kalkış gününe 
kadar sürdürse dinleneceğiniz geceyi Allah‘tan başka size getirecek ilah kimdir? Hâlâ görmeyecek misiniz?
73).Allah, geceyi içinde dinlenesiniz diye, gündüzü de lütfundan arayasınız diye 
kendinden bir ikram olarak sizin için oluşturdu. Belki görevlerinizi yerine getirirsiniz.
74).Onlara seslenip: “Ortaklarım olduğunu 
iddia ettikleriniz nerede?” diyeceği günü düşün!
75).(O gün) Her toplumun içinden bir şahit çıkarır, şöyle deriz: “Getirin kanıtınızı!” 
Böylece bütün gerçeklerin Allah’tan yana olduğunu öğrenirler. Uydurdukları ortaklar onlardan uzaklaşıp gitmiş olur.
76).Karun, Musa’nın kavminden /
İsrailoğullarından idi ama onlara karşı haddini aştı. Ona öyle hazineler vermiştik ki anahtarları bile güçlü bir topluluğa ağır geliyordu! Bir gün kavmi ona şöyle dedi: “Şımarma! Allah şımaranları sevmez.
77).Allah’ın sana verdikleriyle ahiret yurdunu kazanmaya çalış. Dünyadan da 
payını unutma. Allah sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap. Yeryüzünde düzeni bozmaya çalışma. Allah bozguncuları sevmez.”
78).Karun dedi ki: “Bu zenginlik bana, sadece bende olan bilgi sayesinde verildi.” 
O, kendisinden önceki nesiller içinden daha güçlü ve daha zengin nice kimseleri Allah'ın helak ettiğini bilmiyor muydu? Suçlulara işledikleri günahlar sorulmayacaktır.
79).Karun bütün haşmetiyle kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatı peşinde 
olanlar dediler ki: “Ah keşke Karun’a verilenin bir benzeri bizde de olsa! O, gerçekten büyük bir paya sahip!”
80).ٍİlim sahibi olanlar ise şöyle dediler: “Yazık size! Allah’ın, inanıp güvenen ve iyi
işler yapanlara vereceği karşılık daha iyidir. Buna da ancak sabırlı olanlar /duruşunu bozmayanlar ulaştırılır.”
81).Sonra onu da konağını da yerin dibine 
geçirdik. Allah’tan başka yardım edecek kimsesi olmadı. Kendi kendine de bir şey yapamadı.
82).Daha düne kadar onun yerinde olmak 
isteyenler şöyle demeye başladılar: “Vay be! Demek ki Allah, kullarından tercih ettiği kişi için rızkı genişletirmiş de daraltırmış da. Allah bize iyilikte bulunmasaydı bizi de batırırdı. Vay be! Demek ki kâfirler umduklarına kavuşamazlarmış.”
83).İşte son yurt! Orayı yeryüzünde üstünlük taslamak ve bozgunculuk yapmak 
istemeyenlere has kılarız. Mutlu son takva sahiplerinin /kendini yanlışlardan koruyanların hakkıdır.
84).Kim (Allah’ın huzuruna) bir iyilikle 
gelirse ona daha iyisi vardır. Kim de bir kötülükle gelirse kötü işler yapanlara sadece yaptıklarının karşılığı verilir.
85).Kur’an’a uymayı sana farz kılan Allah, elbette seni sılana (Mekke’ye) 
döndürecektir. De ki: “Bu rehberi kimin getirdiğini, kimin de açık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi Rabbim bilir.”
86).Bu kitabın sana verileceğini hiç 
beklemezdin. Bu, sadece Rabbinin bir ikramı olarak sana verildi. Öyleyse sakın kafirlere arka çıkma!
87).Allah’ın ayetleri sana indirildikten sonra 
sakın seni onlardan uzaklaştırmasınlar! Sen Rabbine çağır; sakın müşriklerden olma!
88).Allah ile birlikte başka bir ilahı yardıma çağırma! Allah’tan başka ilah yoktur. Onun 
zatı dışında her şey helak olur. Karar onundur. Siz onun huzuruna çıkarılacaksınız.
 
 Not:ALLAH'ın insanların bilmesi gereken bilgileri paylaştığı KURAN'ı ,arapça bilmiyorsanız mealini başlangıçta iniş sırasına göre anlayarak okuyalım lütfen.Okumayanlara teklifte bulunalım.TEŞEKKÜR EDERİM..



Hiç yorum yok: