97..Ahzab Suresi
97..AHZAB Suresi
97.. AHZAB Suresi
Rahman Rahim ALLAH’ın Adıyla
. Ey Peygamber! Allah'tan kork ve küfre
. Ey Peygamber! Allah'tan kork ve küfre
. Allah'a dayanıp güven! Vekil olarak
. Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki
kalp
yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır,
evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır. Bu konularda söylediğiniz
sözler, ağızlarınızın bir lakırdısıdır. Allah, hakkı söyler ve O, gerçek yola
kılavuzlar.
. Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet
ederek çağırın! Böyle yapmanız Allah katında adalete daha uygundur. Eğer onların
babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve
dostlarınızdır. Yanılarak işlediğiniz şeyde, üzerinize günah yoktur; fakat
kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna.
. O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost,
daha yakındır.
Onun eşleri de o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba
olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden
daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette
bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir.
. Biz, peygamberlerden mîsaklarını almıştık. Senden
de mîsak aldık. Nûh'tan
İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların
hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle mîsak aldık;
. Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan
gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr
ve sizin görmediğiniz ordular salmıştık. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice
görmektedir.
. Hani, onlar, üst yanınızdan, alt tarafınızdan
size
saldırmıştı da gözler kaymış, yürekler gırtlaklara ulaşmıştı. Allah hakkında
türlü zanlarda bulunuyordunuz.
. İşte orada müminler belaya uğratılarak
. Münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar
. Hani, onlardan bir grup şöyle demişti: "Ey
Yesrib halkı, duracak yeriniz yok, hemen geri dönün!" İçlerinden bir grup
da Peygamber'den izin istiyor: "İnan olsun, evlerimiz kaygı duyulacak
durumda." diyorlardı." Oysaki evleri kaygı duyulacak durumda değildi;
sadece kaçmak istiyorlardı.
. Eğer Medine'nin her yanından üzerlerine
gelinseydi
de onların kent içinde fitne çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o
konuda fazla gecikmezlerdi.
. Yemin olsun ki, onlar daha önce, geri dönüp
kaçmayacaklarına ilişkin Allah'a söz vermişlerdi. Ve Allah'a verilen söz
sorumluluk gerektirirdi.
. De ki: "Eğer ölümden yahut öldürülmekten
. De ki: "Eğer ölümden yahut öldürülmekten
kaçıyorsanız, kaçmak size hiçbir yarar sağlamaz. Böyle bir durumda sadece
azıcık/az bir süre nimetlendirilirsiniz."
. De ki: "Allah size bir kötülük murat eder
yahut bir rahmet dilerse, Allah'la aranıza kim girebilir?" Onlar kendileri
için, Allah'tan başka ne bir dost bulabilirler ne de bir yardımcı.
. Allah, içinizden hem tembellik edip hem
de
başkalarını geri bırakanları ve kardeşlerine, "Hadi bize gelin!"
diyenleri biliyor. Zaten onlar savaşa/zora çok az gelirler.
. Size karşı cimrilik/kıskançlık ederler. Korku
geldiğinde onları sana bakar halde
görürsün. Korku gittiğinde ise hayra karşı
kıskançlık yüzünden sizi keskin dillerle yaralarlar. Ölümden üzerine baygınlık
çökmüş biri gibidirler. Bunlar iman etmemişlerdir. Bu yüzden de Allah,
amellerini boşa çıkarmıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır.
. Düşman hiziplerin gitmediğini sanıyorlar.
Düşman
hizipler gelecek olsalar, bunlar isterler ki, Bedevî Araplar içinde bulunsunlar
da sizinle ilgili haberleri sorsunlar. Şayet içinizde bulunsalardı, pek azı
müstesna, savaşmayacaklardı.
. Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah'ı
ve âhiret gününü arzu edenlerle
. Müminler, düşman hizipleri gördüklerinde
bize vaat ettiği işte budur. Ve Allah
da resulü de doğru sözlüdür." Bu onların sadece iman ve teslimiyetlerini
artırdı.
. İnananlardan öyle erler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde sadakatle dururlar.
. İnananlardan öyle erler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde sadakatle dururlar.
. Çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının
karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe
. Allah, küfre sapanları öfkeleriyle yüz geri etti;
hiçbir hayra ulaşamadılar. Allah,
. Allah, Ehlikitap'tan onlara arka çıkanları,
kulelerinden/kalelerinden indirdi, kalplerine korku saldı: Bir grubunu
öldürüyordunuz, bir grubunu da esir ediyordunuz.
. Sizi onların yerlerine-yurtlarına, mallarına ve
henüz ayak basmadığımız bir toprağa mirasçı kıldı. Allah'ın her şeye gücü
yeter.
. Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer
şu
iğreti dünya hayatını ve onun süsünü
istiyorsanız, haydi gelin size boşanma
bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım."
. "Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu
istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize
büyük bir ödül hazırlamıştır.
. Ey peygamber hanımları! Sizden kim
. Ey peygamber hanımları! Sizden kim
açık/kanıtlanmış bir edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına
çıkarılır. Ve bu, Allah için çok kolaydır.
. Sizden kim, Allah'a ve resulüne itaat eder, iyilik
yaparsa, ona da ücretini iki kat olarak veririz. Kendisi için bol ve bereketli
bir rızık da hazırlamışızdır.
. Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
. Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
. Evlerinizde de vakarlı
oturun. İlk cahiliye
teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı
verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek
istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor.
. Evlerinizde Allah'ın ayetlerinden ve hikmetten
okunanları hatırlayın. Kuşkusuz, Allah Latîf'tir, Habîr'dir.
. Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir
. Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir
ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin
kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler,
özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla
ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler,
sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve
iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan
erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.
. Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde,
inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre
belirleme hakları yoktur. Allah'a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa
batıp gitmiş demektir.
. Hani sen Allah'ın
nimetlendirdiği, senin de
lütufta
bulunduğun kişiye "Eşini yanında tut, Allah'tan kork!"
diyordun ama, Allah'ın
açıklayacağı bir şeyi de içinde saklıyordun; insanlardan
çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından
ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini
kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten
Allah'ın emri yerine getirilmiştir.
. Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde
peygambere
hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu-yöntemi
buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir/ölçüdür.
. Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip O'ndan
korkarlar, Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah
yeter.
. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü
. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü
. Ey iman edenler! Allah'ı çok anın!
. O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın
diye size acıyor/destek veriyor.
. Kendisine kavuştukları gün onların esenlik
gönderdik.
. Ve Allah'ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir
kandil olarak...
. Ve muştula inananlara: Kendilerine Allah'tan büyük bir lütuf vardır.
. İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
. Ey iman edenler! Mümin kadınları
. Ve muştula inananlara: Kendilerine Allah'tan büyük bir lütuf vardır.
. İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
. Ey iman edenler! Mümin kadınları
nikâhlayıp da
kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet
boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları
nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın.
kıldık:
Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden
elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin
kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek
istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki
müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve
elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir
. Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini
yanına alırsın. Bir süre için
uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına
almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında,
tasalanmamalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmasında bu daha
uygun bir yoldur. Allah sizin
. Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal
olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de -onların güzellikleri hoşuna gitse
bile - helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri müstesna. Allah her şey
üzerinde bir Rakîb'dir, her
. Ey iman edenler! Size bir yemek için izin
verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın
çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı
koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o
size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez.
Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından
isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir
yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun
eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında
büyük bir vebaldir.
. Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de
. Peygamber'in hanımlarına; babaları,
oğulları,
kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları,
hizmetindeki kadınlar ve anlaşmalarıyla sahip olduklarından ötürü hiçbir günah
yoktur. Allah'tan korkun, ey Peygamber hanımları! Kuşkusuz, Allah her şeye
tanıklık etmektedir.
. Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o
Peygamber'e destek verirler/onun şanını
yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona
destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin.
. Allah'ı ve resulünü incitenleri Allah
. Mümin erkeklerle mümin kadınları,
müminlerin
kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmaları
ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir
. İkiyüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde
çirkin haberler yayanlar, bu
yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine
gitmeye elbette teşvik edeceğiz. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok
az kalabilirler.
. Lanetlenmiş hale gelirler. Rastlandıkları yerde
enselenirler, öldürülür de öldürülürler.
. Bu, Allah'ın daha önce gelip geçmişlede işleyen tavrı-tarzıdır. Allah'ın tavrında herhangi bir değişiklik asla bulamazsın.
. İnsanlar sana kıyametin saatinden
. Bu, Allah'ın daha önce gelip geçmişlede işleyen tavrı-tarzıdır. Allah'ın tavrında herhangi bir değişiklik asla bulamazsın.
. İnsanlar sana kıyametin saatinden
. Hiç kuşkusuz, Allah, inkârcıları lanetlemiş ve
onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır.
. Gün olur, yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir
de şöyle derler: "Vay başımıza!
. Ve derler ki: "Rabbimiz! Biz, efendilerimize,
büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."
. "Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!"
. Ey iman edenler! Mûsa'ya eziyet edenler
. "Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!"
. Ey iman edenler! Mûsa'ya eziyet edenler
gibi
olmayın! Allah, Mûsa'yı onların dediğinden uzak tutmuştur. O, Allah katında
olumlu, itibarlı bir kul idi.
. Ki Allah amellerinizi barışa/hayra yarayışlı
kılsın, günahlarınızı affetsin. Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, büyük bir
başarı elde etmiştir.
. Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar,
. Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar,
. Bunun böyle olması, Allah'ın; ikiyüzlü
erkeklerle
ikiyüzlü kadınlara, şirke sapmış erkeklerle şirke sapmış kadınlara azap etmesi,
mümin erkeklerle mümin kadınların tövbelerini kabul etmesi içindir. Allah
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)