37..KAMER Suresi
Rahman Rahim ALLAH’ın Adıyla
. Saat yaklaştı, Ay yarıldı.
. Bir ayet-alâmet görseler yüz çeviriyorlar
. Saat yaklaştı, Ay yarıldı.
. Bir ayet-alâmet görseler yüz çeviriyorlar
. Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır.
. Yemin olsun ki, onlara haberlerden, içinde
. Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışmasız bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor.
. O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/
. O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/
. Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!
. Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!"
. Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar kulumuzu
. Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!"
. Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar kulumuzu
. Bunun üzerine yakardı Rabbine,
. Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
. Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular.
. Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde.
. Yemin olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp öğüt alacak?
. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Âd da yalanlamıştı. Ama nasıl oldu azabım ve uyarılarım!
. Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/
. Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/
uğultulu bir kasırga gönderdik.
. İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Semûd da uyarıları yalanlamıştı.
. Şöyle demişlerdi: "İçimizden bir tek insana mı uyacağız? Vallahi böyle bir durumda biz, sapıklık ve çılgınlık içine düşeriz."
. Şöyle demişlerdi: "İçimizden bir tek insana mı uyacağız? Vallahi böyle bir durumda biz, sapıklık ve çılgınlık içine düşeriz."
. "Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir."
. Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah!
. Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret!
. Suyun, aralarında
. Suyun, aralarında
su alış/içiş nöbetledir/
içilecek her
miktar hazırlanmıştır.
. Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.
. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
. Biz, onlar üzerine bir tek ses gönderdik de ağılcının serptiği kuru ot gibi kırılıp ufalandılar.
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr
gönderdik. Sadece Lût'un ailesini,
seher vakti kurtarmıştık,
. Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
. Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
. Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da
onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp
çekişmişlerdi.
. Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı?
. Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları.
. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı!
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları.
. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı!
. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret
. Ayetlerimizin tümünü yalanladılar da biz de
onları onurlu ve güçlü
birine yaraşır bir
yakalayışla yakaladık.
. Sizin kâfirleriniz,
kutsallaştırılmış hizip kitaplarında sizin için bir beraat/
dokunulmazlık mı var?
yenilmez bir topluluğuz" mu diyorlar?
. O topluluk, bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.
. Hayır, buluşma zamanları kıyamet
. Hayır, buluşma zamanları kıyamet
. O gün yüzleri üstüne ateşe sürüklenirler. "Cehennemin dokunuşunu tadın bakalım!"
. Şu bir gerçek ki, biz her şeyi bir ölçüye
. Şu bir gerçek ki, biz her şeyi bir ölçüye
. Korunup
sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.
. Güçlü bir padişahın/bir
Melîk'in katında,
özü-sözü birlere has oturma yerlerinde...
NOT: Biliyoruz ki uydurulan her tür din insan yaşantısına ve toplumuna zarardır. Doğruyu bulmak için, Arapça bilmiyorsanız, kendi dilinizde iniş sırasına göre KURAN mealini anlayarak okuyalım..Okuduktan sonra da okunması için teklifte bulunalım…TEŞEKKÜR EDERİM…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder