72.. İBRAHİM Suresi
Rahman Rahim Olan Allah'ın Adıyla
.Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz
olanın yoluna...
Rahman Rahim Olan Allah'ın Adıyla
.Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz
olanın yoluna...
. O Allah’a ki yalnız O’nundur
göklerdekiler
ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...
ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...
. Onlar ki sefil ve iğreti
hayatı âhirete
tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.
tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.
. Biz, görevlendirdiğimiz her
resulü ancak
kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık seçik beyanda
bulunsun. Bunun ardından, Allah dileyeni saptırır, dileyeni de iyiye ve
güzele kılavuzlar.
Azîz’dir, Hakîm’dir O!
Azîz’dir, Hakîm’dir O!
. Yemin olsun ki, biz Mûsa’yı,
"Toplumunu
karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlatıp bellet!" diye ayetlerimizle gönderdik. Şu bir gerçek ki, bunda iyice sabreden, çokça şükreden herkes için sayısız ayetler vardır.
karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlatıp bellet!" diye ayetlerimizle gönderdik. Şu bir gerçek ki, bunda iyice sabreden, çokça şükreden herkes için sayısız ayetler vardır.
. Mûsa’nın, kendi toplumuna şöyle dediği zamanı da hatırla: "Allah’ın üzerinizdeki
rahimlerini yokluyorlar/kadınlarınızı hayata salıyorlardı. İşte bunda sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir deneme ve ıstırap vardır."
. Rabbinizin şunu duyurduğunu da
hatırda tutun:Eğer şükrederseniz, ben de sizin için
mutlaka artıracağım. Ve eğer nankörlük ederseniz hiç kuşkusuz benim azabım çok çok şiddetlidir.
mutlaka artıracağım. Ve eğer nankörlük ederseniz hiç kuşkusuz benim azabım çok çok şiddetlidir.
. Şöyle demişti Mûsa: "Siz
de yeryüzünde bulananların tümü de küfre
saplansanız, hiç kuşkusuz Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd’dir.
saplansanız, hiç kuşkusuz Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd’dir.
Semûd’un ve onlardan sonrakilerin
haberleri ulaşmadı mı size? Allah’tan
onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."
. Resulleri dediler ki: "Gökleri
ve yeri
yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi,
günahlarınızı afftetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi
birer insandan başka şey değilsiniz.
Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi
açık bir kanıt getirin bize!"
yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi,
günahlarınızı afftetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi
. Resulleri onlara dediler ki:
"Biz de sadece sizin gibi birer insanız, fakat Allah, kullarından
dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmadan bizim size bir kanıt
getirmemiz haddimize değil. İnananlar yalnız Allah’a dayanıp güvensinler."
Allah’a tevekkül etmeyecekmişiz? Bize yaptığınız eziyetlere elbette sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah’a tevekkül etsinler."
. Küfre sapanlar kendi
resullerine şöyle dediler: "Ya tam bir biçimde bizim milletimize
dönersiniz yahut da sizi yurdumuzdan mutlaka çıkarırız." Rableri de onlara
şunu vahyetti: "Zalimleri muhakkak helâk edeceğiz."
. "Ve onların ardından o
toprağa mutlaka sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan, tehdidimden korkan
için böyledir."
. Onu yutmaya çalışacak ama
boğazından
geçiremeyecek. Ölüm her yandan üstüne gelecek de bir türlü ölmeyecek. Arkasından da dehşetli bir azap.
geçiremeyecek. Ölüm her yandan üstüne gelecek de bir türlü ölmeyecek. Arkasından da dehşetli bir azap.
. Rablerine nankörlük edenlerin
amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer.
Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın
ta kendisidir.
. Allah’ın gökleri ve yeri hak
olarak
yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi yok eder, yepyeni bir halk getirir.
yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi yok eder, yepyeni bir halk getirir.
çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz
Allah’ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilirmisiniz?"Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz
de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok."
. İş bitirilince şeytan onlara şöyle dedi: "Allah size hak bir vaatle vaatte bulundu, ben ise vaat ettim ama vaadimden caydım. Benim sizin üzerinizde bir sultam
yoktu. Sizi davet ettim, siz de bana uydunuz. Hepsi bu. Şimdi beni kınamayı bırakın da öz benliklerinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni
kurtarabilirsiniz. Aslında ben sizin, daha önceden beni şirk aracı yapmanıza karşı çıkmıştım. Zalimler için acıklı bir azap öngörülmüştür."
.İman edip hayra ve barışa
yönelik iyi işler
yapanlar ise rablerinin izniyle altlarından
.
ırmaklar akan cennetlere sokulmuşlardır. Sürekli kalıcıdırlar orada. Birbirlerine
esenlik dilemeleri, "selam" şeklindedir.
.
ırmaklar akan cennetlere sokulmuşlardır. Sürekli kalıcıdırlar orada. Birbirlerine
esenlik dilemeleri, "selam" şeklindedir.
. Görmedin mi Allah nasıl bir
örnekleme
yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer.
yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer.
. O ağaç, Rabbinin izniyle
yemişlerini her
zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler.
zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler.
. Allah, inananları dünya
hayatında da
âhirette de tutarlı sözle sağlamlaştırır.
Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar.
Allah, zalimleri şaşırtır. Allah, dilediğini yapar.
. Bakmadın mı şunlara ki,
Allah’ın nimetini inkârla/nankörlükle değiştirdiler ve toplumlarını helâk
yurduna kondurdular.
. Yolundan saptırmak için
Allah’a eşler
uydurdular. De ki: "Hadi, nimetlenin! Sonunda varacağınız yer ateştir."
uydurdular. De ki: "Hadi, nimetlenin! Sonunda varacağınız yer ateştir."
Gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkardı. Emriyle
denizde akıp gitmeleri için gemileri
. Görevlerini şaşmadan yapmak
üzere
Güneş’i ve Ay’ı da size boyun eğdirdi.
Geceyi ve gündüzü de hizmetinize verdi.
Geceyi ve gündüzü de hizmetinize verdi.
. Kendisinden istediğiniz her
şeyden size
bir parça verdi. Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp
bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür.
. Bir zaman, İbrahim şöyle
demişti: "Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara
kulluktan uzak tut!"
. "Rabbim, onlar
insanlardan birçoğunu
saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve
Rahîm’sin.
saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve
. "Ey Rabbimiz! Ben,
çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki,
ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
. "Rabbimiz, hiç kuşkusuz
sen bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Yerde de gökte de
hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz."
. "İhtiyar yaşımda bana,
İsmail ve İshak’ı
bağışlayan Allah’a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar."
bağışlayan Allah’a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar."
. "Rabbim! Beni, namazı
özenle yerine
getiren bir insan yap. Soyumdan bir
kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"
getiren bir insan yap. Soyumdan bir
kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"
. Sakın, Allah’ı, zalimlerin
yapmakta olduğundan habersiz sanma. O, onları, gözlerin korkudan donup
kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu...
kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu...
. İnsanları, azabın kendilerine
ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle
derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?
derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?
. Tuzaklarını kurmuşlardı ama
Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden
oynatacak türden olsa neye yarar!
. O gün yerküre başka bir
yerküreye dönüştürülür. Gökler de öyle.
Hepsi o Vâhid ve Kahhâr olan Allah’ın huzurunda dikilir.
Hepsi o Vâhid ve Kahhâr olan Allah’ın huzurunda dikilir.
. Çünkü Allah, her benliği kendi
kazandığıyla karşı karşıya getirecektir. Allah, hesabı çok çabuk görür.
. İşte bu, onunla uyarılsınlar,
Allah’tan başka ilah olmadığını bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret
alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.
Not: ALLAH'ın biz insanlara gönderdiği Kuran'ı anlayarak okuyalım lütfen.
Not: ALLAH'ın biz insanlara gönderdiği Kuran'ı anlayarak okuyalım lütfen.