icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken
avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak
üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki,
Allah, iradesi yönünde hüküm verir.
güzellik alâmeti kıldığı şeylere,
çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara,
Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara
saygısızlık etmeyin! İhramdan
çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi
Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve
düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/
dürüstlük ve takva üzere
yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın.
Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
. Şunlar size
haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan,
domuz eti, üzerine
Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış,
süsülmüş,
canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından
yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal
oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış
olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden
korkun!
Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi
tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da
var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı
olmaksızın onlardan
. Sana
soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle: "Sizin için bütün
temiz
nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı kuşların tuttukları ile
eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal kılındı. Siz bu
hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O halde onların
sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan
sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür."
. Bugün size
bütün temiz nimetler helal
kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların
yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Mümin
kadınların iffetlileriyle, sizden önce kendilerine kitap verilmiş
olanların
iffetli hanımları da mehirlerini verdiğiniz takdirde; iffetinizi korumanız,
zinadan uzak kalmanız ve şunu-bunu dost tutmamanız şartıyla size helaldir.
İmanı tanımayıp nankörlük edenin ameli boşa gitmiştir. Ve o, âhirette de
hüsrana uğrayanlardandır.
duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar
ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı
meshedin/yahut yıkayın.
Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta
yahut
yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara
dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi
ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve
üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.
. Allah'ın,
üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı mîsakını unutmayın. Hani,
"İşittik,
tanıkları olarak Allah için kollayıp
gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz
davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha
uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
. Allah,
inanıp hayra ve barışa yönelik işler
. Küfre
sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara
. Ey iman
edenler! Allah'ın, üzerinizdeki
nimetini hatırlayın! Hani bir topluluk ellerini
size uzatmaya niyet etmişti de Allah onların ellerini sizden çekmişti.
Allah'tan sakının! Müminler yalnız Allah'a tevekkül etsinler!
. Yemin
olsun ki, Allah İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki
temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim.
Namazı/duayı yerine getirirseniz, zekâtı verirseniz, resullerime inanır, onları
desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi
elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette
koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış
olur."
. Sonunda,
verdikleri mîsakı bozdukları için
onları lanetledik de kalplerini kaskatı
yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları
şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep
hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah
güzellik sergileyenleri sever.
. "Biz
Hıristiyanlarız!" diyenlerden de
mîsaklarını almıştık. Onlar da öğütlenmek
üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. Bu yüzden, aralarına
kıyamete değin düşmanlık ve şiddetli nefret saldık. Sınaat/teknoloji olarak
ürettikleri şeylerin ne olduğunu Allah onlara yakında haber verecektir.
. Ey
Ehlikitap!
açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir
ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
. Allah,
rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi
. Yemin
olsun ki, "Allah Meryem'in oğlu
Mesih'tir" diyenler küfre
batmışlardır. De ki: "Allah; Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve
yeryüzündeki insanların hepsini helâk etmek istese Allah'a karşı kimin elinde
bir güç vardır!" Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin
mülkü/ yönetimi Allah'ındır.
. Yahudiler
ve Hıristiyanlar dediler ki, biz
Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki:
"O halde, niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de
O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap
eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülkü/yönetimi
Allah'ındır. Dönüş de O'nadır.
. Ey
Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir
açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne
uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her
şeye kadirdir.
. Mûsa,
kavmine şöyle demişti: "Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini
hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi krallar yaptı,
âlemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi."
. "Ey
toplumum! Allah'ın sizin için yazdığı
. Şöyle
dediler: "Ey Mûsa, orada zorbalardan oluşan bir toplum var. Onlar ordan
çıkıncaya kadar biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz o zaman
gireceğiz."
. İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam dedi ki: "Onların içine
. İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam dedi ki: "Onların içine
kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar
iseniz yalnız Allah'a güvenin."
. Dediler
ki: "Ey Mûsa! Onlar orada oldukça
. Şöyle
yakardı Mûsa: "Rabbim! Nefsimle
. Allah dedi
ki: "Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem
dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için kederlenme."
. Onlara
Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban
sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti.
"Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva
sahiplerinden kabul eder." dedi.
. Beni öldürmek için elini
. Beni öldürmek için elini
bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana
uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki, ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan
korkarım."
. "Ben
istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından
olasın. İşte budur zalimlerin cezası!"
. Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye
. Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye
. Derken,
Allah, kardeşinin cesedini nasıl
saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen
bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum
ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan
olmuştu.
. İşte bu
yüzden biz, İsrailoğulları üzerine
şunu yazdık: Kim bir kişiyi, bir kişiye
karşılık yahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın öldürürse, insanları
toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat
vermiş gibidir. Andolsun, resullerimiz onlara açık-seçik kanıtlar
getirmişlerdir. Ama onlardan birçoğu bunun ardından da yeryüzünde zulüm ve
azgınlığa sapmaktadır.
. Allah ve
resulüyle savaşanların ve
yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası
şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına
kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir
rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır.
. Ancak
onları gücünüz altına almadan önce
düşmekten sakının; O'na varmaya vesîle arayın.
O'nun yolunda gayret gösterin ki, kurtuluşa erebilesiniz.
