45. TÂHÂ Suresi (İniş sırasına göre Kuran meali)

            45.  TÂH   Suresi
               İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...
1).Tâ-Hâ!
2).Biz bu Kur’an’ı sana, zora giresin diye indirmedik.
3).Ancak, (bizden) çekinene doğru bilgi olsun diye (indirdik).
4). (Kur’an) Yeri ve yüce gökleri yaratan (Allah) tarafından indirilmiştir.
5).Rahman /İyiliği sonsuz olan Allah, arşa /yönetim makamına kurulmuştur.
6).Göklerde, yerde, ikisinin arasında ve yer altında ne varsa hepsi O’nundur.
7).Sözü açıktan söylesen de (gizlesen de bil ki) O, sırları da daha gizli olanı da bilir.
8).Allah, kendisinden başka ilah 
olmayandır. En güzel isimler / özellikler O’na aittir.
9).Musa’nın hikayesi sana geldi değil mi!
10).O, (Tur Dağının eteklerinde) bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: “(Siz burada) kalın! Ben bir ateş farkettim. Belki ondan size bir kor getiririm ya da ateşin yanında yol gösterecek birini bulurum.”
11).Oraya varınca şöyle seslenildi: “Ey 
Musa!
12).Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar! Çünkü sen, kutsal Tuva Vadisi’ndesin.
13).Ben seni seçtim. Öyleyse (şimdi sana) vahyedileceklere kulak ver:
14).Şüphe yok ki ben, ben Allah’ım! Benden
 başka ilah yoktur. Öyleyse bana kulluk et ve beni zikir için namazı düzgün ve sürekli kıl!
15).Onu neredeyse gizleyecek gibi olsam da
 her nefse çaba gösterdiği şeylerin karşılığı verilsin diye, O Saat mutlaka gelecektir.
16).Ona inanmayan ve arzusuna uyan kişi sakın seni ondan (kıyamet saatine inanmaktan) engellemesin yoksa yıkılıp gidersin.
17). (Allah dedi ki:) “Sağ elindeki nedir, ey Musa?”
18). “O, değneğimdir.” dedi. “Ona dayanır, onunla koyun ve keçilerime yaprak silkelerim; başka işlerime de yarar.”
19).Allah, “Onu yere at, ey Musa!” dedi.
20).O da değneği hemen attı. Bir de ne görsün! Değnek bir yılan olmuş, hızla hareket ediyor!
21).Allah, “Al onu, korkma! Onu ilk haline çevireceğiz.” dedi
22). “Şimdi de elini koynuna sok. Bir başka mucize olarak elin lekesiz, bembeyaz bir şekilde çıksın.
23).Bunlar, en büyük mucizelerimizden bir kısmını sana gösterelim diyedir.
24).Haydi, Firavun’a git; o taşkınlık etti.”
25).Musa dedi ki: “Rabbim! Göğsümü ferahlat,
26).İşimi kolaylaştır,
27).Dilimdeki düğümü çöz.
28).Çöz de sözlerimi iyi anlasınlar.
29).Ailemden birini de bana yardımcı yap.
30).Kardeşim Harun’u.
31).Onunla benim gücümü artır.
32).Onu görevime ortak et.
33).Böylece sana çokça ibadet edelim.
34).Seni çokça zikredelim /emir ve 
yasaklarını çokça hatırlayalım.
35).Elbette Sen bizi daima görmektesin.”
36).Allah dedi ki: “Ey Musa! İstediklerin sana verildi.
37).Biz sana bir başka zaman da iyilik yapmıştık:
38).Bir gün annene şunu vahyetmiştik:
39). “Musa’yı sandığa koy da suya /Nil nehrine bırak. Nehir onu kıyıya atsın ki benim ve onun düşmanı olan biri onu alsın.”Gözümün önünde yetiştirilesin diye tarafımdan sana sevimlilik de vermiştim.
40).Kız kardeşin de orada dolaşıyor, “Onun 
bakımını üstlenecek birini size göstereyim mi?” diyordu. Böylece seni tekrar annene 
kavuşturduk ki gözü aydın olsun ve üzülmesin. (Bir gün) birini öldürmüştün de seni o tasadan da kurtarmıştık. Seni, çeşitli 
sıkıntılarla imtihan etmiştik. Bu sebeple yıllarca Medyen ahalisinin içinde kalmıştın. Sonra bir plan dâhilinde buraya geldin, ey Musa!
41).Seni kendim için özel olarak yetiştirdim.
42). (Şimdi) sen ve kardeşin, ayetlerimle/ mucizelerimle gidin. Benim zikrim konusunda ihmalkarlık etmeyin.
43).Haydi ikiniz Firavun’a gidin; o taşkınlık 
etti.
44).Ona yumuşak sözler söyleyin. Belki bilgilerini kullanır veya çekinir.”
45)Dediler ki: “Rabbimiz! Onun bize karşı 
ileri gitmesinden veya taşkınlık etmesinden korkuyoruz.”
46).(Allah,) “Korkmayın! Çünkü ben sizinle beraberim; (her daim) sizi duyuyor ve görüyorum.” dedi.
47).Ona varın da şöyle deyin: “Biz Rabbinin
elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle gönder, onlara azap etme! Sana Rabbinden ayet /mucize de getirdik. Selam /esenlik ve güvenlik, bu rehbere /kitaba uyan kimseyedir.
48).Bize şu vahyedildi: Azap, yalana sarılan ve (doğrulara) sırt çevirenleredir.”
49). (Firavun:) “Siz ikinizin Rabbi de kim Ey 
Musa?” dedi.
50).Musa: “Bizim Rabbimiz her şeye kendine has bir yapı veren, sonra da doğru yolu gösterendir.” dedi.
51).Firavun dedi ki: “Peki, ya önceki nesillerin hali ne olacak?”
52).Musa şöyle dedi: “Onların bilgisi 
Rabbimin katında bir kitaptadır. Benim Rabbim ne yanılır ne de unutur.
53).O, yeryüzünü sizin için bir beşik yapan, orada size yollar açan ve gökten su 
indirendir.” İşte biz o suyla (erkek-dişi) eşler halinde, çeşit çeşit bitkiler çıkardık.
54).Onlardan yiyin, en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve) cinsi hayvanları da otlatın. 
Yanlışlardan engelleyen bir akla sahip olanlar için bunda kesin ayetler /göstergeler vardır.
55).Sizi topraktan yarattık, oraya iade 
edeceğiz ve sizi (diriltip) bir kez daha oradan çıkaracağız.
56).Ayetlerimizin /mucizelerimizin tamamını Firavun’a gösterdik; ama o, yalana sarıldı ve direndi.
57).Dedi ki: “Ey Musa! Sihrinle bizi topraklarımızdan çıkarmak için mi geldin?
58).Kesinlikle biz de sana seninki gibi bir 
sihir getireceğiz. Şimdi aramızda, uygun bir 
yerde, senin de bizim de karşı çıkmayacağımız bir buluşma zamanı belirle."
59).Musa dedi ki: “İstediğiniz buluşma, 
süslenme günü, insanların toplanacağı kuşluk vakti olsun.”
60).Firavun döndü, oyunlarını (getiren sihirbazları) bir araya topladı ve sonra (buluşma yerine) geldi.
61).Musa onlara dedi ki: “Yazık size! Sakın 
bir yalanı Allah’a mâl etmeyin; yoksa Allah, bir azap ile kökünüzü kazır. Allah’a iftira edenlerin hayalleri kesinlikle boşa çıkar.”
62).Gizlice fısıldaşarak ne yapacaklarını aralarında tartıştılar.
63).(Firavun ve adamları sihirbazlara) dediler ki: “Bu ikisi (Musa ile Harun) kesinlikle sihirbazdır. Sizi sihirleriyle topraklarınızdan çıkarmak ve örnek düzeninizi ortadan kaldırmak istiyorlar.
64).Haydi oyunlarınızı birleştirin ve tek saf 
olun. Bugün üstün gelen umduğuna kavuşacaktır.”
65). (Sihirbazlar:) “Musa! (Değneğini) Sen 
mi atarsın, yoksa ilk atan biz mi olalım?” dediler.
66).Musa dedi ki: “Hayır, siz atın!” Sihirlerinden dolayı birdenbire ipleri ve değnekleri Musa’ya, koşuyor gibi göründü.
67).Musa birden, içinde bir korku hissetti.
68).Ona: “Korkma, üstün gelecek olan sensin!” dedik.
69). “Sağ elindeki değneği at da onların ustaca yaptıklarını yalayıp yutsun! Onların yaptıkları sadece bir sihirbaz oyunudur. Sihirbaz ne yaparsa yapsın umduğuna kavuşamaz.”
70). (Yaptıklarının yutulduğunu gören) Sihirbazlar bir anda kendilerini secdede 
buldular. “Biz Harun’un ve Musa’nın Rabbine inandık.” dediler.
71).Firavun: “Ben izin vermeden ona 
inandınız, öyle mi! Demek ki size sihri öğreten büyüğünüz oymuş. Öyleyse ben de ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabının daha güçlü ve daha kalıcı olduğunu kesinlikle öğreneceksiniz.”
72).Dediler ki: “Seni, bize gelen bu apaçık mucizelere ve bizi bölünme kanununa göre 
yaratana asla tercih etmeyeceğiz. Elinden geleni yap. Sen yapacağını sadece bu dünya hayatında yapabilirsin.
73).Biz Rabbimize inanıp güvendik ki hatalarımızı ve yapmaya zorladığın bu sihirden dolayı bizi bağışlasın. Allah /O’nun vereceği mükafat daha iyi ve daha kalıcıdır.”
74).Kim Rabbinin huzuruna suçlu olarak 
gelirse ona cehennem (azabı) vardır. Orada ne ölür ne de yaşar.
75).Her kim de O’nun huzuruna, iyi işler 
yapmış bir mümin olarak gelirse işte onlara yüksek dereceler vardır;
76).Ölümsüz olarak kalacakları, içlerinden 
ırmaklar akan Adn cennetleri… İşte bu, kendini arındırıp geliştirenlerin alacakları karşılıktır.
77).Musa’ya şöyle vahyettik: “Kullarımı 
(geceleyin) tepeye doğru çıkar! Sonra, yakalanmaktan korkmadan ve çekinmeden onlar için denizde kupkuru bir yol aç. ”
78). (Musa yola çıkınca) Firavun, ordularıyla
birlikte peşlerine düştü. Fakat deniz üstlerine kapanıp onları içine aldı.
79).Firavun, halkını saptırmış ve doğru yolu göstermemişti.
80).Ey İsrailoğulları! Biz sizi düşmanınızdan kurtarmış, Tûr’un /Sina Dağı’nın sağ 
yanında sizinle sözleşmiş, üzerinize men /ekmek ile bıldırcın indirmiştik.
81).Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin. Sakın bu hususta taşkınlık etmeyin; yoksa öfkem üzerinize çöker. Her kimin üzerine öfkem çökerse o kesinlikle yıkılıp gider.
82).Fakat şu da kesin ki tövbe eden /dönüş 
yapan, inanıp güvenen, iyi işler yapan ve bundan sonra da doğru yolda gideni ben 
mutlaka bağışlarım.
83). (Allah Tûr’da /Sina Dağı’nda Musa’ya 
şöyle dedi:) “Ey Musa! Seni vaktinden önce halkından ayırıp buraya getiren nedir?”
84). (Musa:) “Onlar benim izimdeler. Ben de sen hoşnut olasın diye huzuruna erken geldim Rabbim!” dedi.
85).Allah dedi ki: “Ama biz senden sonra 
halkını ağır bir imtihana soktuk. Sâmirî /o Sâmiralı onları saptırdı.”
86).Musa öfkeli ve üzüntülü bir şekilde 
halkına döndü. Dedi ki: “Ey halkım! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizin öfkesinin üzerinize çökmesini istediniz de onun için mi bana olan vaadinizden caydınız?”
87).Dediler ki: “Biz sana olan vaadimizden kendiliğimizden caymadık. Üzerimize 
(Mısırlı) halktan kalan ziynet eşyaları yüklendi, Onları (eritmek için ateşe) attık. Sâmirî de aynı şekilde attı.”
88).Böylece (Sâmirî) onlara böğürebilen bir boğa heykeli çıkardı. (Sâmirî ve taraftarları) 
“Bu sizin ilahınızdır, Musa’nın da ilahıdır ama o, unuttu.” dediler.
89).Onun kendilerine tek bir sözle olsun 
karşılık veremediğini, onlara zarar vermeye de fayda sağlamaya da gücünün yetmediğini görmüyorlar mıydı?
90).Harun onlara daha önce şöyle demişti:
“Ey halkım! Bununla sadece ağır bir 
imtihandan geçiriliyorsunuz. Sizin Rabbiniz, Rahman’dır /iyiliği sonsuz olandır. Artık siz bana uyun ve emrime itaat edin.”
91).Onlar ise “Musa bize dönüp gelene 
kadar onun (boğa heykelinin) karşısında saygıyla durmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.” demişlerdi.
92).Musa (dönünce) dedi ki: “Ey Harun! 
Onların saptığını gördüğünde sana engel olan neydi,
93).Bana uymamana yol açan engel?
 Emrime karşı mı geldin?”
94).Harun dedi ki: “Ey anamın oğlu! Saçıma sakalıma yapışma! Ben senin ‘İsrailoğullarını böldün; sözümü de dinlemedin’ demenden çekindim.”
95).Musa, Sâmirî’ye: “Ey Sâmirî! Senin 
amacın ne idi?” dedi.
96).Sâmirî dedi ki: “Ben onların göremediklerini görmüş de Resul’ün (senin) yoluna iyice yapışmıştım. Sonra onu bıraktım. Canım böyle istedi.”
97).Musa: “Defol!” dedi. “Artık bu hayatta 
sana düşen: 'Kimse kimseye dokunmasın!' demendir. Sana (ve senin gibilere ahirette gerçekleşecek) bir tehdit var ki ondan asla vazgeçilmeyecek. Şimdi, karşısında saygıyla durmaya devam ettiğin ilahına bak! Onu, kesinlikle yakıp eritecek, sonra un ufak edip denize savuracağız.
98).Sizin ilahınız ancak, kendinden başka 
ilah olmayan Allah’tır. O, bilgisiyle her şeyi kuşatmıştır.”
99).İşte böylece eskilerin haberlerinden bir 
kısmını sana tam olarak anlatıyoruz. Biz sana katımızdan bir zikir /kitap verdik.
100).Her kim onunla (o zikir ile) arasına 
mesafe koyarsa kıyamet /mezardan kalkış günü ağır bir günah yüklenecek,
101).Yüklerinin altında ölümsüz olarak kalacaklardır. Kıyamet günündeki yükleri ne de kötüdür!
102). (Bunlar) Sûra üflendiği gün olacaktır. O gün suçluları
gözleri donuklaşmış bir halde toplayacağız.
103).Kendi aralarında “Dünyada yalnızca on
gün kaldınız.” diye sessiz sessiz konuşurlar.
104).Kendilerince görüşü en isabetli olanı “(Hayır!) Sadece bir gün kaldınız.” derken onların ne konuştuklarını en iyi biz biliriz.
105).Sana dağları soruyorlar. De ki: 
“Rabbim onları un ufak edip savuracak,
106).Yerlerini bomboş ve dümdüz bırakacak,
107).Orada herhangi bir çukur da tümsek de göremeyeceksin!”
108).O gün, kendilerini çağırana hiçbir 
tarafa sapmadan uyacaklar. Sesler Rahman 
için kısılmış olacak, fısıltıdan başka bir şey duyamayacaksın.
109).O gün şefaat, Rahman’ın onay verdiği ve lehine söz söylenmesine razı olduğu kişilerden başkasına fayda sağlamayacak.
110).Allah, onların önlerinde olan ve 
arkalarında kalan ne varsa hepsini bilir. Ama onlar bilgileriyle Allah’ı kavrayamazlar.
111).Bütün başlar, daima diri ve her şeyi 
gözetimi altında tutan Allah için saygıyla eğilmiş, yanlışları yüklenenlerin hayalleri ise boşa çıkmıştır.
112).İnanıp güvenerek iyi işler yapan, 
(mahşer günü) haksızlığa uğramaktan da mükafatının eksiltilmesinden de korkmaz.
113).Böylece bunu /Kur’an’ı, Arapça 
kur'ânlar /ayet kümeleri halinde indirdik. Tehditleri de onun içinde, değişik biçimlerde anlattık ki yanlışlardan sakınsınlar ya da Kur’an onlar için bir bilgi oluştursun.
114).Gerçek hükümdar olan Allah pek yücedir. (Ey Muhammed!) Kur'an’ın /ilgili 
ayet kümelerinin sana vahyedilmesi tamamlanmadan (hüküm vermekte) acele etme ve “Rabbim, ilmimi artır!” de.
115).Daha önce Âdem’e bir emir vermiştik 
ama onu aklından çıkardı. Onda bir kararlılık görmedik.
116).Bir gün meleklere “Âdem’e secde edin 
/onun karşısında saygıyla eğilin!” dedik; İblis hariç hemen secde ettiler ama İblis direndi.
117).Dedik ki: “Ey Âdem! Bu sana da eşine 
de düşmandır. Sakın sizi bu bahçeden çıkarmasın yoksa sıkıntıya girersin.
118).Burada ne açlık çekersin ne de çıplak kalırsın.
119).Burada susuzluk çekmez, güneş 
altında da kalmazsın.”
120).Sonra Şeytan ona fısıldadı. “Bak 
Âdem! Sana ölümsüzlük ağacını ve yıpranmayacak bir saltanatı göstereyim mi?” dedi.
121).İkisi de o ağaçtan yediler, bunun üzerine tüm bedenleri kendilerine göründü. Bahçenin yapraklarını üst üste koyup örtünmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan
etti ve yanlış kurgulara kapıldı.
122).Sonra Rabbi onu tekrar seçti, tövbesini
 /dönüşünü kabul etti ve doğru yolu gösterdi
123). (Allah, Âdem ile Havvâ’ya) dedi ki: “Biriniz diğerine düşman olarak birlikte oradan inin! Tarafımdan bir rehber /Kitap gelir de kim rehberime uyarsa ne yanlış yola girer ne de mutsuz olur.”
124).Kim de zikrimden /Kitabımdan yüz 
çevirirse sıkıntılı bir hayatı olur. Onu kıyamet /mezardan kalkış günü mahşer yerine kör olarak getiririz.”
125). “Rabbim, beni mahşer yerine neden 
kör olarak getirdin? Halbuki ben gören biriydim” der.
126).Allah der ki: “Öyle ama ayetlerimiz sana geldi, sen de onları unuttun /aklından çıkardın. Bugün de sen, aynı şekilde unutulacaksın.”
127).Aşırı giden ve Rabbinin ayetlerine güvenmeyenleri işte böyle cezalandırırız. 
Şüphesiz ki ahiretteki azap en çetin ve en kalıcı olandır.
128).Kendilerinden önce nice nesilleri yok etmiş olmamız, onları yola getirmedi mi? Üstelik bunlar, onların yaşadığı yerlerde dolaşmaktadır. Yanlışlardan engelleyen bir akla sahip olanlar için bunda ayetler /göstergeler vardır.
129).Rabbin tarafından evvelce verilmiş bir 
söz ve belirlenmiş bir ecel olmasaydı gereken mutlaka yapılırdı.
130).Onların söylediklerine sabret 
/duruşunu bozma. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de her şeyi güzel yapmasına karşılık Rabbine ibadet et. Gece saatlerinde ve gündüzün bölümlerinde de ibadet et ki memnun kalasın.
131).İmtihan edelim diye, onlardan bazı 
kesimleri kat kat yararlandırdığımız dünya hayatının süslerine gözünü dikme. Rabbinin verdiği rızık daha hayırlı ve kalıcıdır.
132).Ailene namazı emret, sen de onu 
sebatla kıl. Senden bir rızık istemeyiz, sana rızık veren biziz. Mutlu son, kendini yanlışlardan koruyan içindir.
133).Dediler ki: “Bize Rabbinden bir mucize 
getirseydi ya?” Önceki kitaplarda olanların açık belgesi (Kur’an) onlara gelmedi mi?
134).Kur’an gelmeden önce onları bir azap 
ile yok etseydik, derlerdi ki: “Rabbimiz! Böyle rezil hale düşüp sürünmeden önce keşke bize bir elçi gönderseydin de senin ayetlerine uysaydık.”
135).De ki: “Herkes beklemektedir, siz de 
bekleyin. Yolu düzgün olanların kimler olduğunu, kimlerin doğru yola geldiğini yakında öğreneceksiniz.”

Not:ALAH'ın insanların bilmesi gereken bütün bilgileri paylaştığı KURAN'ı, başlangıçta iniş sırasına göre, arapça bilmiyorsanız mealini anlayarak okuyun lütfen.Teşekkür ederim.












Hiç yorum yok: