98 - Nisâ Suresi
Rahman Rahim Olan ALLAH'ın Adıyla
. Ey insanlar! Sizi
birtek canlıdan
yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve
kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak
birbirinizden
dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da
sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin
. Yetimlere mallarını verin.
Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin.
Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir.
. Yetimler konusunda adaleti
koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer,
üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden
korkarsanız,
bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla
yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.
.Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert birşekildeörfve çevrenin kabullerine
uygun olarak
verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.. Allah'ın sizin için ayakta durma
aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar
içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir
söz söyleyin.
. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine
kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir
olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin.
Büyüyecekler diye
bu malları tez
elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın.
Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim
ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah
yeter.
. Ana-baba ve akrabanın
geriye
bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye
bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak
kadınlara da bir pay vardır.
. Mirasın paylaştırılmasında
hısım-
akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan
onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin.
. Ürperip titresin o
kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış
olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan
korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler.
. Şunda kuşkunuz olmasın
ki, zulme
başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere
bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç
acılar veren bir azaba dalacaklardır.
. Allah size çocuklarınızla
ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla
kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir
kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından
ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve
kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer
kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın
altıda biridir.
Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin
yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu
önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
. Zevcelerinizin geriye
bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu
varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının
dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa
zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve
borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer
miras bırakan erkek veya kadının
ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya
kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine altıda bir düşer. Kardeşler bundan
fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra
üçte
Allah Alîm'dir, Halîm'dir.
Allah'a ve O'nun resulüne itaat ederse Allah onu, altından
nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en
büyük başarıdır.
. Kim de Allah'a ve O'nun
resulüne
.Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık
getirin; eğer
tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri
için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
. Eşcinselliği içinizden
iki erkek
yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını
düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah
. Allah'ın, kabulünü
üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler
içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Allah Alîm'dir,
Hakîm'dir.
. Yoksa, kötülükleri yapıp
yapıp da
her birine ölüm geldiğinde, "-İşte şimdi tövbe ettim"
diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur.
Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.
size helal olmaz.
Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için
onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir
fuhuş yapmaları
hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir
ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur.
. Bir zevcenin yerine başka
bir zevce
almak istemişseniz onlardan birine yükler dolusu mal vermiş olsanız
da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek, açık bir günah işleyerek
mi geri alacaksınız onu?
. Hem o malı nasıl
alırsınız ki? Daha önce birbirinizle derinden derine kaynaşmıştınız. Ve onlar
sizden çok sağlam bir söz de almışlardı.
. Geçmişte kalanlar hariç,
babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin. Böyle bir şey açık bir
edepsizlik, nefret gerektiren bir kötülüktür. Çirkin bir yoldur bu.
.Size, şu kadınlarla
evlenmek haram
kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız,kız kardeşleriniz,
halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi
emziren süt
anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri,
kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey
kızlarınız -
eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah
yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte
almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok
merhametlidir.
. Harpte elinize geçmiş
kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır.
Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek
almanız; şunu
bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla
size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini
onlara bir hak olarak
verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı
hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin
sahibidir.
. İnanmış hür kadınları
nikâhlama genişliğine
gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle
kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı
daha iyi bilir. Hep
birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost
edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların
mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş
yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu,
köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir.
Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
. Allah size açık-seçik
bildirmek istiyor. Sizi, sizden öncekilerin yol ve yöntemlerinden haberdar
ediyor. Size tövbe nasip ediyor. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin
sahibidir.
. Allah sizin tövbenizi
kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı
isterler.
. Allah size hafiflik
getirmek istiyor.
ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar
etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir.
. Kim düşmanlık ve zulümle
intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız. Bu, Allah için çok da kolaydır.
. Eğer yasaklandığınız
günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi
nimet
. Allah'ın, bir kısmınıza
bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği
dan bir pay var; kadınlara da kendi kazandıkların
dan bir pay
var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir.
. Ana-babanın ve akrabanın
geriye
bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin/anlaşmalarınızın
akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah
her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir.
. Erkekler; kadınları
gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah,
insanların bazılarını bazılarından
üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz
kadınlar
saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken
şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerin
den korktuğunuz kadınlara önce
öğütverin,sonra onları yataklarında
yalnız bırakın ve nihayet onları evden
çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı
davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir,
sınırsızca büyüktür.
. Eğer karı-kocanın
aralarının
açılmasından endişe ederseniz, bir hakem erkek tarafından, bir hakem
de kadın tarafından gönderin. Bunlar, barıştırmak isterlerse Allah, kadınla
erkeğin aralarını düzeltmede onları başarılı kılacaktır. Allah
. Allah'a ibadet edin. O'na
hiçbir
akrabaya, yetim ve öksüzlere,
çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa,
size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp
. Böyleleri cimriliğe
saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve Allah'ın lütfundan kendilerine
verdiği şeyi saklarlar.
Nankörler için biz,
. Bunlar, Allah'a ve âhiret
gününe inanmazlar da halka gösteriş olsun diye mallarını dağıtırlar. Arkadaşı
şeytan olan için ne kötü arkadaştır o.
. Allah zerre kadar zulüm
yapmaz.
. Her ümmetten bir tanık
getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak
. Bir gündür ki o, küfre
sapıp resule isyan edenler toprağa karışıp gitmeyi isteyecekler ve Allah'tan
hiçbir sözü gizleyemeyecekler.
söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde
olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer
hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut
biriniz tuvaletten
gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da
bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve
ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür,
. Kendilerine Kitap'tan bir
nasip
. Allah sizin
düşmanlarınızı daha iyi
. Yahudilerden öyleleri var
ki,
kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini
eğip-bükerek: "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder
gibi güt bizi" derler.
Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak
bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde
olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı
hariç, iman etmezler.
. Ey kendilerine kitap
verilenler! Biz
bir takım yüzleri silip arkalarına çevirmeden, yahut Cumartesi
Ashabı'nı lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı
tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın. Allah'ın emri yerine getirilmiş
olacaktır.
. Şu bir gerçek ki, Allah
kendisine
şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı
dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah
işlemiştir.
. Bakmaz mısın, şu
benliklerini ak-berrak gösterip duranlara! Hayır! İş, sandıkları gibi değil.
Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir hurma lifi kadar zulme
uğratılmazlar.
. Bir bak, nasıl yalan
düzüp iftira
. Görmedin mi şu
kendilerine
Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tâğuta inanıyorlar; küfre
batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar.
. İşte bunlardır, Allah'ın
kendilerine
. Yoksa mülkten/yönetimden
bir
. Yoksa insanları, Allah'ın
lütfundan
kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz,
İbrahim Ailesi'ne de kitabı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de
lütfetmiştik.
. Onlardan bir kısmı ona
inanmıştır;
bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar
diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve
Hakîm'dir.
işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere
koyacağız. Hep orada kalacaklardır. Orada kendileri için tertemiz eşler de
olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız.
. Şu bir gerçek ki, Allah
size
emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında
hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel
öğüt veriyor.
edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve
yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer
Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle
yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.
. Şunları görmedin mi?
Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını
sanarken, inkâr
etmekle emrolundukları tâğutu aralarında hakem yapmak
istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale
getirmek istiyor.
. Kendilerine, Allah'ın
indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz
çevirdiklerini görürsün.
. Peki, nasıl oluyor da ellerinin
hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet çöktüğünde, sana gelip, "Biz
sadece iyilik yapmak, barıştırmak istedik!" diye Allah'a yeminler
ediyorlar!
. Allah bunların
kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri
hakkında etkili sözler söyle onlara.
. Biz hiçbir resulü,
Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir
amaçla göndermedik. Eğer
onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler,
resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı tövbeleri cömertçe
kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı.
onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık
işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir
burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar.
. Eğer onlar üzerine,
"Kendinizi
öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık,
içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni
yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları
bakımından daha yarayışlı.
. O takdirde kendilerine
katımızdan
. Ve onları dosdoğru bir
yolla
. Allah'a ve resule itaat
eden kişilere
gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdikleriyle
beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı
sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar!
. Böylesi bir beraberlik
Allah'ın
. Ey inananlar! Savunma
tedbirlerinizi alın. Gerektiğinde de
. İçinizden öylesi de var
ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle
diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta
bulundu."
. Eğer size Allah'tan bir
lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi yokmuş gibi- şöyle
diyecektir: "Keşke ben de onlarla olsaydım da büyük bir başarı
kazansaydım!"
. İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda
çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül
vereceğiz.
. Size ne oluyor da Allah
yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar;
katından
. Kendilerine,
"Ellerinizi çekin,
verin!"
denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup,
insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha
şiddetli bir korkuyla korkar
oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı;
yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti
çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile
zulme uğratılmazsınız."
. Nerede olursanız olun
ölüm sizi
yakalayacaktır. titizlikle korunan
muhteşem kulelerde olsanız bile.
Onlara bir iyilik isabet ettiğinde, "Bu, Allah katındandır!" derler.
Ama kendilerine bir kötülük dokunduğunda, "Bu senin yüzündendir."
derler. De ki: "Hepsi, Allah katındandır." Şu topluluğa ne oluyor ki,
neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!
. İyilik ve güzellikten
sana her ne
ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse
kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak
Allah yeter.
. Resule itaat eden Allah'a
itaat etmiş olur. Yan çizen
. "Baş üstüne"
diyorlar ama senin
yanından ayrıldıklarında, içlerinden
bir grup senin
söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup
durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah
yeter.
. Kur'an'ı, iyice okuyup
düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki
onun içinde birçok ihtilaf
bulacaklardı.
.Onlara, güven yahut
korkuya ilişkin
bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve
içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup
araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette
bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve
rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az kişiniz hariç şeytanın ardı
sıra giderdiniz.
. Allah yolunda savaş.
Kendinden
İnananları da teşvik et. Umulur ki
Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün,
cezalandırmada daha güçlüdür.
. Kim güzel bir işe aracı
olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona
bir pay vardır. Allah her şeye, herkese gıda ulaştırır, Mukît'tir.
hesaplamaktadır.
. Allah'tır O, ilah yoktur
O'ndan
. Size ne oluyor da
münafıklar
hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları
yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi
. Onlarla eşitlenesiniz
diye
kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah
yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz
çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan
ne dost edinin ne de yardımcı.
. Ancak sizinle aralarında
antlaşma
olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle
savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah
dileseydi onları
elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka
savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli
uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.
. Diğer bazılarını da
bulacaksınız ki,
hem sizden emin olmak hem de kendi toplumlarından emin olmak
isterler. Ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde baş aşağı içine dalarlar.
Bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle
barışa gitmezler ve ellerini sizden
çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. İşte böylelerinin
üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir.
. Yanlışlık hali müstesna,
bir
müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Yanlışlıkla bir mümini
öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini özgürlüğüne kavuşturması,
ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi
gerekir.
Vârislerin, diyeti bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin
olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin,
özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen,
sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin
ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini
hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur. Bunlara imkân bulamayan, Allah'a tövbe
olarak iki ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti
sonsuzdur.
. Bir mümini kasten
öldürene
gelince, onun cezası, içinde uzun süre kalmak üzere cehennemdir. Allah
gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu; çok büyük bir azap hazırlamıştır
ona.
için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size selam
verene/barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin.İğreti
hayatınmenfaatine göz dikiyorsunuz
ama Allah katında çok ganimetler vardır.
Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size lütufta bulundu. O halde, iyice
araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
.İnananların; özür sahibi
olmaksızın
oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret
gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla yoğun gayret
gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah
. Allah katından dereceler,
bir
.Melekler, öz benliklerine
zulmetmiş
niz
siz?" Cevap verdiler: "Yeryüzünde ezilip
horlananlardandık biz."
Melekler dediler ki: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi ki orada bir
yerden bir yere göçesiniz?" İşte böylelerinin varacağı yer cehennem
dir.Ne
kötü dönüş yeridir o!
.Kadınlardan,erkeklerden,
yavrulardan hiçbiri beceri
. Bunların, Allahtarafından
bulur;
geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allah'a ve resulüne hicret
niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun
. Yeryüzünde dolaştığınız
zaman,
küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı/duayı
kısaltmanızda sizin için bir sakınca
.Sen içlerinde olup da
onlara namaz kıldırdığın vakit,
içlerinden bir grup seninle namaza dursun;
silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında
beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle
birlikte
namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına
alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz
olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer
yağmurdan gelen bir
sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için
bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için
rezil edici bir azap hazırlamıştır.
. Namazı/duayı
tamamlayınca, artık
Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet
bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler
üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
. Düşman topluluğu
izlemekte
gevşeklik göstermeyin. Siz sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı
sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama siz, Allah'tan onların
umamayacağı şeyleri
. Kuşku yok ki, biz bu
Kitap'ı sana,
insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye
hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma!
. Öz benliklerine hainlik
edenler için didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkârı sevmez.
. İnsanlardan
gizleniyorlar/gizliyorlar da Allah'tan
gizlenmiyorlar/gizlemiyorlar. Oysaki O,
O'nun hoşlanmadığı sözü gece boyu sarf ederlerken onlarla beraberdir. Allah,
onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.
. Diyelim, siz onlar için
dünya
hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü Allah'a karşı onlar için
kim mücadele verir, onlar hakkında kim vekillik yapar?
. Kim bir kötülük yapar
yahut öz benliğine zulmeder
. Kim bir hata yahut günah
işler de
sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira
ve açık bir günah yüklenmiş olur.
. Eğer Allah'ın senin
üzerindeki lütfu
ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni şaşırtmaya
mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ve sana
hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana Kitap'ı ve hikmeti indirmiş ve sana
bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın senin üzerindeki lütfu çok büyüktür.
. Onların
fısıldaşmalarının çoğunda
hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve
insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın
hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül
vereceğiz.
. Erdirici kılavuzluk
kendisine ayan-
beyan geldikten sonra, resulden kopup müminlerin yolunun dışını
izleyeni biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra da cehenneme sallarız. Ne kötü
bir dönüş yeridir o!
. Allah, kendisine ortak
koşulmasını
affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi
için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.
. Allah'ın
berisindekilere
davet/dua edenler sadece dişilere/dişileşmiş halde davet/dua ederler. Ve onlar
inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar.
. Allah o şeytana lanet
etmiştir.
. "Yemin olsun,
onları saptıracağım,
onlarıkuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya
mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını
yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın
yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler."
Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle
yuvarlanmış olacaktır.
. Şeytan, onlara söz
verir, ümit
verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama
o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
. Bunların varacakları yer
cehennemdir. Ve cehennemden
. İnanıp hayra ve barışa
yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere
sokacağız.
Uzun
süre kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından
Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?
.İş ne sizin kuruntularınızla
/hurafelerinizle/anlamını bilmeden
okuyuşlarınızla ne de
Ehlikitap'ın kuruntuları/hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşlarıyla çözülür.
Kötülük yapan onunla cezalandırılır. Ve böyle biri, kendisi için Allah dışında
ne bir dost bulur ne de bir yardımcı.
. Erkek veya kadın,
inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve
zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.
. Güzel
düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in
milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir!
Allah İbrahim'i dost edinmişti.
. Göklerde ne var,
. Senden kadınlar hakkında
fetva
soruyorlar. De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor."
Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak
istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında,
yetimler için adaleti yerine
var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla
bilmektedir.
. Eğer bir kadın,
kocasının
le düzeltmelerinde kendileri
için bir sakınca
yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve doymazlığa hazır hale
getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız Allah, yapmakta olduklarınızdan
haberdar olacaktır.
. Tutkunluk derecesinde
isteseniz de kadınlar
arasında adaleti sağlamaya asla güç yetiremezsiniz. O
halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın.
Barışı esas alıp sakınırsanız, Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.
. Eğer ayrılırlarsa Allah,
geniş nimetinden her birini zenginleştirir. Allah Vâsi'dir, genişler ve
genişletir; Hakîm'dir, hikmeti sınırsızdır.
. Hem göklerdekiler hem yerdekiler
. Ey insanlar! O dilerse
sizi ortadan
. Dünya nimeti ve
bereketini isteyen
bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah
katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.
anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de
olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah,
ikisine de sizden daha
yakındır. O halde, nefsinizin arzusuna uyarak adaletten
sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberdardır.
. Onlar ki inandılar,
sonra küfre
saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü
artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola
kılavuzlamaya
caktır.
. İkiyüzlülere şunu
muştula:
. Öyle kişiler ki onlar,
müminleri
bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur
ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır.
. Allah, Kitap'ta size
şunu da indirmiştir: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay
edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o
münafıkların
yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız. Hiç
kuşkusuz Allah, münafıklarla kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.
.Sizi gözetleyip
duruyorlar. Allah'tan size fetih nasip olursa, "-Sizinle birlikte değil
miydik" diyecekler. Kâfirlere bir nasip ulaşırsa şunu söyleyecekler:
"-Başarınıza destek vermedik mi, müminlere karşı size
siper olmadık
mı?" Artık kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir. Allah, müminler
aleyhine kâfirlere bir yol asla nasip etmez.
. Şu bir gerçek ki,
ikiyüzlüler hileler
kalktıklarında tembel-miskin bir halde kalkarlar,
insanlara gösteriş yaparlar. Onlar Allah'ı çok az hatırlarlar.
. Arada bocalayıp
dururlar. Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana. Allah'ın şaşırttığına
. Ey iman sahipleri!
Müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar
. Şu da bir gerçek ki
ikiyüzlüler, ateşin en alt katındadırlar. Onlar için bir yardımcı asla
bulamayacaksın.
. Ancak tövbe edip
hallerini
düzelterek Allah'a yapışan ve dinlerini samimiyetle Allah'a
özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. Ve
Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir.
. İnanır şükrederseniz,
Allah size
. Bir hayrı açıklar yahut
gizlerseniz,
. Onlar ki Allah'ı ve
O'nun resullerini
inkâr ederler, Allah'la O'nun resulleri arasını açmak
isterler de "-Bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz" derler;
böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak isterler.
. İşte bunlar gerçek
kâfirlerdir. Ve
. Allah'a ve O'nun
resullerine iman
edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah
böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir.Allah,Gafûr'dur,Rahîm'dir.
Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha
büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Allah'ı bize açıktan göster."
Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra
kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz
onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü
verdik.
. Kesin söz vermeleri için
Tûr'u
"Kapıdan secde ederek girin."
dedik. Onlara şunu da söyledik: "Cumartesi gününde azgınlık
yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
. Başlarına gelenler;
ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere
peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır"
demeleri, daha
doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı
müstesna, iman etmezler.
. Küfürleri sebebiyle,
Meryem
öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun
hakkında tartışmaya girenler,
onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler.
Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu
kesinlikle öldürmediler.
. Tam aksine, Allah onu
kendisine
. Ehlikitap'tan her biri
ölümünden
. Yaptıkları zulümler ve
birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce
. Ve ribayı almaları
yüzünden
ondan yasaklanmışlardı- ve haksız yollarla insanların
mallarını yemeleri yüzünden onların küfre sapanlarına korkunç bir azap
hazırladık.
. Ama onların ilimde
derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirilene de senden önce indirilene de
inanırlar. Namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı vericidirler, Allah'a ve
âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz.
. Biz, tıpkı Nûh'a ve
ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz
İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e,
verdik.
. Resuller var, hayat ve
hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana
anlatmadık. Allah, Mûsa'ya kelime kelime söz söylemişti.
gönderdik ki, elçiler geldikten sonra
olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
. Şu da var ki, Allah sana
indirdiğini, kendi ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık
ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah yeter.
. İnkâr edip zulme
sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları
. Cehennem yolu hariç!
Uzun süre
hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun. Nankörlük
ederseniz göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah
Alîm'dir,
Hakîm'dir.
gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey
söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın
resulü ve kelimesidir. Onu,
kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine
inanın.
çocuk olmasından arınmıştır
O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.
. Ne Mesih Allah'ın bir
kulu
olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk
ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda
haşredecekir.
verecek ve lütfundan
onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara
gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri,
. Ey insanlar! Size
Rabbinizden
apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt
. Allah'a inanıp O'na
sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun
. Fetva istiyorlar senden.
De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva
veriyor: "Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun
terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi
öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur.
Eğer ölenin iki kız kardeşi
varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok
kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar
verilir." Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her
şeyi gereğince bilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder