İyiliği sonsuz,
ikramı bol Allah’ın adıyla...
1).Elif-Lâm-Râ! Bu (Kur’ân); daima doğru hükümler veren ve her şeyin iç yüzünü
1).Elif-Lâm-Râ! Bu (Kur’ân); daima doğru hükümler veren ve her şeyin iç yüzünü
2).(Açıklamayı
Allah’ın yapması) Allah’tan başkasına kulluk etmemeniz içindir. (Ey
3).Bir de
Rabbinizden bağışlanma dileyin ve aynı zamanda O’na tövbe edin /dönüş
yapın ki
belirlenmiş ecelinize kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve fazladan
iyilik yapan herkese, yaptığının fazlasını da versin. Eğer yüz çevirecek
olursanız ben gerçekten o büyük günün azabına uğramanızdan korkarım.
huzurudur. O, her şeye bir ölçü koyandır.
5).Dikkat
edin! Onlar (inanmayanlar), O’ndan (Allah’tan) saklanmak için iki
büklüm
olurlar. Yine dikkat edin ki giysilerine büründükleri zaman bile neyi
gizlediklerini ve neyi açığa vurduklarını Allah bilir. O, sinelerde olanı da
bilendir.
6).Yeryüzünde
rızkı Allah'a ait olmayan tek bir hareketli canlı yoktur. Allah, onun ömür
boyu
bulunduğu yerleri de hayata veda edeceği yeri de bilir. Bunların hepsinin
apaçık yazılı bir kaydı vardır.
7).O,
gökleri ve yeri altı günde yaratmış
olandır. O sırada Arş’ı /yönetim merkezi
suyun üstündeydi. Onları yaratması, hanginiz daha iyi davranacak diye sizi
zorlu bir imtihandan geçirmesi içindir. Onlara “Öldükten sonra tekrar
diriltileceksiniz.”
8).Onlara
vereceğimiz azabı belli bir süre ertelesek kesinlikle şöyle derler: “Onu tutan
ne ki!” Dikkat edin! Azap geldiği gün onlardan uzaklaştırılacak değildir.
Hafife aldıkları şey onları kuşatacaktır.
9).İnsana
tarafımızdan bir ikram tattırsak ve
10).Çektiği
darlıktan sonra bir bolluk
tattırsak bu defa da kesinlikle: “Bütün kötülükler
benden gitti.” der. Artık o tam bir şımarık ve böbürlenen biri olur çıkar.
11).Ama
sabırlı davrananlar /duruşunu
12).“Ona bir
hazine indirilseydi veya
beraberinde bir melek gelseydi ya!” demeleri yüzünden
sana yapılan vahyin bir kısmını neredeyse terk edeceksin! Bu da senin göğsünü
daraltıyor. Halbuki sen sadece bir uyarıcısın. Allah, her
şeye vekildir
/dayanak olandır.
13).Yoksa “onu
(Kur’an’ı), o uydurdu” mu diyorlar? Onlara de ki: “Eğer doğru sözlü
kimselerseniz Allah’tan başka çağırabileceğiniz herkesi çağırın da onun dengi
uydurulmuş on sure getirin!”
14).Eğer
size olumlu cevap vermezlerse şunu bilin ki Kur'an Allah'ın ilmiyle
15).Her kim
dünya hayatını ve süsünü
isterse onlara orada işlerinin karşılığını tam olarak
veririz. Orada onlardan bir kesinti de yapılmaz.
16).İşte
onlar ahirette o ateşten başka bir şeyleri olmayacak olan kimselerdir.
17).Onlar,
Rabbinden bir şahidin (resulun)
bağlantılarıyla birlikte okuduğu, Rabbine ait
açık belgeye (Kur’ân’a) uyan kimse gibi olur mu! Ondan önce bir önder ve ikram
olarak
Musa’nın kitabı vardı. İşte onlar (Musa’nın kitabına inananlar) ona da
inanırlar. Bu gruplardan kim onu (Kur’an’ı) görmezlikten
gelirse ona vaad
edilen, ateştir. Sen, ondan (Kur’an’dan) dolayı tereddüde düşme. Çünkü o,
Rabbinden gelen bir gerçektir; ama insanların çoğu inanıp güvenmezler
18).Bir
yalanı Allah’a mâl edenden daha büyük yanlış yapan kişi kimdir? Onlar
Rablerine
arz edilecekler ve şahitler şöyle diyeceklerdir: “İşte bunlar, Rablerine karşı
sürekli yalan söyleyenlerdir.” Bilin ki Allah’ın laneti /dışlaması bu yanlışa
dalanlaradır.
19).Onlar,
ahireti görmezlikten gelerek Allah’ın yolundan engelleyen ve o yolda
20).Onlar
yeryüzünde (Allah’ı) aciz
bırakacak değillerdir. Onların Allah ile aralarına
girecek velileri / bir yakınları da olmayacaktır. O azap onlar için ikiye
katlanacaktır. Onlar (gerçekleri) dinlemeye tahammül edemiyor, basiretlerini de
kullanmıyorlardı.
21).Onlar
kendilerini hüsrana uğratmış kimselerdir. Uydurdukları (ortaklar) da onlardan
uzaklaşmış olur.
22).Şüphesiz ahirette en çok kaybedenler de onlar olacaktır.
22).Şüphesiz ahirette en çok kaybedenler de onlar olacaktır.
23).İnanıp
güvenmiş, iyi işler yapmış ve Rablerine alçak gönüllülükle yönelmiş
24).O iki
tarafın örneği, kör ve sağırlarla
gören ve dinleyenler gibidir. Bunlar hiç aynı
olabilir mi? Aklınızda tutmanız gereken doğru bilgiyi kullanmayacak mısınız?
25).Biz Nuh’u
kendi halkına elçi olarak
26).Allah’tan
başkasına kulluk etmeyesiniz diye (uyarıyorum). Ben, size acıklı bir günün
azabının gelmesinden korkuyorum.”
27).Halkının, kafirlik eden ileri gelenleri dediler ki: “Bize göre sen sadece bizim gibi
27).Halkının, kafirlik eden ileri gelenleri dediler ki: “Bize göre sen sadece bizim gibi
bir
beşersin. Sana, sadece alt tabakamızın hiç düşünmeden uyduğunu görüyoruz. Sizin
bizden üstün bir yanınızı da göremiyoruz. Aslında biz sizin yalancı olduğunuzu
düşünüyoruz.”
28).Nuh dedi
ki: “Ey halkım, hiç
düşündünüz mü? Ben Rabbimden gelen açık bir belgeye
dayanmışsam ve O bana katından bir ikram vermiş de o size gizli kalmışsa! Siz
istemediğiniz halde sizi ona (inanmaya) zorlayabilir miyiz?
29).Ey
halkım! Bu iş için sizden bir mal
istemiyorum. Benim ücretim sadece Allah'a
aittir. Ben inanıp güvenenleri kovacak da değilim. Onlar Rablerinin huzuruna
varacaklardır. Fakat ben sizi, cahillik eden bir halk olarak görüyorum.
30).Ey
halkım! Onları kovacak olursam
31).Ben
size: “‘Allah'ın hazineleri yanımdadır’ demiyorum. Gaybı
/algılanamayanı
bilmem. Size, ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Gözlerinizin değersiz gördüğü
kimseler için ‘Allah bunlara asla iyilik etmez!’ de demiyorum. Onların
içlerinde olanı en iyi bilen Allah’tır. O zaman ben kesinlikle yanlışa
dalanlardan biri olurum.”
32).Dediler
ki: “Ey Nuh! Sen gerçekten
bizimle mücadele ettin, mücadeleyi de çok uzattın!
Eğer doğru sözlü kimselerden isen haydi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir!”
33).Nuh dedi
ki: Gerek görmesi halinde o azabı başınıza getirecek olan sadece
34).Ben ne
kadar sizin iyiliğinizi istesem de -Allah (yaptığınız yanlışlardan dolayı) sizi
yanlış kurgulara daldırmayı istiyorsa benim iyiliğinizi istememin size bir
faydası olmaz. O sizin Rabbinizdir. Onun huzuruna çıkarılacaksınız.”
35).Yoksa “Onu (Kur’an’ı) Muhammed uydurdu.” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu
35).Yoksa “Onu (Kur’an’ı) Muhammed uydurdu.” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu
36).Nuh’a şu
vahyedildi: “Halkından (şu ana kadar) inanmış olanlar dışında artık hiç
37).Gözetimimiz
altında ve vahyimize göre
gemiyi inşa et. Yanlışlara dalmış olanlar hakkında da
bana bir şey söyleme! Çünkü onlar boğulacaklar.”
38).Nuh
gemiyi inşa ediyor; halkının ileri
gelenleri ise yanından her geçtiklerinde
onunla alay ediyordu. O da şöyle diyordu: “Şimdi siz bizimle alay ediyorsunuz,
biz de sizinle tıpkı sizin alay ettiğiniz gibi alay edeceğiz.
39).Rezil
edici azabın kime geleceğini ve kalıcı azabın kime ineceğini ileride
öğreneceksiniz.”
40).Sonunda emrimiz gelip sular yerden
40).Sonunda emrimiz gelip sular yerden
“Her türden
(erkek-dişi) iki eşi, -önceden aleyhine karar verilmiş kişi hariç- aileni ve
inanıp güvenenleri gemiye bindir.” Onunla beraber pek az kişi inanmıştı.
41).Nuh dedi
ki: “Haydi gemiye binin. Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah’ın
42).Gemi,
dağlar gibi dalgaların içinde,
bizimle birlikte sen de bin, kafirlerle
beraber olma!”
43).Dedi ki:
“Beni sudan koruyacak bir dağa
ikramda bulunduğu kişiler dışında kalanları onun helak emrinden koruyacak bir
şey
44).“Ey yer!
Suyunu yut! Ey gök suyunu tut!” denildi. Sular çekildi, iş tamamlandı,
45).Nuh,
Rabbine seslendi ve dedi ki: “Rabbim, oğlum benim ailemdendi; senin
46).Allah
dedi ki: “Ey Nuh! O, senin ailenden değildir. O, uygunsuz bir işin
ürünüdür. Bu
yüzden aslını bilmediğin şeyi bana sorma! Kendini bilmezlerden biri olmayasın
diye sana öğüt veriyorum.”
47).Nuh dedi
ki: “Rabbim! Hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi sana sormuş
48).“Ey Nuh,
sana ve senin beraberindekilerden oluşacak toplumlara
katımızdan esenlik ve
bereketlerle in! İçlerinden öyle toplumlar da çıkacak ki onları önce
nimetlerden yararlandıracağız, sonra katımızdan acıklı bir azap onları
çarpacaktır.” denildi.
49).İşte
bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberleridir. Bundan önce bunları ne sen
50).Âd
kavmine de kardeşleri Hud’u gönderdik. Dedi ki: “Ey halkım! Allah’a
51).“Ey
halkım! Bu iş için sizden bir ücret
52).“Ey
halkım! Rabbinizden bağışlanma dileyin ve aynı zamanda O’na tövbe edin
/dönüş
yapın ki O da size gökten bol bol yağmur göndersin, gücünüze güç katsın.
Suçluluk duygusu içinde (benden) yüz çevirmeyin.”
53).Dediler
ki: “Ey Hud! Bize açık bir belge
54).Sana
diyeceğimiz sadece şudur: “İlahlarımızdan bazıları seni fena çarpmış.” Hud dedi
ki: “Ben Allah’ı şahit tutuyorum, siz de şahit olun ki ben ortak
koştuklarınızdan tamamen uzağım,
55).Allah ile aranıza koyduklarınızdan…
55).Allah ile aranıza koyduklarınızdan…
56).Ben,
benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a güvenip dayandım. O’nun
kontrolü altında olmayan hareketli tek bir canlı yoktur. Benim Rabbim doğru yol
üzerindedir (yanlış bir şey yapmaz).
57).Eğer yüz çevirirseniz (bilin ki) ben bir
57).Eğer yüz çevirirseniz (bilin ki) ben bir
elçi olarak, benimle size gönderileni (Allah’ın
Kitabını) size tebliğ ettim /bildirdim. Rabbim (dilerse) sizin yerinize başka
bir topluluk getirir. Siz O’na /Rabbime hiçbir zarar da veremezsiniz. Şüphesiz
Rabbim her şeyin
58).Emrimiz
gelince Hud’u ve onunla
beraber iman edenleri, bizden bir iyilik ve ikram
olarak kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık.
59).İşte Âd
kavmi… Rablerinin ayetlerini
bile bile inkâr ettiler, O’nun elçilerine karşı
geldiler ve nerede bir inatçı zorba varsa ona uydular.
60).Bu
dünyada dışlanmışlık yakalarını
bırakmadı, kıyamet /mezardan kalkış gününde de
öyle olacak. Dikkat edin! Âd halkı Rablerini görmezlikten geldiler. Dikkat
edin! Hud’un halkı Âd (Allah’ın rahmetinden) uzak olup gitti!
61).Semûd’a
da kardeşleri Salih’i gönderdik. “Ey halkım!” dedi; “Allah’a
kulluk edin! Sizin
O’ndan başka ilahınız yoktur. O, sizi yeryüzünden /topraktan oluşturup
geliştirdi ve orada ömür sürmenizi istedi. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin ve
aynı zamanda O’na tövbe edin /dönüş yapın. Çünkü benim Rabbim
62).Dediler
ki: “Ey Salih! Sen daha önce aramızda ümit beslenen biriydin. Şimdi kalkmış,
atalarımızın kulluk ettiğine kulluk
etmemizi mi yasaklıyorsun? Biz senin bizi
davet ettiğin şey konusunda tam bir ikilemde bırakan şüphe içindeyiz.”
63).Salih
dedi ki: “Ey halkım! Hiç
düşündünüz mü: Eğer ben Rabbimden gelen açık bir
belgeye dayanıyorsam ve O bana katından bir ikram (nebilik) vermişse O’na isyan
edersem Allah’a karşı kim bana yardım eder? Öyle bir durumda siz benim ancak
zararımı artırırsınız.
64).Ey halkım!
İşte size bir ayet / mucize olarak Allah’ın dişi devesi! Onu rahat
bırakın,
Allah’ın toprağında otlasın. Sakın ona kötülük etmeyin; yoksa sizi ardından
gelecek olan bir azap yakalar.”
65).Fakat
onlar deveyi ayaklarını keserek öldürdüler. Bunun üzerine Salih dedi ki: “Üç
66).(Azapla
ilgili) Emrimiz gelince Salih’i ve onunla beraber inanıp güvenenleri, bizden
67).Yanlışa
dalanları o yüksek ses yakaladı
68).Sanki
orada hiç refah içinde yaşamamışlardı. Dikkat edin! Semûd halkı, Rablerini
görmezlikte direndi. Dikkat edin! Semud (halkı Allah’ın rahmetinden) uzak olup
gitti!
69).Elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjde
69).Elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjde
getirmişlerdi: “Selam!” dediler. İbrahim “Size de
selam olsun.” dedi. Fazla beklemeden kızartılmış bir buzağı getirdi.
70).Ona
(buzağıya) el sürmediklerini görünce onları anlayamadı ve içine bir
71).(O
sırada) Eşi ayakta duruyordu, hemen
72).“Vay başıma
gelenler!” dedi. “Ben
73).(Elçiler)
Dediler ki: “(Ey kadın!) Sen Allah’ın işine mi şaşıyorsun? Ey hane halkı,
Allah’ın ikramı ve bereketi sizin
74).İbrahim’in
korkusu geçip kendisine o
75).Çünkü
İbrahim pek yumuşak huylu, içli ve daima Allah’a yönelmiş biriydi.
76).(Elçiler dediler ki:) “İbrahim! Bundan vazgeç. Artık Rabbinin emri gelmiştir.
76).(Elçiler dediler ki:) “İbrahim! Bundan vazgeç. Artık Rabbinin emri gelmiştir.
77).Elçilerimiz
Lût’un yanına (erkek
kılığında) geldiklerinde Lût, onlar sebebiyle kötüleşti ve
onların yüzünden içi daraldı. “Bu, çok zor bir gün!” dedi.
78).Halkı
ona koşarak geldi. Onlar daha
yapıyorlardı. Dedi ki: “Ey halkım! İşte kızlarım… Sizin için temiz olan
onlardır (onlarla evlenin). Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının beni
misafirlerimin önünde rezil etmeyin. İçinizde aklı başında bir adam yok mu?”
79).Onlar da
“Çok iyi biliyorsun ki bizim,
80).(Lut:)
“Keşke sizi engelleyecek bir
81).Misafirler
dedi ki: “Ey Lut! Biz Rabbinin
elçileriyiz. Onlar sana asla ilişemeyecekler.
Gecenin bir bölümünde -karın hariç- aileni en tepeye çıkar. İçinizden kimse
arkasına bakmasın. Onların başına gelecek olan karının da başına gelecektir.
Onlar için belirlenmiş azap zamanı, sabahtır. Sabah da yakın değil mi?”
82).Emrimiz
gelince oranın altını üstüne getirdik. Oraya, sıkıştırılmış çamurdan katılaşmış
taşlar yağdırdık;
83).Rabbinin katında işaretlenmiş taşlar… O taşlar, yanlışlara dalan bu kimselerden (Mekke halkından) uzakta değildir.
83).Rabbinin katında işaretlenmiş taşlar… O taşlar, yanlışlara dalan bu kimselerden (Mekke halkından) uzakta değildir.
84).Medyen’e
de kardeşleri Şuayb’ı
gönderdik. “Ey halkım!” dedi: “Allah’a kulluk edin; sizin
O’ndan başka ilahınız yoktur. Ölçekte ve tartıda eksiltme
yapmayın. Üstelik
maddi durumunuzun iyi olduğunu da görüyorum. Doğrusu ben sizi çepeçevre
kuşatacak bir günün azabından korkuyorum.
85).Ey
halkım! Ölçeği ve tartıyı hakka tam
uygun yapın. İnsanlara, mallarını ve
haklarını eksik vermeyin. Bozgunculuk yaparak ortalığı birbirine katmayın.
86).Eğer
inanıyorsanız sizin için hayırlı olan, Allah’ın size bıraktığı (helal
kazanç)dır. Ben sizin başınızda bekçi değilim.”
87).Dediler ki: “Ey Şuayb! Atalarımızın
87).Dediler ki: “Ey Şuayb! Atalarımızın
taptıklarını bırakmamızı, mallarımızı istediğimiz
gibi kullanmaktan vazgeçmemizi senin salâtın mı (sürekli arkasında olduğun şey
mi) sana emrediyor? Doğrusu sen gerçekten yumuşak huylu ve olgun bir kişisin!”
88).Şuayb
dedi ki: “Ey halkım! Hiç düşündünüz mü, ya ben Rabbimden gelen
açık bir belgeye
dayanıyorsam ve O beni kendi katından güzel bir rızık ile rızıklandırmışsa!
Size yasakladığım şeyleri size muhalefet olsun diye istiyor değilim. Ben
sadece, gücümün yettiği kadar iyileştirmek istiyorum. Başarılı olmam ancak
Allah’a bağlıdır. Ben sadece O’na güvenip dayandım. Ben, sadece O’na yönelirim.
89).Ey
halkım, bana karşı olmanız sizi günaha sokmasın! Yoksa başınıza Nuh’un
halkının, Hud’un halkının veya Salih’in halkının başına gelenler gelir. Lut
halkı da sizden pek uzak değildir.
90).Rabbinizden
bağışlanma dileyin ve aynı
91).Dediler ki:
“Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz. İyi biliyoruz ki sen
aramızda
zayıf birisin. Eğer mensup olduğun grup olmasaydı seni kesinlikle taşa
tutardık. Sen bizden güçlü ve şerefli de değilsin!”
92).Şuayb
dedi ki: “Ey halkım! Size göre benim mensup olduğum grup Allah’tan
daha mı
güçlü ve şerefli mi ki onu dikkate almayıp sırt çeviriyorsunuz? Benim Rabbim
yaptığınız her şeyi çepeçevre kuşatır.
93).Ey
halkım! Elinizden ne geliyorsa yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edecek
olan
azap kime gelecekmiş, yalancı kimmiş ileride öğreneceksiniz! Olacakları
gözleyin bakalım, sizinle beraber ben de gözlüyorum.”
94).Emrimiz
gelince Şuayb’ı ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir ikram
95).Sanki
orada hiç refah içinde yaşamamışlardı. Dikkat edin! Medyen halkı
96).Musa’yı
da ayetlerimizle
97).Firavun’a
ve ileri gelenlerine… Hepsi
98).O,
kıyamet /mezardan kalkış günü halkının önüne düşecek ve onları suya
99).Bu
dünyada dışlanmışlık yakalarını
bırakmadı, kıyamet /mezardan kalkış gününde de
öyle olacak. Onlara verilen bu armağan (!) ne kötü armağandır!
100).İşte
bunlar, o kentlerin
haberlerindendir. Bunları sana tam olarak anlatıyoruz.
Onlardan hâlâ kalıntıları olanlar da vardır, biçilmiş ekin gibi yok olanlar da.
101).Biz
onlara bir yanlış yapmadık ama onlar yanlışı kendilerine yaptılar. Rabbinin
emri gelince, Allah ile aralarına koyarak yardım istedikleri ilahları işlerine
yaramadı. Onlara katkıları, sadece zararlarını artırmak oldu.
102).Senin Rabbin, yanlışlar içine düşmüş
102).Senin Rabbin, yanlışlar içine düşmüş
103).Ahiret
azabından korkanlar için bunda elbette bir ayet / gösterge vardır. O gün
104).Biz
onu, sadece sayısı belirlenmiş bir süre için erteliyoruz.
105).Allah’ın izni olmadan kimsenin
105).Allah’ın izni olmadan kimsenin
106).Mutsuz
olanlar, o ateşte /cehennemde
107).Rabbin
farklı bir tercihte bulunmazsa onlar, gökler ve yer durdukça orada ölümsüz
olarak kalacaktır. Senin Rabbin irade ettiği her şeyi yapar.
108).Mutlu edilenler ise Cennet’te olacaktır. Rabbin farklı bir tercihte bulunmazsa onlar,
108).Mutlu edilenler ise Cennet’te olacaktır. Rabbin farklı bir tercihte bulunmazsa onlar,
109).Onların
kulluk ettikleri şeyler konusunda tereddüte düşme! Daha önce
ataları nasıl
kulluk etmişse bunlar da tıpkı onlar gibi kulluk ediyorlar. Biz bunların
paylarına düşeni, eksiltmeden tastamam veririz.
110).Musa’ya o
kitabı verdik; sonra o kitap hakkında ihtilafa düşüldü. Rabbinin daha
önce
verdiği bir sözü olmasaydı aralarında mutlaka hüküm verilirdi. Onlar o kitaptan
dolayı kendilerini ikilemde bırakan bir şüphe içinde idiler.
111).Rabbin
onların her birine, işlerinin
112).Sana
emredildiği gibi dosdoğru ol! Seninle beraber tövbe edenler /dönüş
113).Yanlışa
dalanlara meyletmeyin; yoksa
o ateş size de dokunur! Allah ile aranıza girecek
yakınlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz!
114).Namazı,
gündüzün iki bölümünde ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde düzgün
ve sürekli
kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, bilgisini kullananların
akıllarında tutmaları gereken doğru bilgidir.
115).Sen
sabırlı ol /duruşunu bozma! Allah
116).Sizden
önceki dönemlerde bilgi
birikimi olanlar o yerlerdeki bozulmalardan
sakındırsalardı olmaz mıydı? Kendilerini kurtardığımız az kimse dışında bunu
yapan olmadı. Yanlışa dalanlar, kendilerini şımartan şeylerin ardına düştüler
ve suçlular haline geldiler.
117).Düzeni
sağlayan bir halkı varken senin
118).Tercihi
(insanlara bırakmayıp) senin Rabbin yapsaydı elbette insanları (doğru
119).(Doğru
yola girdikleri için) Rabbinin ikramda bulundukları, bunun dışındadır.
İnsanları bunun için (özgür iradeleriyle farklı yollarda olabilmeleri için)
yaratmıştır. Rabbinin şu sözü kesinleşmiştir: “Cehennemi mutlaka
120).Elçilerin
haberlerinden gönlünü
(yaptığın görevde) sabitleyeceğimiz her şeyi sana tam
olarak anlatıyoruz. Bu anlatılanlarda sana onlarla ilgili tüm gerçekler,
müminler için bir öğüt ve akılda tutulması gereken doğru bilgiler geldi.
121).İnanmayanlara
de ki: “Elinizden ne geliyorsa yapın, biz de yapıyoruz!
122).Bekleyin, biz de bekliyoruz!”
122).Bekleyin, biz de bekliyoruz!”
123).Göklerin
ve yerin gaybını / gizlisini saklısını bilmek Allah’a özgüdür. Bütün işler
O’na
arz edilir. Öyleyse sen ona kulluk et ve O’na güvenip dayan. Senin Rabbin
yaptıklarınızdan habersiz değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder