41. YASİN Suresi (İniş sırasına göre Kuran meali)

           41.  YASİN  Suresi
                 İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...
1).Yâ-Sîn!
2).Bütün hüküm ve bilgileri doğru olan 
Kur’ân’a yemin olsun ki!
3). (Ey Muhammed!) Sen kesinlikle elçilerimdensin.
4).Dosdoğru bir yoldasın.
5). (Kur’an) Daima üstün ve ikramı bol olan 
(Allah) tarafından indirilmiştir.
6).Ataları uyarılmamış, bu yüzden 
(gerçeklerden) habersiz kalmış bir topluluğu uyarman için (indirilmiştir).
7).Onların çoğu için o söz /cezalandırma 
sözü hak oldu, çünkü onlar inanıp güvenmiyorlar.
8). (Sanki) boyunlarına, çenelerine kadar dayanan halkalar takmışız da başları dikili 
haldedirler.
9). (Sanki) Önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip kendilerini kuşatmışız da göremiyorlar.
10).Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için fark etmez, inanıp güvenmiyorlar!
11).Sen ancak bu doğru bilgiye /zikre uyan ve içten içe Rahman’dan çekinen kimseyi 
uyarabilirsin. Sen onu, mağfiret /bağışlanma ve değerli bir ödül ile müjdele.
12).Ölüleri biz dirilteceğiz biz! Yapıp 
ettiklerini de geride bıraktıklarını da yazıyoruz. Her şeyi, açık bir ana kitapta tek tek kaydetmiş olacağız.
13).Onlara şu kentin ahalisini örnek olarak 
anlat: Bir gün oraya elçilerimiz gelmişti.
14).Onlara iki elçi göndermiştik, ikisini de yalancı saydılar. O elçileri, bir üçüncüsü ile destekledik. “Biz, size gönderilen elçileriz.” 
dediler.
15).Kentin ahalisi şöyle dedi: “Siz sadece bizim gibi bir beşersiniz! Rahman da bir şey indirmiş değildir; siz sadece yalan söylüyorsunuz!”
16).Elçiler şöyle dediler: “Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.
17).Bizim görevimiz apaçık bir tebliğden ibarettir.”
18).Kent ahalisi dedi ki: “Sizin yüzünüzden 
uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz kesinlikle sizi taşa tutarız, tarafımızdan size mutlaka acıklı bir azap gelir.”
19).Elçiler dediler ki: “Sizi uğursuzluğa uğratan kendi tavrınızdır. Size doğru bilgiler verildi diye mi (rahatsız oldunuz)? Aslında siz, aşırı giden bir topluluksunuz.”
20).Bir adam, şehrin en uzak yerinden koşa 
koşa gelerek şöyle dedi: “Ey halkım, bu elçilere uyun!
21).Sizden bir karşılık istemeyen bu kişilere uyun! Bunlar doğru yoldalar!
22).Beni yaratana niye kulluk etmeyeyim ki! Siz de onun huzuruna çıkarılacaksınız.
23).Ben onunla arama ilahlar mı 
koyacağım? Rahman bana bir zarar vermek istese onların şefaati bir işime yaramaz. Onlar beni kurtaramazlar.
24).Öyle yaparsam kesinlikle açık bir sapkınlık içinde olurum.
25).Ben sizin Rabbinize /Sahibinize inandım, beni dinleyin!” dedi.
26).(Adamı öldürdüler) Ona: “Şu bahçeye 
gir!” denildi. (Orayı görünce) şöyle dedi: “Ah, keşke halkım bilseydi!.
27).Rabbimin beni neye karşılık bağışladığını ve ikram görenlerden biri yaptığını (keşke bilselerdi!)”
28).Onun arkasından halkına gökten bir ordu indirmedik, zaten indirecek de değildik.
29).Tek bir yüksek ses yetti, onlar hemen alevi sönmüş ateşe döndüler.
30).Yazık böyle kullara! Kendilerine ne 
zaman bir elçi gelse onu mutlaka hafife alırlar.
31).Kendilerinden önce nice nesilleri helak 
ettiğimizi, bunlara bir daha geri dönmediklerini görmediler mi?
32).Onların hepsi, kesinlikle toplanacak, 
huzurumuza çıkarılacaktır!
33).Ölü toprak onlar için bir ayet 
/göstergedir: O toprağı canlandırdık ve ondan tahıl çıkardık, sonra onlar o tahıldan yerler.
34).O toprakta hurma ve üzüm bağları 
oluşturduk. Oralarda gözelerden sular kaynattık.
35).Bunu yaptık ki hem çıkardığımız 
üründen hem de elleriyle yaptıklarından yesinler. Bunlar şükretmeyecek /görevlerini yerine getirmeyecekler mi?
36).Yerin bitirdiklerinden, kendilerinden ve 
bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah, her türlü eksiklikten uzaktır.
37).Gece de onlar için bir ayet /göstergedir. 
Ondan gündüzü sıyırıp çıkarırız da hemen karanlığa /aydınlık /beyaz geceye girerler.
38).Güneş, kendisi için belirlenen yerde 
(yörüngesinde) akıp gider. İşte bu, daima 
üstün ve bilgili olan Allah’ın belirlediği ölçüdür.
39).Ay’ı da kurumuş bir hurma salkımı sapı 
gibi olana kadar menzil menzil /evre evre ölçülendirdik.
40).Güneş, Ay’ı yakalayacak konumda 
değildir, gece de gündüzü geçemez. Onların her biri bir yörüngede yüzüp gider.
41).İnsan soyunu, dolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayet 
/göstergedir.
42).Onlara bunun gibi başka binekler de yarattık.
43).Gerek görürsek onları suda boğarız. Ne onlar için yardım isteyecek biri çıkar ne de kurtarılabilirler.
44).Ama katımızdan bir ikramda bulunmak ve belli bir süreye kadar yaşatmak için (kurtardıklarımız) başka.
45).Onlara: “Yapmakta olduğunuz ve 
geçmişte yaptığınız yanlışlardan sakının; belki ikram görürsünüz.” denildiğinde
46).Onlara ne zaman Rablerinin 
âyetlerinden bir ayet gelse mutlaka onunla aralarına mesafe koyarlar.
47). “Allah’ın size verdiği rızıktan hayra 
harcayın.” denildiğinde, kafirlik edenler, inanıp güvenmiş olanlara şöyle derler: “İstediği takdirde yiyeceğini Allah’ın vereceği kimselere biz mi yiyecek vereceğiz! Siz açık bir sapkınlık içindesiniz!”
48).Şöyle de derler: "Doğru sözlü kişilerseniz o vaat ne zaman 
gerçekleşecek?"
49)Aslında onlar, birbirleriyle çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak yüksek bir sesten başka bir şey beklemiyorlar.
50).O zaman kimseye bir tavsiyede bulunma imkanları olmaz, ailelerine de dönüp gidemezler.
51).Sûra üflenir, hemen mezarlarından 
kalkar ve hızlıca Rablerine doğru giderler.
52). “Vay halimize! Uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı? Demek ki Rahman’ın 
vaadettiği şey buymuş, elçiler doğru söylemiş!” derler.
53).O ses /sûrun sesi, tek bir yüksek sestir,
 onlar derhal toplanacak, huzurumuza çıkarılacaklar
54).O gün kimseye haksızlık yapılmayacak; 
sadece yaptığınızın karşılığı verilecek.
55).Cennet ahalisi, o gün bir takım uğraşlar 
içinde neşelenirler.
56).Kendileri ve eşleri, gölgelikler içinde koltuklara kurulurlar.
57).Orada onlar için meyveler ve istedikleri her şey vardır.

58).Bir de ikramı bol olan Rabbin tarafından
 
verilecek selam vardır.
59). “Ey suçlular, siz bugün ayrılın!”
60).Ey Âdemoğulları! Size şöyle bir sorumluluk yüklemedim mi: “Şeytana 
kulluk etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
61).Bana kulluk edin; dosdoğru yol budur.”
62).Şeytan gerçekten, içinizden pek çok 
nesli yoldan çıkardı, hiç aklınızı kullanmadınız mı?
63).İşte bu, tehdit edildiğiniz Cehennemdir.
64).Kafirlik etmenize karşılık bugün oraya girip kalın!
65).O gün onların ağızlarını mühürleriz, 
neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.
66). (Sapmalarını) Biz tercih etseydik elbette
gözlerini büsbütün yok ederdik. O zaman yolu bulmak için koşuşurlardı ama onu nasıl göreceklerdi ki!
67).Biz tercih etseydik onları elbette 
oldukları yerde başka bir varlığa dönüştürürdük. Artık ne ileri ne de geri gidebilirlerdi.
68).Kime uzun ömür verirsek yaratılışını 
tersine çeviririz. Bunlar akıllarını kullanmıyorlar mı?
69).Biz ona (Muhammed’e) şiir öğretmedik; zaten gerekmezdi de. Ona öğrettiğimiz, bir 
zikirden /akılda tutulması gereken doğru bilgiden ve apaçık olan Kur’ân’dan başka bir şey değildir.
70).Bu, hayatta olanları (Kur’an ile) 
uyarması, onu görmezlikten gelenlere de o sözün /cezalandırma sözünün hak olması içindir.
71).Elimizin eserlerinden olan en’am cinsi
hayvanları /koyun, keçi, sığır ve deveyi 
onlar için yarattığımızı görmediler mi? Onlar bu hayvanlara hâkim olurlar.
72).Bu hayvanları onlara boyun eğdirdik. Onlardan hem binekleri olur hem de onları yerler.
73).Onlarda kendileri için başka yararlar ve içecekler de vardır. Hâlâ görevlerini yerine getirmeyecekler mi?
74).Belki yardımlarını görürler diye Allah ile aralarına bir takım ilahlar koydular.
75).Oysa o ilahların onlara yardıma gücü yetmez. Ama onlar, ilahları için hazır askerdirler.
76).Onların sözleri seni üzmesin; biz neyi 
gizlediklerini ve neyi açığa vurduklarını biliyoruz.
77).İnsan, kendisini döllenmiş yumurtadan 
yarattığımızı görmedi mi? Bir de bakarsın ki o, açık bir hasım oluvermiş!
78).Kendisinin nasıl yaratıldığını unutarak 
bize örnek vermeye kalkar ve şöyle der: “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecekmiş!”
79).De ki: “Onları ilkin kim oluşturdu ise o diriltecek! O, her çeşit yaratmayı bilir.
80).O, sizin için yeşil ağaçlardan ateş 
oluşturandır; siz onunla (yakacaklarınızı) tutuşturursunuz.
81).Gökleri ve yeri yaratanın, o insanların 
dengini yaratmaya gücü yetmez mi? Elbette yeter! O, mükemmel yaratan 
ve her şeyi bilendir.
82).Bir şeyin olmasını irade ettiğinde yaptığı
 tek iş onun için ‘Ol!’ demesidir; sonra o şey oluşur.
83).Her şeyin yönetimi elinde olan Allah her
türlü eksiklikten uzaktır. Siz onun huzuruna çıkarılacaksınız.
 

Not:Bu bir davettir.Arapça bilmiyorsanız mealini başlangıçta iniş sırasına göre KURAN'ı anlayarak okuyun lütfen.Teşekkür ederim.



Hiç yorum yok: