Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...
. Hâ, Mîm.. O ayan-beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki,
. Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız.
. Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız.
. Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir,
. Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir.
. Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz.
. Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz.
. Tanrı yoktur O'ndan başka! Diriltir ve öldürür. Sizin de
Rabbinizdir O, önceki atalarınızın da Rabbidir,
. İş, onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.
. Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle
. Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle
. İnsanları kuşatıp sarar.
İnletici bir azaptır bu.
. "Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz
gerçekten müminleriz."
. Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun!"
. Biz azabı biraz kaldırırız; siz eski halinize tekrar dönersiniz.
. Gün gelir, en büyük vuruşla vururuz biz. Şu bir gerçek ki, intikam da alırız biz!
. Kudretimize yemin olsun ki, onlardan önce Firavun'un
kavmini de ince bir imtihana çektik de, asil ve onurlu bir resul geldi onlara.
. Şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları, bana gelin! Çünkü ben sizin için güvenilir bir resulüm."
. "Allah'a karşı ululuk taslamayın! Ben size apaçık bir kanıt
getirmekteyim.
getirmekteyim.
. "Ben, beni taşlamınızdan Rabbim ve Rabbinize sığındım."
. "Bana inanmadınızsa bari benden uzak durun!"
. Bunun üzerine, Allah buyurdu: "O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz."
. Geriye nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.
. Nice ekinler, nice seçkin makamlar.
. Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!
. Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler vermiştik.
. Şimdi, şunlar tutmuş diyorlar ki:
. "Eğer doğru sözlülerseniz, atalarımızı geri getirin!"
. Onlar mı hayırlı yoksa Tübba' halkıyla onlardan önce gelenler mi? Onları helâk ettik; çünkü onlar, suç işlemiş insanlardı.
. Hiç kuşkusuz, ayrım günü, hepsinin buluşma zamanıdır/buluşma yeridir.
. Bir gündür ki o, dostun dosta yararı olmaz. Onlara yardım da edilmez.
. Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir.
. Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir.
. Suçluların yemeğidir.
. Erimiş maden misali, karınlarda kaynar.
. Sıcak suyun kaynaması gibi...
. "Tutun onu, cehennemin tam ortasına götürün!"
. "Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün!"
. "İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey."
. Bahçelerde, pınar başlarında.
. İnce ipekten, parlak atlastan giymiş olarak, karşılıklı oturmaktadırlar.
. Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler.
. Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.
. Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.
. Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı.
. Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
. Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.
g. Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.