. Küfre
batanlar var ya, yeryüzündekilerin
hepsi ve yanında bir o kadarı kendilerinin
olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için hepsini fidye verseler,
onlardan bu bile kabul edilmez. Korkunç bir azap vardır onlar için.
. Ateşten
çıkmak isterler ama ondan çıkamayacaklardır. Onlar için tepelerinden hiç
inmeyecek bir azap vardır.
. Hırsızlık yapan erkek ve kadının,
. Hırsızlık yapan erkek ve kadının,
. Kim
zulmünden sonra tövbe eder, halini
. Göklerin
de yerin de mülkünün/saltanatının Allah'ın olduğunu
ağızlarıyla "İnandık" diyenlerin
küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık
etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler.
Yerlerine oturmuş kelimeleri,
yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu
verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye
çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar
o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik
vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara.
. Yalana
iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde, ister
aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen
sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle
hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever.
. İçinde
Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin
hakemliğine baş vuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz çeviriyorlar.
Bunlar inanan kişiler değillerdir.
. Biz
indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele
kılavuz var onda, ışık var. Allah'a
teslim
olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini
Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan
korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na
tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir
ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile
hükmetmeyenler, kâfirlerin ta
kendileridir.
. O Kitap'ta
onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak,
dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu
bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle
hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
. Ardından o
peygamberlerin
izleri üzere Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Tevrat'tan yanında
bulunanı doğruluyordu. Ona İncil'i verdik. Hidayet ve ışık vardı onda.
Tevrat'tan yanında olanı tasdikleyici idi. Doğruya ve güzele kılavuzdu, takvaya
sarılanlara bir öğüt.
. İncil
bağlıları Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsinler. Allah'ın indirdiğiyle
hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir.
. Sana da Kitap'ı hak olarak
. Sana da Kitap'ı hak olarak
indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve
onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında
Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların
keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol/şerîat ve bir yöntem belirledik.
Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş
olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle
yapmamıştır. O halde hayırlarda
yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin
esasını bildirecektir.
. Sen de
aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Dikkat et
de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından
seni uzaklaştırıp fitneye
düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları
yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları doğru yoldan
iyice sapmış bulunuyorlar.
. Yoksa
cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için,
Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?
. Ey iman edenler! Yahudileri ve
. Ey iman edenler! Yahudileri ve
Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar
birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o,
onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
. Kalplerinde
hastalık olanların, "Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz."
diyerek onların içine daldıklarını görürsün. Olabilir
ki Allah, bir fetih yahut
katından bir buyruk getirir de bunu yapanlar, benliklerinde sakladıkları şeye
pişmanlık duyar hale gelirler.
. İman
edenler derler ki: "Şunlar mıdır o tüm güçleriyle sizinle beraber
olduklarına yemin edenler?" Bütün amelleri boşa çıkmıştır da hüsrana
uğrayanlardan oluvermişlerdir.
. Ey
inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında,
kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere
karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda tüm
gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu,
Allah'ın dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve
yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir.
. Sizin
gönül dostunuz Allah'tır, O'nun
. Allah'ı,
O'nun resulünü ve iman edenleri dost edinen/Allah'tan, O'nun resulünden ve iman
edenlerden yüz çeviren bilsin ki, galip gelecek olanlar Allah'ın
taraftarlarıdır.
. Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi
. Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi
. Namaza/duaya
çağırdığınızda onu oyun ve
indirilene, daha önce indirilene inanmışız. Doğrusu şu ki, sizin çoğunuz yoldan
sapmış olanlardır."
. De ki:
"Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi?
Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden
maymunlar, domuzlar ve tâğut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından
daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar."
. Size
geldiklerinde "İnandık!" derler. Gerçekte ise küfürle girmiş, yine
onunla
çıkmışlardır. Neler saklıyor olduklarını Allah daha iyi bilir.
. Onların
birçoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede
. Ruhbanları
ve hahamları onları, günah oluşturan sözlerinden, haram yemekten
. Yahudiler
dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar!
Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler.
Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki
eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki,
Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice
azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret
atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar
yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.
. Eğer
Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini mutlaka örter ve
. Eğer onlar
Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine indirilmiş olanı gerektiği şekilde
uygulasalardı elbette ki hem üstlerinden hem ayaklarının altından
rızıklanacaklardı. İçlerinde orta yolu izleyen bir topluluk var. Ama onların
çoğunluğunun yapmakta olduğu ne kadar da kötü!
. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği
. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği
peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur.
Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
. De ki:
"Ey Ehlikitap! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni tam
uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Rabbinden sana indirilen, onlardan
birçoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Küfre batan topluluk için
tasalanma artık.
. Şu bir
gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve
âhiret gününe
. Yemin
olsun ki biz, İsrailoğullarının kesin
sözlerini almış da onlara resuller
göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi
getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da öldürüyorlardı.
. Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini
. Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini
kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların
yaptıklarını ayan-beyan görür.
. Yemin
olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu
Mesih'in ta kendisidir!" diyenler
küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin
Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu
ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir
onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır."
. Yemin
olsun ki, "Allah, üçün
üçüncüsüdür!" diyenler de küfre batmıştır. Bir
tek Tanrı dışında hiçbir ilah yoktur. Bu söyleyegeldiklerine son vermezlerse,
onların küfre sapanlarına korkunç bir azap mutlaka gelip çatacaktır.
. Hâlâ
Allah'a yönelip tövbe ederek ondan af
başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip
geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak
nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!
. Söyle
onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü
olmayan
Daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve yolun denge noktasından
uzağa düşmüş bir topluluğun keyiflerine uymayın."
. İsrailoğullarının
küfre sapanları,
Meryem'in oğlu İsa'nın ve Dâvûd'un diliyle lanetlendiler. Bu
böyledir; çünkü onlar sınır tanımazlık, haksızlık, düşmanlık ediyorlardı.
. İşledikleri
kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı
sürdürdükleri!
. Onlardan
birçoğunun, küfre sapanlarla
dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin
onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap
indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.
. Eğer
Allah'a, peygambere ve ona indirilene inanmış olsalardı, küfre sapanları
. Şu
tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere en şiddetli düşmanlık
duyanlarını, Yahudilerle şirke batanlar bulursun. Şu da tartışılmaz bir
gerçektir ki, insanların iman edenlere sevgide en yakın olanlarını "Biz
Hıristiyanlarız" diyenler bulursun. Bu böyledir. Çünkü o Hıristiyanlar
içinde derin araştırmalar yapan keşişler, kendini Allah'a adamış rahipler
vardır. Ve onlar, kibre sapmazlar.
. Resule
indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla
dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık
bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."
. "Rabbimizin
bizi barışseverler arasına koymasını umup dururken, Allah'a ve Hak'tan bize
gelene neden inanmayacakmışız?" . Böyle
söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlerle
lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel davrananların
ödülü.
. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar da
. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar da
. Allah'ın
size helal ve temiz olarak verdiği
. Allah sizi
yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez, ama bilinçli olarak
gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yeminin
keffâreti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu
doyurmak, yahut onları giydirmek, yahut da özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara
imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffâreti
işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki
şükredebilesiniz.
. Şeytan; uyuşturucu
ve kumara sokularak aranıza düşmanlık ve şiddetli nefret
yerleştirip sizi
Allah'ı anmaktan, namazdan/duadan geri çevirmek ister. Artık son veriyorsunuz
değil mi?
. Allah'a
itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin:
. İman edip
hayra ve barışa yönelik işler
yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi
işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir
mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış
olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel
davrananları sever.
mızraklarınızın erişeceği av türünden bir
şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim
korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap
olacaktır.
onu
öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden,
Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi
belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna
denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir
daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır.
. Hem size
hem de yolculara bir geçimlik
olarak deniz avı yapmak ve onu yemek size helal
kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir.
Huzurunda
haşredileceğiniz Allah'tan korkun.
. Allah
Kâbe'yi, o saygıya layık evi,
saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık
hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı
kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini,
Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.
. Bilin ki
Allah, azap ettiğinde çok şiddetli
. De ki:
"Pisin çokluğu seni hayrete düşürse
de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey
akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz."
. Sizden
önceki bir toplum da onları
. Allah ne
bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar
. Onlara,
Allah'ın indirdiğine ve resule gelin
dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı
üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor,
doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi?
olan
size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size neler yapıyor
olduğunuzu haber verecektir.
tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte
iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları
namazdan/duadan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin etsinler:
"Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı
satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka
günahkârlardan oluruz."
. Eğer
onların bir günah işledikleri
kesinlikle anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş
olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları taraftan iki kişi
geçerek şöyle yemin edeceklerdir: "Allah şahit olsun ki, bizim
tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık
yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk."
. İşte bu
yol, tanıklığı gereğince yerine
getirmelerine, yemin etmelerinden sonra
yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan
sakının ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele
kılavuzlamaz.
. Allah,
resulleri bir araya getireceği gün şöyle der: "Size ne cevap
verildi?" Şöyle
. Hani,
Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in
oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki
nimetimi hatırla. Seni Ruhul-kudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik
çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı,
şey yaratıyor, içine
üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle
iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden
uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre
sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil
bu."
. Havarilere
şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi:
. Havariler
demişlerdi ki: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra
. Dediler:
"İstiyoruz ki ondan yiyelim, gönüllerimiz tatmin bulsun, senin bize
. Meryem
oğlu İsa şöyle yakardı: "Allahım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra
indir de bizim hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden
bir mucize olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!"
. Allah
dedi ki: "Ben onu üzerinize indireceğim. Ama bundan sonra küfre
. Allah
şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de
iki
tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi:
"Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime
değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı
bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok
iyi bilensin!"
. "Onlara,
senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: "Benim Rabbim
ve
sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin." İçlerinde olduğum sürece
üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici
oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın."
. "Onlara
azap edersen, onlar senin kullarındır. Ama onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen
tüm gücün sahibi, tüm hikmetlerin sahibisin."
. Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sürekli kalacaklardır orada." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.
. Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sürekli kalacaklardır orada." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.
. Göklerin,
yerin ve bunlarda bulunanların mülkü/yönetimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder