2- KALEM Suresi

  2-  KALEM  Suresi

      Rahman Rahim ALLAH’ın adıyla

Nun! Yemin olsun kaleme ve 
satır satır yazdıklarına 
Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; 
Rabbinin nimeti sayesinde, 
. Senin için kesintisiz bir ödül var. 
. Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin. 
. Yakında göreceksin, onlar da görecekler, 
. Hanginizmiş fitneye tutulan, deliren! 
. Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen. 
. O halde, yalanlayanlara itaat etme! 
. İstediler ki sen, alttan alıp gevşek davranasın/yağcılık edesin de onlar da 
yağcılık etsinler/yumuşaklık göstersinler. 
. Şunların hiçbirine eğilme, uyma: Çok yemin eden, bayağı-alçak, 
. Alaycı/gammaz, koğuculuk için dolaşıp duran, 
. Hayrı engelleyen, sınır tanımaz-saldırgan, günaha batmış, 
. Kaba/obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı. 
. Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş? 
. Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: 
"Daha öncekilerin masalları!" 
. Yakında biz onun hortumu üzerine damga 
basacağız/burnunu sürteceğiz. 
. Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi. 
. Hiçbir istisna tanımıyorlardı. 
. Ama onlar uyumaktayken, Rabbinden gelen bir dolaşıcı bahçeyi dolaştı da, 
. O, simsiyah kesiliverdi. 
. Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler: 
. "Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin." 
. Yola koyuldular. Aralarında fısıldaşıyorlardı: 
. "Hey! Bugün oraya bir yoksul girip yanınıza gelmesin!" 
. Sadece engellemeye, 
şiddete güçleri yeten kişiler olarak erkenden vardılar. 
. Fakat bahçeyi görünce: "Yahu, biz yanlış gelmişiz." dediler! 
. "Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz." 
Ortancaları/ılımlı olanı şöyle dedi: "Ben size söylemedim mi? Tespih etseydiniz ya!" 
. O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk." 
. Bunun üzerine birbirlerini kınamaya 
başladılar. 
. "Yazıklar olsun bize, dediler, biz gerçekten azgınlarmışız!" 
. "Umarız, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz de her şeyimizle Rabbimize yöneliriz." 
. İşte böyledir azap! Âhiretin azabı ise gerçekten çok daha büyüktür. Bir bilselerdi! 
. Takva sahipleri için, Rableri katında nimetlerle 
dolu cennetler vardır. 
. Biz, Müslümanları/Allah'a teslim olanları, 
suçlular gibi yapar mıyız? 
. Neniz var sizin, nasıl hüküm 
veriyorsunuz? 
. Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi görüyorsunuz? 
. Onda, keyfinize uyan her şeyi rahatça buluyorsunuz. 
. Yoksa sizin lehinize üzerimizde kıyamete kadar uzanacak yeminler mi var da siz ne hükmederseniz oluverecek! 
. Sor onlara: "Böyle bir şeye hangisi kefil?" 
. Yoksa kendilerinin ortakları mı var? Eğer doğru sözlüler iseler, çığırıversinler ortaklarını!
. Baldırın çıplak kalacağı, secdelere çağrılacakları gün, onu da yapamayacaklar. 
. Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı. 
. Bu sözü yalanlayanla beni baş başa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yakalayacağız. 
. Süre tanıyorum onlara. 
Tuzağım gerçekten zorludur benim. 
. Bir ücret mi istiyorsun kendilerinden de onlar, bir borç altında eziliyorlar! 
. Yoksa gayb, yanlarında da onlar mı yazıyorlar? 
. Artık, Rabbinin hüküm vermesi için sabret! Balığın dostu Yûnus gibi olma! Hani o, öfkelendirilmiş bir halde yakarmıştı. 
. Eğer ona, Rabbinden bir nimet ulaşmasaydı, horlanmış bir halde cascavlak bir yere atılırdı. 
. Fakat Rabbi onu seçip yüceltti ve 
barışseverlerden yaptı. 
. O küfre sapanlar, Zikir'i/Kur'an'ı 
işittiklerinde az kalsın gözleriyle seni devireceklerdi. "Bu tam bir cinlidir." diyorlardı. 
. Oysaki o Zikir/Kur'an âlemler için bir 
öğütten başka şey değildir. 

Not:Bu bir tekliftir.Lütfen  ALLAH'ın insanlara gönderdiği Kuran'ı anlayarak okuyalım.Okumayanlara da teklifte bulunalım.Teşekkür ederim..
               

Hiç yorum yok: