42..FURKAN Suresi
. Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir.
. Böyleyken O'nun dışında bir takım ilahlar
edindiler. Hiçbir şey yaratamaz bunlar. Kendileri yaratılmışlardır zaten... Kendi benlikleri için bile ne bir zarara güç yetirebilirler ne bir yarara. Ne bir ölüme güçleri yeter ne bir dirime ne de kabirden çıkarıp hesap sormaya.
. Küfre batanlar dediler
ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir.
. Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu.
. Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda
. "Yahut ona bir hazine gönderilmeli, yahut ürününden yediği bir bahçesi olmalı değil miydi?" O zalimler şunu da söylediler: "Sizler büyülenmiş bir adamdan başkasının ardı sıra gitmiyorsunuz."
. Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar.
. Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar.
. Şanı yücedir o kudretin ki, dilerse sana ondan daha hayırlısını, altından nehirler akan bahçeleri verir ve senin için köşkler de yapar.
. İş onların söyledikleri gibi değil. Onlar o kıyamet saatini yalanladılar. Ve biz, kıyamet saatini yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır.
. İş onların söyledikleri gibi değil. Onlar o kıyamet saatini yalanladılar. Ve biz, kıyamet saatini yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır.
. O, onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar onun kaynayan öfkesini ve
. Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında, orada haykırırlar: "Nerdesin ey ölüm!"
. Bugün bir ölüm çağırmayın, birçok ölümü davet edin.
. De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat
. Bugün bir ölüm çağırmayın, birçok ölümü davet edin.
. De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat
. Onlar için orada, diledikleri her şey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir.
. Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?"
. Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?"
. Derler ki: "Tespih ederiz seni; seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmazdı. Ama sen onları ve atalarını öylesine nimetlendirdin ki, zikiri/Kur'an'ı unuttular ve helâke giden
. İşte, haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı bulabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap tattıracağız.
. Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.
. Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.
. Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki:
"Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.
. Melekleri görecekleri günde, o günahkârlara hiçbir müjde yoktur. Şöyle diyecekler: "Yasaktır, yasaklanmıştır!"
. Yaptıkları her işin önüne geçmiş, onu un-ufak hale getirip silmişizdir.
. Yaptıkları her işin önüne geçmiş, onu un-ufak hale getirip silmişizdir.
. O gün, konakladıkları yer çok hayırlı,
. O gün gerçek mülk/yönetim Rahman'ındır. Ve o, kâfirler için çok zorlu bir gündür.
. O gün, zalim, ellerini
. O gün, zalim, ellerini
. "Ah, ne olurdu, falancayı dost edinmeseydim!"
. "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."
. Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı
. "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."
. Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı
. Biz böylece her peygambere, suçlulardan bir düşman musallat ettik. Kılavuz ve yardımcı olarak Rabbin yeter.
. Gerçeği örten nankörler/inkârcılar
dediler ki: "Kur'an ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!" Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk.
. Onlar sana bir mesel getirdikçe, biz sana hakkı ve en güzel
. O yüzleri üstü cehenneme sevk edilecek
. Yemin olsun ki, biz Mûsa'ya Kitap verdik. Kardeşi Hârun'u da onun yanında vezir yaptık.
. Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
. Ve Nûh kavmi... Resulleri yalanladıklarında hepsini boğup, insanlara bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık.
. Âd'ı, Semûd'u, Ress, halkını ve bunlar arasında birçok nesilleri yere batırdık.
. Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip batırdık.
. Yemin olsun, onlar o kötülük yağmuruna
tutulan kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı.
. Seni gördüklerinde, şu şekilde alaya almaktan başka şey yapmazlar: "Allah, resul olarak şunu mu gönderdi?!"
. "Eğer biz kendilerine bağlılıkta sabırlı olmasaydık, bu bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördüklerinde, yolca kimin daha sapık olduğunu bilecekler.
. İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün
. İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün
. Yoksa sen bunların çoğunun işittiklerini, aklettiklerini mi sanıyorsun?Onlar
. Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız!
. Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!
. O'dur sizin için geceyi elbise, uykuyu dinlence yapan. Gündüzü,
. O'dur sizin için geceyi elbise, uykuyu dinlence yapan. Gündüzü,
. Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım.
. Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler.
. Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler.
. Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.
. İki denizi birbiri üstüne salan O'dur. Bu, tatlı ve yürek ferahlatıcı; şu, tuzlu ve acı. Ve ikisinin
. İki denizi birbiri üstüne salan O'dur. Bu, tatlı ve yürek ferahlatıcı; şu, tuzlu ve acı. Ve ikisinin
. Sudan bir insan yaratıp, onu nesep ve
. Allah'ın berisinden, kendisine yarar sağlamayacak, zarar da veremeyecek şeylere ibadet/kulluk ediyorlar. İnkârcı, Rabbi aleyhine başkalarına arka çıkar.
. Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
. Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
. De ki: "Onun karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; ancak Rabbine varmak için bir yol tutmayı dileyenler istiyorum."
. O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana
. O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana
. Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı
. Onlara, "Rahman'a secde edin!" dendiğinde şöyle derler: "Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?" Ve bu söz onların nefretini artırdı.
. Şanı yücedir o kudretin ki; gökte burçlar yarattı, orada bir kandil ve ışık yansıtıcı bir ay oluşturdu.
. Geceyle gündüzü, öğüt almak isteyenlerle şükretmek isteyenler için, birbirini izler hale getiren O'dur.
. Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız
. Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız
etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" derler.
. Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek,
. Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek,
. Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut! Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır."
. Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri!
. Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri!
. Onlar harcama yaptıkları zaman ne
savurganlığa saparlar ne de cimrilik
. Onlar Allah'ın yanında bir başka ilaha yakarmazlar/davet etmezler. Allah'ın saygıya layık kıldığı canı haksız yere almazlar. Zina etmezler. Bunları yapan, cezaya çarpılır.
. Kıyamet günü azap kendisi için kat kat artırılır da hor ve ezik
. Tövbe ederek inanan ve hayra/barışa
. Kim tövbe edip hayra ve barışa yönelik iş
. Onlar yalana tanıklık etmezler/yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler.
. Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar.
. Onlar şöyle yakarırlar: "Rabbimiz,
. İşte bunlar, sabretmiş olmalarına karşılık yüksek konaklarla ödüllendirilirler. Ve o konaklarda sağlık dileğiyle ve selamla karşılanırlar.
. Orada sürekli kalacaklardır. Ne güzel konak yeri, ne güzel dinlenme yeri!"
. De ki: "Duanız/davetiniz yoksa, Rabbim
NOT: Bu bir davettir LÜTFEN KURAN OKUYUN. Başlangıç için iniş sırasına göre Arapça bilmiyorsanız, KURAN mealini anlayarak okuyun. Ve lütfen okuduktan sonra okumayanlara davette bulunun.. TEŞEKKÜR EDERİM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder