78-Hâkka Suresi
.El-Hâkka/geleceği kuşkusuz olan şey!
. Nedir o hâkka?
. O hâkkanın niteliğini sana bildiren nedir?
. Semûd ve Âd kâriayı/başa
çarpan olayı yalanlamıştı.
. Bunun üzerine Semûd, bir
doğal felaket ile helâk edildi.
. Âd ise gürleyen sesle gelen
rüzgârlı bir fırtınayla
mahvedildi.
. Onu, onların üzerine yedi gece-sekiz gün hiç ara
vermeden saldı. Topluluğu orada yerlere serilmiş görürsün. İçleri boşaltılmış hurma
kütükleri gibidirler.
. Onlardan geri kalan bir şey görüyor musun?
. Firavun da ondan öncekiler de altı üstüne gelmiş kentlerde aynı hataya vücut verdiler.
. Rablerinin resulüne isyan ettiler de O da onları, şiddeti arttıkça artan bir yakalayışla yakaladı.
. Su azıp köpürdüğünde, biz sizi o akıp gidende
taşıdık,
. Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.
. Sûra bir üfleyişle
üflendiğinde,
. Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça parça edildiğinde,
. İşte o gün, olması gereken olmuştur.
. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.
. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.
. O gün arz olunursunuz; hiçbir saklınız-gizliniz kalmaz.
. Öz kitabı sağından verilen:
"İşte kitabım, okuyun!" der.
. Yüksek bir bahçe içindedir.
. Devşirilmesi kolaydır onun.
. Geçmiş günlerde
sunduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için.
. Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!"
. "Hesabımın ne olduğunu hiç bilmemiş olsaydım."
. "Ah, ne olurdu, iş bitmiş olsaydı!"
. "Hiçbir işime yaramadı malım."
. "Sökülüp gitti benden saltanatım."
. "Tutun onu, derhal bağlayın onu!"
. "Sonra cehenneme sallayın onu!"
. "Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!"
. "Çünkü o, yüce Allah'a inanmıyordu."
. "Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu."
. "Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur."
. "Yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur."
. "Ki o atık suyu sadece günahkârlar yer."
. Hayır, sandıkları gibi değil!
Yemin ederim gördüklerinize,
.Vegörmediklerinize!
. Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.
. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz?
. Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz?
. Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.
. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,
. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.
. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.
. Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür.
. Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu
kesinlikle biliyoruz.
. Ve o, gerçeği örten
nankörler/inkârcılar için tam bir hasrettir.
. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.
. Hadi artık, yüce Rabbinin adını tespih et!
Not:Allah'ın biz insanlara gönderdiği, bilmemiz gereken tüm bilgileri paylaştığı Kuran'ı anlayarak okuyalım.Teşekkür ederim.
. O hâkkanın niteliğini sana bildiren nedir?
çarpan olayı yalanlamıştı.
. Bunun üzerine Semûd, bir
doğal felaket ile helâk edildi.
. Âd ise gürleyen sesle gelen
. Firavun da ondan öncekiler de altı üstüne gelmiş kentlerde aynı hataya vücut verdiler.
. Rablerinin resulüne isyan ettiler de O da onları, şiddeti arttıkça artan bir yakalayışla yakaladı.
. Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.
. Sûra bir üfleyişle
üflendiğinde,
. Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça parça edildiğinde,
. İşte o gün, olması gereken olmuştur.
. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.
. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.
. O gün arz olunursunuz; hiçbir saklınız-gizliniz kalmaz.
. Öz kitabı sağından verilen:
"İşte kitabım, okuyun!" der.
"Kendihesabıma kavuşacağımı sezmiştim
zaten."
. Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir. . Yüksek bir bahçe içindedir.
. Devşirilmesi kolaydır onun.
. Geçmiş günlerde
sunduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için.
. Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!"
. "Hesabımın ne olduğunu hiç bilmemiş olsaydım."
. "Ah, ne olurdu, iş bitmiş olsaydı!"
. "Hiçbir işime yaramadı malım."
. "Sökülüp gitti benden saltanatım."
. "Tutun onu, derhal bağlayın onu!"
. "Sonra cehenneme sallayın onu!"
. "Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!"
. "Çünkü o, yüce Allah'a inanmıyordu."
. "Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu."
. "Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur."
. "Yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur."
. "Ki o atık suyu sadece günahkârlar yer."
Yemin ederim gördüklerinize,
.Vegörmediklerinize!
. Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.
. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz?
. Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz?
. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,
. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.
. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.
. Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür.
. Ve o, gerçeği örten
nankörler/inkârcılar için tam bir hasrettir.
. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.
. Hadi artık, yüce Rabbinin adını tespih et!
Not:Allah'ın biz insanlara gönderdiği, bilmemiz gereken tüm bilgileri paylaştığı Kuran'ı anlayarak okuyalım.Teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder