54.. HİCR Suresi
. Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.
. Biz hiçbir yurt ve medeniyeti, belirlenmiş bir yazgısı olmaksızın ortadan kaldırmadık.
. Hiçbir ümmet kendisi için belirlenen
. Biz hiçbir yurt ve medeniyeti, belirlenmiş bir yazgısı olmaksızın ortadan kaldırmadık.
. Hiçbir ümmet kendisi için belirlenen
. "Hadi getirsene bize o melekleri, eğer doğru sözlülerdensen!"
. Biz o melekleri ancak ve ancak hak üzere, hak bir yolla indiririz. Ve o zaman inkârcılara göz açtırılmaz.
. Biz o melekleri ancak ve ancak hak üzere, hak bir yolla indiririz. Ve o zaman inkârcılara göz açtırılmaz.
. Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.
. Yemin olsun ki, senden öncekilerin o ilk
. Yemin olsun ki, senden öncekilerin o ilk
. Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla mutlaka alay ederlerdi.
. Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz.
. Ona inanmazlar. Oysaki, öncekilerin yol ve yöntemleri gözlerinin önünden geçmiştir.
. Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.
. Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz.
. Ona inanmazlar. Oysaki, öncekilerin yol ve yöntemleri gözlerinin önünden geçmiştir.
. Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.
. Kesinlikle şöyle diyeceklerdi: "Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarptırılmış bir toplumuz."
. Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları,
. Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları,
. Ancak kulak hırsızlığı eden olur; onun peşine de parlak bir ateş alevi düşer.
. Yeri yayıp döşedik,
. Yeri yayıp döşedik,
. Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık.
. Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ama biz onu ancak
. Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ama biz onu ancak
. Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik;
. Yemin olsun, sizin önden gidenlerinizi bilmişizdir; yemin olsun, geriye kalanları da bilmişizdir.
. Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları haşredecek olan. Hakîm'dir O, Alîm'dir.
. Yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan,
. Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları haşredecek olan. Hakîm'dir O, Alîm'dir.
. Yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan,
. Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten
. Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere,
. "Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın."
. Meleklerin tümü, toplu halde secde ettiler.
. İblis müstesna. O, secde edenlerle
. Meleklerin tümü, toplu halde secde ettiler.
. İblis müstesna. O, secde edenlerle
. Dedi: "Kuru bir çamurdan, değişken-cıvık bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmek için var olmadım."
. "Din gününe kadar üzerinde lanet var."
. Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
. Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
. Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin." . "Bilinen vaktin gününe kadar..."
. Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım."
. "İçlerinden riyaya sapmamış, samimi kulların müstesna."
. Buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol
. Buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol
. "Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna."
. Cehennem onların tümünün şaşmaz buluşma yeridir.
. Yedi kapısı vardır onun. Her kapıya onlardan bir bölük ayrılmıştır.
. Sakınılması gereken şeylerden sakınanlar
. Cehennem onların tümünün şaşmaz buluşma yeridir.
. Yedi kapısı vardır onun. Her kapıya onlardan bir bölük ayrılmıştır.
. Sakınılması gereken şeylerden sakınanlar
. "Güvene kavuşmuş olarak selamla girin oraya."
. Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır.
. Orada kendilerine zahmet/yorgunluk dokunmaz. Oradan çıkarılmazlar da.
. Haber ver kullarıma: Hiç kuşkusuz benim,
. Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır.
. Orada kendilerine zahmet/yorgunluk dokunmaz. Oradan çıkarılmazlar da.
. Haber ver kullarıma: Hiç kuşkusuz benim,
. Dedi: "İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye
. Dediler: "Hakk'a dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma."
. Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!"
. "Amacınız nedir ey
. Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!"
. "Amacınız nedir ey
. Dediler: "Biz günahkâr bir topluluğa gönderildik."
. "Yalnız Lût'un ailesi suçlu değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız."
. "Lût'un karısı hariç. O günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik."
. Elçiler Lût ailesine geldiklerinde,
. "Yalnız Lût'un ailesi suçlu değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız."
. "Lût'un karısı hariç. O günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik."
. Elçiler Lût ailesine geldiklerinde,
. Lût: "Siz tanınmayan kimselersiniz." dedi.
. Dediler: "Sana öyle bir şey getirdik ki, onun hakkında kuşkulanıp duruyorlardı."
. "Sana gerçeği getirdik. Biz, özü-sözü doğru olanlarız."
. "Gecenin bir yerinde aileni yola çıkar. Sen de arkalarından onları izle. Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere kadar gidin."
. Dediler: "Sana öyle bir şey getirdik ki, onun hakkında kuşkulanıp duruyorlardı."
. "Sana gerçeği getirdik. Biz, özü-sözü doğru olanlarız."
. "Gecenin bir yerinde aileni yola çıkar. Sen de arkalarından onları izle. Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere kadar gidin."
. Ona şu emri bir hüküm olarak ilettik: Şunlar, kökleri kesilmiş olarak sabahlayacaklardır.
. Şehir halkı geldi.
. Şehir halkı geldi.
. Lût dedi: "Bunlar benim konuklarımdır, aman beni utandırmayın!"
. "Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin."
. Dediler: "Seni
. "Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin."
. Dediler: "Seni
. Lût dedi: "Eğer bir şey yapacaksanız, işte kızlarım!"
. Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.
güneş doğarken yakaladı.
. O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
. Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için ibretler vardır.
. Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için ibretler vardır.
. O kentin izleri/işaretleri, hâlâ işleyen bir yol üzerindedir.
. İnananlar için bunda elbette bir ibret vardır.
. Eyke halkı da gerçekten zalim insanlardı.
. İnananlar için bunda elbette bir ibret vardır.
. Eyke halkı da gerçekten zalim insanlardı.
. Onlardan intikam aldık. Her ikisi önde, belirgin bir biçimde durmaktadır.
. Yemin olsun, Hicr halkı da gönderilen elçileri yalanladı.
. Ayetlerimizi onlara verdik ama onlardan
. Yemin olsun, Hicr halkı da gönderilen elçileri yalanladı.
. Ayetlerimizi onlara verdik ama onlardan
. Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı.
. Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
. Kazanıp durdukları şeylerin kendilerine
. Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
. Kazanıp durdukları şeylerin kendilerine
. Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran.
. Kuşkusuz senin Rabbin, evet o, Hallâk'tır, hiç durmadan yaratır; en iyi şekilde bilir.
. Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar
. Kuşkusuz senin Rabbin, evet o, Hallâk'tır, hiç durmadan yaratır; en iyi şekilde bilir.
. Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar
. Sakın, onlardan bazı çiftlere verdiğimiz nimet ve zevklere gözlerini dikme. Onlar için tasalanma da. Müminler için kanadını indir sen!
. Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"
. Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da
. Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da
. Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.
. Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
. Yapıp ettiklerinden...
. Emrolunduğun şeyi, kafalarını
. Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
. Yapıp ettiklerinden...
. Emrolunduğun şeyi, kafalarını
. Alay edip eğlenenlere karşı biz sana yeteriz.
. Allah ile beraber başka tanrılar benimseyenler yakında bilecekler.
. Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz.
. Allah ile beraber başka tanrılar benimseyenler yakında bilecekler.
. Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz.
. Şimdi sen, Rabbine hamd ile tespih et ve secde edenlerden ol!
. Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder