Rahman Rahim olan ALLAH’ın adıyla
. İnsanlar, inandık demeleriyle
kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana
çekilmeyeceklerini mi sandılar!
kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana
çekilmeyeceklerini mi sandılar!
. Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla
denemişizdir. Allah, özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. Ve O,
yalancıları da elbette bilecektir.
. Allah'a kavuşmayı umanlara
gelince, şu bir gerçek ki, Allah'ın belirlediği vakit mutlaka
gelecektir. O, Semî'dir, Alîm'dir.
gelince, şu bir gerçek ki, Allah'ın belirlediği vakit mutlaka
. Ve kim didinir, gayret sarf ederse hiç kuşkusuz, kendi
benliği lehine gayret sarf etmiş olur. Gerçek olan şu ki, Allah,
âlemlere
muhtaç olmaktan uzak, mutlak bir Ganî'dir.
. İman edip hayra/barışa yönelik
hareketler sergileyenlere
gelince, biz onların çirkinliklerini elbette
ki örteceğiz! Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz!
ki örteceğiz! Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz!
. Biz insana, anne-babasına en
güzel bir biçimde davranmasını, şunu söyleyerek önerdik: "Eğer
onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyle bana ortak koşman için seninle çekişirlerse, o takdirde onlara itaat etme.
Yalnız banadır dönüşünüz. Nihayet, ben size yapıp-ettiğiniz şeylerin haberini bildireceğim."
güzel bir biçimde davranmasını, şunu söyleyerek önerdik: "Eğer
onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyle bana ortak koşman için seninle çekişirlerse, o takdirde onlara itaat etme.
Yalnız banadır dönüşünüz. Nihayet, ben size yapıp-ettiğiniz şeylerin haberini bildireceğim."
eylemler sergileyenlere gelince, biz onları elbette ki iyilik/barış
severler arasına koyacağız.
ki, "Allah'a inandık" der fakat Allah uğrunda bir eziyete
Ve eğer Rabbinden bir yardım gelirse kesinlikle şöyle diyeceklerdir:
"Biz sizinle beraberdik." Allah, âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu?
. İnkâr edenler, iman edenlere
dediler ki: "Bizim
yolumuzu izleyin, sizin günahlarınızı biz taşırız." Oysa onlar, iman
edenlerin günahlarından hiçbir şeyin taşıyıcısı değillerdir. Gerçek şu ki, onlar tamamen yalancıdırlar.
edenlerin günahlarından hiçbir şeyin taşıyıcısı değillerdir. Gerçek şu ki, onlar tamamen yalancıdırlar.
başkalarının yüklerini taşıyacaklar. Bunda kuşku yok. Kıyamet günü de iftira edip durdukları şeylerden zorlu bir sorguya mutlaka çekileceklerdir.
. İbrahim'i de
gönderdik. Toplumuna şöyle demişti: "Allah'a kulluk/ibadet edin, O'ndan sakının. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."
gönderdik. Toplumuna şöyle demişti: "Allah'a kulluk/ibadet edin, O'ndan sakının. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."
yalan/iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk/kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık
veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O'na kulluk edin, O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz."
sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen,
açık bir tebliğden başka şey değildir."
. Hiç görmediler mi, Allah, yaratmayı nasıl başlatıyor,
sonra onu tekrarlıyor/yeni baştan yapıyor. Kuşkusuz bu, Allah için çok
kolaydır.
yaratılışın nasıl başladığına bir bakın. İleride Allah öteki oluşmaya da vücut verecektir.
Allah, her şeye Kadîr'dir.
. Siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. Ve
sizin, Allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.
sizin, Allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.
. Allah'ın ayetlerini ve Allah'a varmayı inkâr edenler, işte
onlar, rahmetimden ümidi kesmişlerdir. Ve bunlar için acıklı bir azap
öngörülmüştür.
. Toplumunun İbrahim'e cevabı sadece şunu söylemeleri oldu:
"Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır.
"Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır.
sevgi oluşturmak için Allah'ın berisinden putlar edindiniz. Sonra, kıyamet gününde
birbirinizi tanımaz olacaksınız, bazınız bazınıza lanet edecek.
Hepinizin varacağı yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır."
. O'na Lût iman etti. Ve dedi: "Ben Rabbime hicret
edeceğim.
Kuşkusuz, O, mutlak Azîz, mutlak Hakîm'dir."
Kuşkusuz, O, mutlak Azîz, mutlak Hakîm'dir."
. Biz, İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Onun soyu
içine peygamberliği ve Kitap'ı
yerleştirdik ve onun ödülünü dünyada verdik.
Âhirette de o, elbette ki iyilik ve barış sevenler arasında olacaktır.
şöyle demişti o: "Öyle bir iğrençliğe bulaşıyorsunuz ki, sizden önce âlemlerden bir tek kişi bunu yapmamıştır."
kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah'ın azabını!"
getirdiklerinde şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular."
. İbrahim dedi: "Ama orada Lût
var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini
kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak."
var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini
yüzünden fenalaştı, eli-kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır."
. Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o
korkunç
sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler.
sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler.
. Âd'ı, Semûd'u da böyle yaptık.
Bu,onların yurtlarından /meskenlerinden açıkça belli
olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı.
olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı.
öyle yaptık. Yemin olsun, Mûsa onlara açık-seçik kanıtlarla geldiği halde, yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ama öne geçemezlerdi.
Bazılarını da boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar kendi benliklerine zulmediyorlardı.
edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki, dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!
. Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını/nasıl bir şey için çağrı yaptıklarını bilir. O'dur Azîz,
O'dur, Hakîm.
. Bunlar bizim, insanlara
vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.
vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.
. Allah gökleri de yeri de hak
olarak yaratmıştır. Kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır.
olarak yaratmıştır. Kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır.
. Kitap'tan sana vahyedileni
oku! Namazı/duayı yerine getir! Çünkü namaz/dua, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki, Allah'ın zikri/Kur'an'ı
oku! Namazı/duayı yerine getir! Çünkü namaz/dua, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki, Allah'ın zikri/Kur'an'ı
daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor.
. Ehlikitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla
mücadele etmeyin! Onların
zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."
zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."
. Kitap'ı sana işte böyle indirdik.
Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar içinden de ona inananlar vardır. Bizim ayetlerimize, gerçeği örtenlerden başkası kafa tutmaz.
Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar içinden de ona inananlar vardır. Bizim ayetlerimize, gerçeği örtenlerden başkası kafa tutmaz.
. Sen bundan önce herhangi bir
kitap okumuyordun; onu sağ
elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı bâtıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.
kitap okumuyordun; onu sağ
elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı bâtıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.
. Hayır, o, kendilerine ilim
verilenlerin göğüsleri içinde ayan-beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse inkâr etmez.
verilenlerin göğüsleri içinde ayan-beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse inkâr etmez.
. Dediler ki: "Ona Rabbinden
mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu."
mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu."
. Karşılarında okunup duran bir
kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
. De ki: "Sizinle benim aramda
tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir."
tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir."
. Azabı senden çarçabuk
istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok.
istiyorlar. Eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı. Fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir. Bunda kuşku yok.
. Gün olur, azap onları
tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der: "Tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi."
tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der: "Tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi."
. Ey benim iman eden kullarım! Hiç kuşkusuz, benim
yerkürem geniştir. O halde, yalnız bana kulluk/ibadet edin.
yerkürem geniştir. O halde, yalnız bana kulluk/ibadet edin.
. İman edip hayra ve barışa
yönelik işler yapanları,
altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli
kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli
kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
. Nice hayvanlar var, kendi
rızkını taşıyamaz.Allah onları da
rızıklandırıyor, sizi de. Semî'dir O, Alîm'dir.
rızkını taşıyamaz.Allah onları da
rızıklandırıyor, sizi de. Semî'dir O, Alîm'dir.
. Onlara "Gökleri ve yeri kim
yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim boyun eğdirdi?" diye sorarsan, mutlaka şöyle diyecekler: "Allah!" Peki nasıl döndürülüyorlar?
yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim boyun eğdirdi?" diye sorarsan, mutlaka şöyle diyecekler: "Allah!" Peki nasıl döndürülüyorlar?
. Onlara, "Gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı
ölümünden sonra canlandırdı?"
diye sorsan, mutlaka "Allah!"
derler. De ki: "Hamt Allah'adır.
Fakat onların çokları
akletmiyorlar."
diye sorsan, mutlaka "Allah!"
Fakat onların çokları
akletmiyorlar."
. Şu iğreti dünya hayatı, bir
eğlence ve oyundan başka şey
değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!
değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!
. Gemiye bindiklerinde, dini Allah'a özgüleyerek yalvarıp
yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkardığında, bir bakmışsın ortak koşuyorlar;
yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkardığında, bir bakmışsın ortak koşuyorlar;
. Görmediler mi ki, çevrelerinde
insanlar çarpılıp götürülürken
Harem'i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
insanlar çarpılıp götürülürken
Harem'i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
. Yalan düzüp Allah'a iftira eden,
yahut kendisine geldiği zaman hakkı yalanlayan kişiden daha
zalim kim vardır? Cehennemde değil midir
kâfirlerin barınağı?
yahut kendisine geldiği zaman hakkı yalanlayan kişiden daha
didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.
Not:ALLAH'ın biz insanlara gönderdiği, bu çok değerli kitabı başlangıçta iniş sırasına göre,anlayarak okuyalım.Teşekkür ederim.