84.. RUM Suresi
Rahman Rahim ALLAH’ın Adıyla
. Elif, Lâm, Mîm.
. Elif, Lâm, Mîm.
. Yenilgiye uğratıldı Rûm.
. Yeryüzünün en yakın/en alçak bir yerinde. Ama onlar yengilerinin ardından galip duruma geçecekler,
. Yeryüzünün en yakın/en alçak bir yerinde. Ama onlar yengilerinin ardından galip duruma geçecekler,
. Birkaç yıl içinde. İş/oluş/hüküm, önünde de sonunda da Allah'ındır. Onların galibiyet gününde müminler ferahlayacaklar,
. Allah'ın yardımıyla. Dilediğine yardım eder
. Allah'ın yardımıyla. Dilediğine yardım eder
. Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam bir gaflet içindedirler onlar!
. Kendi benliklerinin içinde
. Kendi benliklerinin içinde
olup bitenleri de mi düşünmediler! Allah gökleri, yeri ve bu ikisi
arasındakileri ancak hak üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak yaratmıştır. Şu da bir gerçek ki, insanlardan çokları Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr ediyorlar.
. Yeryüzünde dolaşıp bir bakmıyorlar mı ki, nasıl oldu kendilerinden öncekilerin sonu?
. Yeryüzünde dolaşıp bir bakmıyorlar mı ki, nasıl oldu kendilerinden öncekilerin sonu?
Onlar kuvvet yönünden bunlardan daha ağır ve baskındılar. Toprağı eşip deşip didik didik etmişlerdi. Ve yeryüzünü, bunların imar ettiklerinden çok daha fazla imar etmişlerdi. Ve resulleri onlara açık-seçik deliller getirmişti. O halde, Allah onlara zulmediyor değildi. Doğrusu, onlardı öz benliklerine zulmedip duranlar.
. Sonra o çirkinlik ve kötülük
sergileyenlerin sonu, çirkinlik ve kötülüğün en beteri oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanlamışlardı ve o ayetlerle alay ediyorlardı.
. Allah yaratışa başlar, sonra onu varlık
. Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar sus-
. Allah'a ortak tuttukları arasından, kendileri
. Saat gelip çattığı gün, o gün, hepsi
. İman edip hayra ve barışa yönelik işler
. İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret
. O halde tespih Allah için. Akşama
. Göklerde ve yerde hamt da O'na; gün
. Diriyi ölüden çıkarır O, ölüyü diriden
. Onun ayetlerinden biri de sizi, topraktan
. Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır.
. Göklerin ve yerin yaratılmasıyla dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O'nun
. Gece ve gündüz uyumanız, onun
lütfundan nasip aramanız da O'nun ayetlerindendir. Bunda, işitebilen bir toplum için elbette ibretler vardır.
. Yine O'nun ayetlerindendir ki O size, korku ve ümit olmak üzere şimşeği gösteriyor; gökten bir su indiriyor da ölümünden sonra toprağı onunla canlandırıyor. Bunda, aklını işleten bir topluluk için elbette mucizeler vardır.
. Göğün ve yerin O'nun emriyle ayakta
durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağrıyla davet ettiğinde siz yerden hemen çıkacaksınız.
. Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur.
. Yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar
. Size öz benliklerinizden bir örnek verdi:
Ellerinizin altında bulunanlarda, size verdiğimiz rızıklarda, sizinle aynı haklara sahip, birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz ortaklarınız var mı? İşte biz, aklını işletecek bir topluluk için ayetleri böyle açık açık sıralıyoruz.
. Zulme sapanlarsa ilimsiz bir biçimde keyiflerine uymuşlardır. Allah'ın
saptırdığına kim yol gösterecek? Böylelerinin yardımcıları yoktur.
. O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.
. O'na yönelmiş kişiler olarak O'ndan
. Onlardan ki, dinlerini parçalayıp
. İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra
. Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük
. Yoksa onlara kesin bir kanıt mı indirdik de
. İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi ellerinin
. Görmediler mi Allah, dilediğine rızkı
. O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da. Allah'ın yüzünü isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir, kurtuluşa erenler.
. İnsanların malları içinde artsın diye riba olarak verdiğiniz, Allah katında artmaz.
Allah'ın yüzünü isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte onu verenler kat kat artıranların ta kendileridir.
. Allah'tır ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır. Sonra sizi öldürüyor, sonra diriltiyor. Peki, ortak koştuklarınızdan biri var mı, bunlardan bir şeyi yapabilecek! Yücedir, arınmıştır onların ortak koştuklarından O.
. İnsanların ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah
. De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin
. Allah tarafından ertelenmesi söz konusu
olmayan bir günden önce, yüzünü güçlü ve eskimez dine döndür! O gün herkes bölük bölük ayrılacaktır.
. Kim küfre saparsa inkârı kendisi
aleyhinedir. Barışa ve hayra yönelik bir iş
yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar.
. Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.
. O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.
. O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.
. Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öc aldık. İnananlara yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı.
. O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o
bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu
parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler.
. Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz idiler.
. Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak,
. Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak,
. Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o
. Artık sen, ölülere işittiremezsin. Dönüp
. Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak,
ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslümanlar/Allah'a teslim olanlar haline geliverirler.
. Allah O'dur ki, sizi bir güçsüzlükten yarattı. Sonra o güçsüzlüğün arkasından bir kuvvet oluşturdu. Sonra o kuvvetin arkasından bir güçsüzlük ve ihtiyarlığa vücut verdi. Dilediğini yaratır. Alîm'dir O, Kadîr'dir.
. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."
. Zulmetmiş olanlara, özür bildirmeleri o
. Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, gerçeği örten nankörler/inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz."
. İlimden nasipsizlerin kalpleri üzerine Allah işte böyle mühür
. O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder