94..Âl-i İmrân Suresi
Rahman Rahim
ALLAH’ın Adıyla . Elif, Lâm, Mîm.. Allah... İlâh yok O'ndan başka... Hayy'dır
. Daha önce
insanlara bir yol gösterici olarak Furkan'ı da indirdi. Şu bir gerçek ki,
. Allah... Gökte
ve yerde hiçbir şey O'na
. Rahimlerde sizi
dilediğince şekillendiren
. Kitap'ı sana indiren
O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır.
Diğer ayetlerse
müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk
bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece
müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de
ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin
katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince
düşünemez.
bağışta
bulunansın.
Ey Rabbimiz! Sen
Câmî'sin; insanları varlığında kuşku bulunmayan
bir günde mutlaka toplayacaksın. Allah, sözünü yerine getireceği yer ve zamanı asla şaşırmaz.
. Küfre sapanlara
gelince, onların malları da çocukları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir yarar
sağlamayacaktır. Onlar, işte onlar, ateşin yakıtıdırlar.
. Tıpkı Firavun
hanedanı ve onlardan öncekilerin durumu gibi. Ayetlerimizi
yalanlamışlardı da
Allah, onları günahları yüzünden yakalamıştı. Allah, cezayı çok şiddetli
vermektedir.
. De o küfre
sapanlara: "Yenileceksiniz ve
. Yüz yüze gelen
şu iki toplulukta sizin için
bir ibret vardır: Biri Allah yolunda
çarpışıyordu;
ötekisi küfre batmıştı. Allah yolunda çarpışanları, kafa gözleriyle
kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah, öz yardımıyla dilediğini destekler.
İşte bunda, gözleri olanlar için gerçek bir ibret vardır.
. Kadınlara,
oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve
ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm
bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en
güzeli onun yanındadır.
. De ki: "Bu
sayılanlardan daha iyisini size
haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar için,
Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları
cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları
en iyi biçimde görmektedir."
. Kullar ki,
şöyle derler: "Ey Rabbimiz,
. Kullar ki,
sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve
imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için
yakaranlardır.
. Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına
. Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına
. Allah katında
din İslam'dır/barış ve esenlik için Allah'a teslim olmaktır. Kitap verilmiş
kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından
sapma/yalancılık/zulüm/kibir/zinakârlık yüzünden ihtilafa düştü. Kim Allah'ın
ayetlerine nankörlük/Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, Allah, hesabı çabucak
görecektir.
. Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle
. Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle
söyle: "Ben yüzümü Allah'a teslim ettim.
Bana uyanlar da." Kitap verilenlerle ümmîlere de sor: "Siz de teslim
oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa doğruya ve güzele kılavuzlanmışlardır.
Yüz çevirirlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir. Allah, kullarını
görmektedir.
. Allah'ın
ayetlerini inkâr edip haksız yere
peygamberleri öldürenler ve insanlar içinden
adaletle emredenlerin canına kıyanlar var ya, işte onlara korkunç bir azabı
muştula.
. Çalışıp
ürettikleri hem dünyada hem de âhirette boşa çıkmıştır. Hiçbir yardımcıları da
yoktur onların.
. Şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş
. Şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş
olanlara bak, aralarında hüküm vermesi için Allah'ın
kitabına çağırılıyorlar da içlerinden bir zümre yüz çevirerek dönüp gidiyor.
. Bunun sebebi
onların, "Ateş bize sayılı birkaç gün dışında asla dokunmayacaktır"
demeleridir. Uydurmuş oldukları yalanlar, dinlerinde kendilerini aldatmaktadır.
. Peki, o kendisinde kuşku bulunmayan günde, onları bir araya topladığımız vakit
. Peki, o kendisinde kuşku bulunmayan günde, onları bir araya topladığımız vakit
halleri
nice olacak! O gün her benlik, kazandığının karşılığını tam almıştır. Onlar,
hiçbir zulme uğratılmazlar.
. Şöyle yakar:
"Ey mülkün/saltanatın
Mâlik'i/sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü/saltanatı
dilediğine verir, mülkü/ saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini
yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet
senin elindedir. Sen, her şeye kadirsin."
. "Geceyi
gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın. Diriyi
. Müminler,
müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim
bunu yaparsa
Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna.
Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır.
. De ki:
"Göğüslerinizde olanı gizleseniz
şeye Kadîr'dir."
. Gün gelecek,
her benlik, hayırdan
işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de...
İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun.
Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah,
. De ki:
"Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve
günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir."
. Şunu da söyle:
"Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre
sapanları sevmez.
. Allah; Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün kılmıştır;
. Allah; Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün kılmıştır;
. Hani, İmran'ın
karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde
. Onu doğurunca
-Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle
dedi: "Rabbim,
onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun.
Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum!"
. Allah, onu
güzel bir kabulle kabul etti ve
onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu,
Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde,
orada bir rızık bulur ve sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem
de "Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca
rızıklandırır." derdi.
. Zekeriyya orada
Rabbine yakarmıştı: "-
. Zekeriyya
mihrapta durmuş dua ederken/ namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmışlardı:
"Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen
bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya'yı
müjdeliyor."
. Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme
. Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme
. Zekeriyya dedi:
"Rabbim, bana bir belirti ver!" Allah buyurdu: "Sana belirti
şudur:
. Bir de melekler
şöyle demişlerdi: "Ey
. "Ey
Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla
. Bu, gayb
haberlerindendir ki, sana
vahyediyoruz. Onlar, Meryem'in bakımını kimin
üstleneceğini belirlemek için kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin.
Çekiştikleri sırada da yanlarında değildin.
. Bir de, melekler şöyle demişti: "Ey
. Bir de, melekler şöyle demişti: "Ey
Meryem! Allah seni, kendisinden bir
kelimeyle
muştuluyor. Adı, Meryem'in oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a
yaklaştırılanlardandır."
. "Beşikte
ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş
yapanlardandır."
. Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl
. Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl
olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!"
Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır! Bir iş ve oluşa
. Ona Kitap'ı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.
. Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul
. Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul
yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size
Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar,
ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir,
ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte
olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir
mucize vardır."
.
"Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram kılınmış olanın bir
kısmını size helal yapacağım. Rabbinizden bir mucize getirdim size. Artık
Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"
. "Allah
benim de Rabbimdir, sizin de
. İsa onlardan
inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım
kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız! Allah'a
iman ettik biz! Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız."
. "Ey
Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık
. Onlar tuzak
kurdular, Allah da tuzak kurdu.
. Allah şunu da
demişti: "Ey İsa, senin
canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni,
inkâr edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana uyanları, inkâr edenlerin,
kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp
durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim."
. "Küfre
sapanlar var ya, işte onlara
. İman edip hayra
ve barışa yönelik işler
. İşte bu sana
ayetlerden ve hikmetlerle
. Allah katında
İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona
"Ol!" dedi. Artık o, olur.
. Hak,
Rabbindendir. O halde, kuşku duyanlardan olma.
. Sana ilimden bir nasip geldikten sonra,
. Sana ilimden bir nasip geldikten sonra,
hak konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin;
oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi
ve öz benliklerinizi çağıralım, mübâhele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar
üzerine salalım."
. İşte, gerçek
kıssanın ta kendisi budur.
. Eğer yüz
çevirirlerse, hiç kuşkusuz Allah,
aramızda aynı olan şu söze gelin: "Allah'tan
başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ın
berisinden birbirimizi rabler edinmeyelim!" Eğer yüz çevirirlerse şöyle
söyle: "Tanık olun, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!"
. Ey Ehlikitap!
İbrahim hakkında neden
. İşte siz böyle
insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki,
hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah
bilir ama siz bilmezsiniz.
. İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi.
. İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi.
. Şu bir gerçek
ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu
peygamber,
. Kitap ehlinden
bir zümre, sizi bir
saptırabilseler diye arzu ettiler. Oysaki onlar,
kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu fark etmiyorlar.
. Ey Ehlikitap!
Gerçeğe tanık olup durduğunuz halde, Allah'ın ayetlerini neden
. Ehlikitap'tan
bir zümre şöyle dedi: "Şu
iman edenlere indirilene günün başlangıcında
inanın, günün sonunda karşı çıkın. Belki bu sayede geriye/eskiye dönerler.
. Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidayet, Allah'ın
. Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidayet, Allah'ın
diye mi bütün bunlar?"
De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vâsî'dir,
varlığı sürekli genişletir; Alîm'dir, her şeyi en iyi şekilde bilir."
. Rahmetini
dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.
. Ehlikitap'tan öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet teslim etsen onu
. Ehlikitap'tan öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet teslim etsen onu
sana iade eder. Onlardan
öylesi de vardır ki, ona bir dînar emanet etsen, tepesine çökmedikçe onu sana
geri vermez. Bunun sebebi şudur: Onlar: "Ümmîlerin, bizim aleyhimize yol
bulmaları mümkün değildir." demişlerdir. Onlar, bilip durdukları halde,
Allah hakkında yalan söylerler.
. İş öyle değil!
Kim ahdine vefa eder,
. Allah'a
verdikleri sözü ve yeminlerini basit
bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte
onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet
günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç
bir azap vardır.
. Onlardan bir
zümre vardır, aslında
Kitap'tan olmayan bir şeyi siz Kitap'tan sanasınız diye,
dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, "Bu,
Allah katındandır." derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan
söylerler.
. Hiçbir insana
yakışmaz ki, Allah kendisine
kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de
sonra o, insanlara "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" desin. O ancak
şöyle der: "Öğrettiğiniz şu Kitap'a ve okuyup araştırdıklarınıza dayanarak
benliklerini Allah'a adamış kullar/Rabbânîler olun!"
. Ve size
melekleri ve peygamberleri rabler
. Ve unutma ki
Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size
Kitap'tan
ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul
geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul
ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik."
dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım."
dedi.
. Tüm bunlardan
sonra yüz çevirenler, sapıkların ta kendileridir.
. Hâlâ Allah'ın dininden gayrısını mı arıyorlar? Oysaki, göklerdeki şuurlular da,
. Hâlâ Allah'ın dininden gayrısını mı arıyorlar? Oysaki, göklerdeki şuurlular da,
. De ki:
"Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a,
torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden
verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na
teslim olanlarız."
. Kim
İslam'dan/Allah'a teslim olmaktan gayrı bir din ararsa artık o, ondan asla
. İmanlarından,
resulün hak olduğuna tanıklık ettikten ve kendilerine ayan-beyan deliller
geldikten sonra küfre sapmış bir topluluğa Allah nasıl kılavuzluk eder? Allah,
zalimler topluluğuna yol göstermez.
. İşte
böylelerinin cezası: Allah'ın,
. O lanet içinde
sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine
bakılacaktır onların.
. Ondan sonra tövbe edip hallerini
. Ondan sonra tövbe edip hallerini
. İmanlarından
sonra küfre sapmış, sonra
da küfürde daha da azıtmış olanların tövbeleri asla
kabul edilmeyecektir. Onlar, sapıkların ta kendileridir.
. Gerçeği örtüp
de küfre sapmış olarak ölenlere gelince, onların her biri kendini kurtarmak
için dünya dolusu altın verse de asla kabul edilmeyecektir. Korkunç bir azap
vardır onlar için. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır.
. Sevdiğiniz
şeylerden infak etmedikçe hayırda erginliğe/dürüstlüğe asla
. Tevrat
indirilmeden önce İsrail'in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm
yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. Onlara de ki: "Tevrat'ı ortaya
getirin; doğru sözlü iseniz onu okuyun."
. Artık bundan
sonra kim yalan düzüp Allah'a iftira ederse böyleleri zalimlerin ta
kendileridir.
. De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık
. De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık
. Şu bir gerçek
ki, âlemlere bir bereket
. Açık-seçik
deliller, İbrahim'in
makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur.
Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir
hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç
edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz?
Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah,
yaptıklarınızdan habersiz değildir."
. Allah'ın
ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim
Allah'a sarılırsa dosdoğru yola iletilmiştir o...
. Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun.
. Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun.
. Hep birlikte
Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın
üzerinizdeki
nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp
kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir
çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu
şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
. İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve
. Kendilerine
açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde
. Gün gelir bazı
yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir:
. Yüzleri
ağaranlara gelince, onlar, Allah'ın
. Bunlar sana
Allah'ın ayetleri. Hak olarak
. Göklerde ne
var, yerde ne varsa hepsi
. Siz, insanlar
için çıkarılmış en hayırlı
ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana
özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız,
Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette
hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta
kendileridir.
. Biraz eziyet
dışında size asla zarar
. Allah'tan bir
ipe ve insanlardan bir ipe
tutunmaları dışında, nerede bulunsalar
üzerlerine
zillet damgası vurulur. Allah'ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik
damgası vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerine küfrediyor,
haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık
sergiliyorlardı.
. Ama hepsi bir
değildir. Ehlikitap içinden Allah için başkaldıran/Allah huzurunda el
bağlayan/hak ve adaleti ayakta
tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır;
gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar.
. Allah'a ve âhiret
gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük
ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına
koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
. Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir
. Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir
hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız
bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir.
. Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah'a karşı bir yarar asla sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.
. Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah'a karşı bir yarar asla sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.
. Bu dünya
hayatında harcamakta
olduklarının durumu, bir rüzgâr örneğine benzer: Onda
kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir topluluğun ekinine
değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine
zulmediyorlardı.
dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi
sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size
sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır.
Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz
Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.
. Siz öyle
kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve
Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında
"İnandık!" derler; baş başa kaldıklarında ise size öfkelerinden
parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin!" Allah,
göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir.
eder. Size bir kötülük dokunsa bununla
sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır/korunursanız onların tuzakları
size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah Muhît'tir, yapmakta olduklarını
. Hani, sen
ailenden erkenden ayrılmıştın da müminleri savaş için tutulması gereken
. Sizden iki
takım, korku ile bozulmak
. Yemin olsun
ki, ezik-boynu bükük olduğunuz bir sırada Allah size Bedir'de de
. O sırada sen,
müminlere şöyle diyordun:
. İş, sanıldığı
gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder
ve korunursanız, Rabbiniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler.
Allah bunu size bir müjde olması ve onunla
Allah bunu size bir müjde olması ve onunla
. Allah bunu
yaptı ki, küfre sapanlardan bir
. İş ve hüküm
konusunda sana düşen bir
şey yoktur. Allah ya tövbelerini kabul ederek onları
bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder.
. Göklerde ne
var, yerde ne varsa
Allah'ındır. Dilediğini/dileyeni affeder;
dilediğine/dileyene azap eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
. Kâfirler için
hazırlanmış ateşten korkun.
. Allah'a ve resule itaat edin ki, merhamet
. Allah'a ve resule itaat edin ki, merhamet
. Rabbinizden
bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru
. Onlar bollukta
ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları
. Onlar, çirkin
bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar
da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve
onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.
. İşte bunların
ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan
. Sizden önce de
yollar-yöntemler gelip
. Bu, insanlara
bir açıklama, korunup
. Gevşemeyin,
tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz.
. Size bir yara
değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler!
Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri
bilecek, sizden tanıklar/şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.
. Tüm bunlar,
Allah iman edenleri iyice seçip arındırsın ve küfre sapanları mahvetsin
diyedir.. Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp
. Yemin olsun ki
siz, onunla karşılaşmadan
. Muhammed bir
resulden başkası değildir.
Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse
yahut öldürülse ökçeleriniz üzerine gerisin geri mi döneceksiniz! İki ökçesi
üzerine geri dönen, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri
ödüllendirecektir.
. Allah'ın izni
olmadıkça hiçbir kişi ölmez. Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını
gözetene ondan veririz; âhiret yararını gözetene de ondan veririz. Şükredenleri
ödüllendireceğiz biz.
. Nice
peygamber,
beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde
savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden
gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri
sever.
. Sözleri yalnız
şu olmuştur: "Ey Rabbimiz! Bağışla bizim
günahlarımızı, affet
işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize
küfre sapan topluma karşı!"
. Allah da
onlara, hem dünya nimetini verdi hem de âhiret sevabının en güzelini. Allah,
güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.
. Ey iman edenler! Eğer küfre sapanlara
. Ey iman edenler! Eğer küfre sapanlara
boyun eğerseniz sizi ökçeleriniz üstüne yüz geri
çevirirler de hüsrana uğrayanlar haline gelirsiniz.
. Hayır, hayır!
Sizin Mevlâ'nız Allah'tır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır.
. Allah'ın, kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştukları için, küfre sapanların kalplerine korku salacağız. Barınakları ateştir onların. Ne kötüdür o zalimlerin varacakları yer!
. Allah'ın, kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştukları için, küfre sapanların kalplerine korku salacağız. Barınakları ateştir onların. Ne kötüdür o zalimlerin varacakları yer!
. Yemin olsun
ki, siz onları Allah'ın izniyle
öldürmekteyken, Allah size vaadini
doğrulamıştı. Nihayet, siz korkuya kapıldınız, yapılacak iş hususunda
çekiştiniz. Ve Allah, sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra isyan ettiniz.
İçinizden bir kısmı dünyayı istiyordu, bir kısmınız ise âhireti istiyordu.
Sonra sizi imtihan etmek için onlardan uzaklaştırdı. Yemin olsun, sizi
affetmişti. Allah, müminlere karşı lütuf sahibidir.
. Siz
şaşkınlıkla sağa-sola kaçıyor, hiç
kimseye dönüp bakmıyordunuz. Resul ise
arkanızdan sizi çağırıyordu. Böylece Allah size keder üstüne keder verdi ki,
elinizden uçup gidene de size isabet edene de üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberdardır.
. Sonra bu
kederin ardından üzerinize,
içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir
uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi canlarının derdine düşmüştü-
Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu.
"Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir/iş
ve
oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları
şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı,
şuracıkta öldürülmezdik." Söyle onlara: "Evlerinizde
kalsaydınız
bile, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak
boylayacaklardı." Bu, Allah, göğüslerinizdekini denesin, kalplerinizdekini
ortaya çıkarsın diyedir. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir.
. İki topluluğun
karşılaştığı gün geri dönüp gidenleriniz var ya, yaptıkları bazı işler yüzünden
şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti. Yemin olsun, Allah onları yine de
yahut gazaya çıkan kardeşleri için şöyle diyen
inkârcılar gibi olmayın: "Yanımızda olsaydılar ölmezlerdi,
öldürülmezlerdi." Allah bunu onların kalplerinde bir özlem yapacaktır.
Allah, diriltir de öldürür de. Allah, yapıp ettiklerinizi en iyi şekilde
görmektedir.
. Allah yolunda
öldürülür yahut ölürseniz, Allah'tan bir bağışlanma ve bir merhamet/bir sevgi
onların derleyip topladıklarından çok daha iyidir.
. Ölür yahut
öldürülürseniz elbette ki Allah'a götürüleceksiniz.
. Allah'tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak
. Allah'tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak
davrandın. Eğer
kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi.
O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla
şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan! Allah, tevekkül
edenleri sever.
. Allah size
yardım ederse hiç kimse size galip gelemez. Eğer sizi yüzüstü bırakırsa
. Bir
peygamberin emanete hıyanet
etmesi/kamu malından aşırması olacak şey değildir.
Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü
yüklenip getirir. Sonra her benliğe; kazandığı tam olarak ödenir. Hiç birine
zulmedilmez.
. Allah'ın
hoşnutluğunu izleyen kişi, Allah'ın gazabına uğrayan ve barınağı cehennem olan
kişiyle aynı mıdır? Ne kötü varış yeridir o!
. Onlar, Allah
katında derece derecedirler. Allah, yapmakta olduklarını iyice görmektedir.
. Yemin olsun ki, Allah müminlere lütufta
. Yemin olsun ki, Allah müminlere lütufta
bulunup onları minnettar bırakmıştır: Kendi
içlerinde onlara öyle bir resul gönderdi ki, onlara Allah'ın ayetlerini okuyor,
onları temizleyip arındırıyor, onlara Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor. Oysaki
onlar, bundan önce açık bir sapıklığın tam içindeydiler.
. Size,
başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir musibet dokununca:
. İki topluluğun
karşılaştığı gün sizin
. Ve ikiyüzlülük
yapan münafıkları bilsin
diye. Onlara, "Hadi gelin, Allah yolunda çarpışın
yahut savunma yapın!" dendiğinde: "Savaştan haberimiz olsaydı sizi
elbette izlerdik." dediler. O gün onlar, imandan çok küfre yakın idiler.
Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Allah, onların gizlemekte oldukları
şeyi çok iyi bilmektedir.
. Yerlerinde
oturup da kardeşleri için, "Bizi dinlemiş olsalardı
öldürülmeyeceklerdi." diyenlere şöyle söyle: "Eğer doğru sözlüler
iseniz, kendi benliklerinizden uzaklaştırın ölümü!"
. Allah yolunda
öldürülmüş olanları ölüler
. Allah'ın,
lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine
katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır
onlar.
. Allah'tan bir
nimeti, bir lütfu ve Allah'ın
müminlerin ödülünü vermezlik etmeyeceğini de
müjdelerler.
. O müminler ki,
kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap
verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül
vardır.
. O müminler ki, insanlar kendilerine, "Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!"
. O müminler ki, insanlar kendilerine, "Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!"
. Böyle olduğu
içindir ki, Allah'tan bir nimet ve lütufla geri döndüler, hiçbir kötülük
. İşte size
şeytan. O yalnız kendi dostlarını
. Küfür içinde
koşuşanlar sana üzüntü
vermesin. Şu bir gerçek ki, onlar Allah'a hiçbir şekilde
zarar veremezler. Allah, onlara âhirette bir nasip vermemeyi istemektedir.
Onlar için çok büyük bir azap öngörülmüştür.
. İman karşılığında küfrü satın alanlar,
. İman karşılığında küfrü satın alanlar,
. Küfre
sapanlar, onlara süre tanımamızın kendileri için hayırlı olduğunu asla
düşünmesinler. Onlara, biraz daha günah işlesinler diye süre veriyoruz. Yere
geçirecek bir azap var onlar için.
. Allah,
müminleri şu üzerinde
bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden
ayıracaktır. Allah sizi gaybı bilir duruma da getirmeyecektir. Şu var ki Allah,
resullerinden dilediğini seçer. O halde Allah'a ve resullerine inanın. Eğer
inanır, korunursanız sizin için büyük bir ödül vardır.
. Allah'ın,
lütfundan kendilerine verdiği
şeyde cimrilik edenler, bunun kendileri için
hayırlı olduğunu sanmasınlar. Tam aksine bu onlar için bir şerdir. O cimrilik
konusu yaptıkları şey, kıyamet günü bir tasma gibi boyunlarına
dolandırılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberdardır.
. Yemin olsun
ki, Allah, "Allah yoksuldur,
bizler zenginleriz!" diyenlerin sözünü
işitti. Dediklerini de yazacağız, haksız yere peygamberleri öldürmelerini de.
Ve şöyle diyeceğiz: "Tadın, yakıp pişiren azabı!"
. Bu, kendi,
ellerinizin üretip önden gönderdiği yüzündendir. Allah, kullara asla zulmedici
değildir.
. Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"
. Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"
. Seni
yalanladılarsa, senden önce de resuller yalanlandı. Açık-seçik deliller,
. Her benlik
ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz
karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir
biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle
kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey
değildir.
. Yemin olsun
ki, mallarınızda da
canlarınızda da imtihan edileceksiniz. Ve yemin olsun ki,
sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici
çok şey dinleyeceksiniz. Sabreder, sakınıp korunursanız işte bu, iş ve
oluşların en zorlularındandır.
. Allah,
kendilerine kitap verilenlerden şu
yolda mîsak almıştı: "Onu insanlara
mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız." Ama onlar
Kitap'ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar.
Ne kötü şey satın alıyorlar!
. O ettikleriyle
zevklenen, yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kişileri bir şey sanma. Artık,
onları
. Göklerin de
yerin de mülkü/yönetimi
. Şu bir gerçek
ki, göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün birbiri
. Onlar o
kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan
yatarken hep Allah'ı zikrederler;
göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey
Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin! Ateş azabından koru
bizi!"
. "Ey
Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu
. "Ey
Rabbimiz! Bir çağırıcının, "Rabbinize
inanın!" diye imana çağırdığını
işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim.
Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
. "Ey
Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize
. Rableri onlara
cevap verdi: "Ben sizden,
erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa
çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar,
yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların
kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından
bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım."
Allah katındandır karşılıkların en güzeli.
. Azıcık bir
nimetlenmedir o. Sonra onların varacağı yer cehennem olacaktır. Ne kötü
yataktır o!
. Ama Rablerinden sakınanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Allah katından bir konukseverlikle sürekli kalıcıdırlar orada. Allah katındaki ödüller iyiler için daha hayırlıdır.
. Ama Rablerinden sakınanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Allah katından bir konukseverlikle sürekli kalıcıdırlar orada. Allah katındaki ödüller iyiler için daha hayırlıdır.
. Ehlikitap'tan
öyleleri var ki, Allah'a, size
indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar.
Allah karşısında ürperirler; Allah'ın ayetlerini basit bir ücret karşılığı
satmazlar. İşte bunlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır.
Allah, hesabı, çabucak görüverir.
. Ey iman
sahipleri! Sabredin, sabır yarışı yapın, nöbet tutarak savaşa hazırlıklı
bulunun ve Allah'tan
Not:ALLAH tüm insanlara bilmesi gereken bilgileri Kuran'da anlatmıştır.Oku diye başlayan Kuran'ı Arapça bilmiyorsanız mealini anlayarak okuyun lütfen.Okuduktan sonra Kuran'ı anlayarak okunması için teklifte bulunun.Teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder