46.. VAKIA Suresi
Rahman Rahim ALLAH'ın Adıyla
. Kimini alçaltır, kimini yükseltir.
. Yerküre bir sarsılışla sarsıldığında,
. Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,
. Hepsi un-ufak olup dağılmıştır.
. Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.
. İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?
. Yerküre bir sarsılışla sarsıldığında,
. Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,
. Hepsi un-ufak olup dağılmıştır.
. Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.
. İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?
. İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?
. Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler...
. İşte onlardır yaklaştırılanlar.
. Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.
. Büyük kısmı öncekilerden,
. Az bir kısmı da sonrakilerden.
. Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,
. Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.
. Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.
. Büyük kısmı öncekilerden,
. Az bir kısmı da sonrakilerden.
. Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,
. Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.
. Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde. Sürekli hizmete adanmışlardır.
. Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.
. Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.
. Ne başları döner ondan ne de akılları karışır.
. Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden.
. Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.
. Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.
. Titizlikle korunan inciler misali;
. Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden.
. Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.
. Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.
. Titizlikle korunan inciler misali;
. Yaptıklarına karşılık olarak.
. Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha
. Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha
. Sadece "Selam, selam!" denir.
. Meyve dizili muz ağaçları,
. Uzayan gölgeler,
. Akıp dökülen sular,
. Birçok meyveler arasındadırlar.
. Ne tükenir ne yasaklanır.
. Yükseğe yerleştirilmiş döşekler içinde.
. Biz kadınları da güzel bir biçimde yeniden
. Uzayan gölgeler,
. Akıp dökülen sular,
. Birçok meyveler arasındadırlar.
. Ne tükenir ne yasaklanır.
. Yükseğe yerleştirilmiş döşekler içinde.
. Biz kadınları da güzel bir biçimde yeniden
. Hepsini bakireler yapmışızdır,
. Yaşıt cilveli dilberler halinde,
. Uğur ve mutluluk yâranı için.
. Bir bölümü öncekilerden.
. Bir bölümü de sonrakilerden.
. Yaşıt cilveli dilberler halinde,
. Uğur ve mutluluk yâranı için.
. Bir bölümü öncekilerden.
. Bir bölümü de sonrakilerden.
. Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?
. İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
. Simsiyah bir gölge altındadırlar.
. Ne serindir ne de cömert.
. Ne serindir ne de cömert.
. Çünkü şomluk yâranı, bundan önce
. O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.
. Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?"
. "Önceki atalarımız da mı?"
. De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."
. Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir.
. Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?"
. "Önceki atalarımız da mı?"
. De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."
. Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir.
ler.
. Karınları dolduracaklar ondan,
. Üzerine içecekler kaynar sudan,
. Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler.
. Din gününde ağırlanışları böyledir.
. Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı?
. Üzerine içecekler kaynar sudan,
. Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler.
. Din gününde ağırlanışları böyledir.
. Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı?
. Akıttığınız meniyi gördünüz mü?
. Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa yaratıcılar bizler miyiz?
. Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz önüne
. Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa yaratıcılar bizler miyiz?
. Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz önüne
. Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız.
. Yemin olsun, ilk yaratışı/yaratılışı bildiniz. Peki düşünüp ibret alsanız olmaz mı?
. Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?
. Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa bitirenler bizler miyiz?
. Yemin olsun, ilk yaratışı/yaratılışı bildiniz. Peki düşünüp ibret alsanız olmaz mı?
. Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?
. Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa bitirenler bizler miyiz?
. Dileseydik, onu kuru bir çöl haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
. "Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık."
. "Doğrusu mahrum bırakıldık biz."
. Şu içmekte olduğunuz suya baktınız mı?
. "Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık."
. "Doğrusu mahrum bırakıldık biz."
. Şu içmekte olduğunuz suya baktınız mı?
. Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indirenler bizler miyiz?
. Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi?
. Çakıp çakıp çıkardığınız o ateşi gördünüz
. Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi?
. Çakıp çakıp çıkardığınız o ateşi gördünüz
. Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratıp oluşturan bizler miyiz?
. Biz onu hem bir ibret hem de çöl yolcularına bir nimet kıldık.
. O halde o yüce Rabbinin adını tespih et!
. İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına
. Biz onu hem bir ibret hem de çöl yolcularına bir nimet kıldık.
. O halde o yüce Rabbinin adını tespih et!
. İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına
. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır.
. Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz.
. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.
. Şimdi siz, bu sözü mü kirletip
. Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz.
. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.
. Şimdi siz, bu sözü mü kirletip
. Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
. Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!
. İşte o zaman siz bakakalırsınız!
. Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!
. İşte o zaman siz bakakalırsınız!
. Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.
. Madem ceza görmeyecek kişilersiniz,
. Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.
. Eğer o, yaklaştırılanlardan ise;
. Madem ceza görmeyecek kişilersiniz,
. Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.
. Eğer o, yaklaştırılanlardan ise;
. Rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennet var ona.
. Eğer kutlu, uğurlu kişilerdense,
. "Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona.
. Eğer yalanlayan sapıklardansa;
. Eğer kutlu, uğurlu kişilerdense,
. "Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona.
. Eğer yalanlayan sapıklardansa;
. Kaynar sudan bir ziyafet,
. Ve cehenneme salıverilme var ona.
. İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!
. Ve cehenneme salıverilme var ona.
. İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder